Eurovizyon'dan notlar

İki gün önce Belgrad da eurovizyon yarışması vardı.

Türkiye, bu yarışmaya Mor ve ötesi adlı grubun 'Deli' isimli şarkısıyla katıldı.

Bence önce bu grubu tanıyalım ve kimlerle buraya katıldığımızı görelim.

Kerem...

Alman Lisesi'ni bitirdi.
Koç Üniversitesi'ni bitirdi. İşletme okudu. Boğaziçi Üniversitesi'de Yüksek lisans yaptı Mimari tarih üzerine... Koç Üniversitesi'ne döndü. Öğretim üyesi olarak çalıştı. Sonra, İTÜ'ye geçti. Doktora yapıyor.

Harun...

Alman Lisesi'ni bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirdi. Felsefe diploması aldı. Ekolojiyle ilgileniyor.

Burak...

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı şan bölümünü bitirdi, opera çalıştı.

Onlarla ne kadar övünsek azdır aslında. Okumuş çocuklara her zaman güvenimiz tamdır.

Kaçıncı olursak olalım, bence gerçekten çok başarıydılar.

Gelelim o çok tartışmalı konuya. Şarkının Türkçe mi, İngilizce mi okunması. Bu insanlar kolaylıkla ingilizce şarkı yapabilirler ama bence anadille bu yarışmaya katılmak ayrı bir gurur bence, ha diyebilirsiniz ama ingilizce şarkıyla girmeden de kazanamıyoruz.

Bu da bizim dilimize gösterdiğimiz ilgi ve alakadan kaynaklanıyor. Eğer biz dilimize özen gösterip yabancı etkilerden uzak tutsak ve onun bir dünya dili olması için çabalasak, ciddi çalışmalarda bulunsak hiç de böyle olmaz aslında.

Eurovizyon yarışmasında anormal olan bir diğer konu ise komşuların ve siyasi müttefiklerin birbirlerine gönderdikleri oylardı.

Bütün ülkeler birbirlerine oy gönderirken oylama sonucuna şöyle bir bakınca bizim hiç mi komşumuz yok acaba diye düşünmemek de elde değil .Çünkü gurbetçilerimizde olmazsa kimsenin bize oy vereceği yok gibi.

Baktığımızda bizim komşularımızın çoğu sanki ermeni soykırımında kimin tarafında olduklarını oylarcasına oylarını kullandılar.

Yani anlayacağınız bu yarışmanın sonuçlarını belirlemek için artık Dış işleri Bakanlığı ile birlikte çalışmamız gerekecek galiba...