Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '10

 
Kategori
Öykü
 

Evliliğe Adım Adım (2)

Ömer evden çıkıp işyerine varmıştı. Her zamanki gibi koridordan başlayarak odasına gelince kadar bütün personele günaydın diyerek çalışma odasına geldi. Hemen bilgisayarını açtı ve dolaptan günlük çalışma dosyalarını bir bir masaya çıkarttı. Çaycı Osman güler yüzüyle "Ağabey çayını bırakıyorum" dedi. Kafasıyla tasdikledi. "Nefis görünüyor her zamanki gibi mükemmel yapmışsın" dedi.

Birden cep telefonunun sesiyle irkildi. Sabah sabah onu kimse aramazdı. Ayşe miydi ? Ama o hiç bu saatte aramazdı ki.
Acaba Fethiye'den mi arıyorlar? diye düşündü. Ömer'in fazla kalabalık değildi akrabası. Annesi, babası ve anneannesi Köyceğiz'de yaşıyorlardı. Kendi hallerinde geçinip gidiyorlardı. Tek çocuktu. Ailesi dişinden tırnağından biriktirmiş olduğu bir miktar parayı Ömer'e vermişlerdi.

Ömer ailesinden bu parayı almak istememişti. Çünkü bütün imkanlarını seferber etmişler zaten üniversiteyi okutmuşlardı. Dört yıldır kendi de kazandığı parasını çarçur etmemiş yatırım yapmıştı. Ama ailesi ısrarla verdiler ve "Yavrum biz Ankara'ya sık sık gelemeyiz sana güveniyoruz sen kendi kafana göre kur evini, ihtiyacınız olursa ara bizi, atlar geliriz" demişlerdi. Yani düğünden iki gün önce gelmeyi düşünüyorlardı.

Ayşe ise ailesiyle kalıyordu. Babası ve annesi emekli öğretmenlerdi. Bir kızkardeşi vardı o da yurt dışında yaşıyordu.
Ömer'in Ayşe ile tanışmasına bir toplantı vesile olmuştu. Bir koordinasyon toplantısında birlikte çalışmaları, aşklarının filizlenmesine sebep olmuştu. Sanki tanrı onları birbirleri için yaratmıştı. Ortak noktaları o kadar fazlaydı ki, kendileri bile şaşırıyordu.

Daldığı düşünceden ikinci kez çalan telefonun sesiyle uyandı. Ayşe'nin sevimli sesi vardı kulaklarında ve "Aşkım bugün doğum günün, iyi ki doğdun ve iyi ki seninleyim" diyordu. Ömer şaşkındı "Bu telaşede kendi doğum günümü unutmuşum, teşekkürler canım ne kadar düşüncelisin" dedi.

Ayşe "İşten bugün biraz erken çıkabilir misin? Bu özel gününü beraber kutlayalım hem nikahımıza az kaldı eksiğimiz kaldı mı? Uzun uzun konuşuruz" dedi. Ömer "tabiki hayatım" diyerek telefonu kapattı.

Fakat müdürüne söylemeden önce yaptığı işi arkadaşına devretmesi gerekiyordu. Kalktı masasından ve yan odaya geçti. Celal çok asık suratlı, uyumsuz birisiydi ama mecburdu şansını denemeliydi, yaptığı işi ondan başkasına bırakamazdı.

"Celal bugün öğleden sonra çıkacağım yerime bakar mısın? dedi. Ama Celal kafasını bile kaldırmadan "Kendi işimi zor yetiştiriyorum, bir de senin işine bakamam üzgünüm" dedi. Ömer çok bozulmuştu. Peki o zaman dedi.

Masasına tekrar geçti ve düşünmeye başladı. "Ne biçim bir insan bu" dedi. "Azrail gelse canını almaya, bakalım o zaman müsait değilim şimdi, zamanım yok, sonra gel mi? "diyecek diye düşündü. Sonra "Celal için celallenme be Ömer" dedi. Küflenmiş ruhlu, paslanmış beyinli, kireç tutmuş yüzlü, yosun tutmuş kalpli bu adamdan ne beklenir. İçindeki koalisyona bak, değil benim işimi o kendini bile yönetemez" diye düşündü.

Cesaretini toplayarak müdürünün odasına girdi ve durumu açık açık anlattı. Allahım kulaklarına inanamadı amiri ikilemeden izin vermişti hem de yedek personel bırak demeden. Hemen bu mucizenin büyüsünü bozmamak adına "Söz veriyorum erken çıkacağım ama elimde hiç bir iş bırakmadan gideceğim" dedi.

Kapıdan çıkarken Celal'in yüzüne "yaptığın kötülük yanında kalsın" bakışı yöneltti. Celal şaşkındı bu duruma. İşlerini tamamladı ve heyecanla işyerinden çıktı. Ayşe ile sözleştikleri pastanede buluştu. Ayşe çok özenli giyinmiş, saçlarına fön çektirmiş ve harika görünüyordu. Ömer yanaklarına uzandı ve "Harikasın her zamanki gibi" dedi. Ayşe "Hayatım seninle nice doğum günleri geçirmek istiyorum. İyi ki hayatıma girdin" dedi.

Güzel bir doğum günü pastasını evlilik öncesi düğün pastasıymış gibi mutlulukla kestiler beraberliklerinin bir ömür sürmesi için yemin ettiler.

DEVAM EDECEK

 
Toplam blog
: 334
: 482
Kayıt tarihi
: 22.03.10
 
 

Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Iki çocuk annesiyim. "Bir Öykü Kadar Kısa Bir Roman Kadar D..