Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlilik kilo mu yapar?

Evlilik kilo mu yapar?
 

Geçenlerde “Jack Lemmon”ın muhteşem bir filmi vardı televizyonda. Çok başarılı bir çizer, gününün önemli bir bölümünü spora ayıran ve bunu sadece erkeklerin üye olduğu bir klüpte yapan ve evliliği de asla düşünmeyen birisi rolünde. Hasbelkader, hiç İngilizce bilmeyen İtalyan bir kızla evleniyor ve hayatı tamamen değişiyor. Gün geçtikçe bol yağlı, soslu ve hamur işi İtalyan yemeklerinin kaçınılmaz sonucuna maruz kalıyor, kiloları kontrolden çıkıveriyor. Bekarlığında onlarca tur koştuktan sonra kendini havuza atarak saatlerce yüzerken, evliliğinin hediyesi devasa göbeğiyle iki tur koşamaz oluyor.

Eğlenceli ve çok neşeli bir filmdi gerçekten. Filmi izlerken diğer taraftan da beynimde evlenen arkadaşlarımın vahim ötesi şişman durumları sürekli geçip durdu. Kendimi de sona sakladım tabii ki. Hani şu spor aletlerinin reklamları vardır ya, “eski hali”, spor aletini kullandıktan sonraki “yeni hali”. Aynen böyleydi işte, ama tersinden. Ve “Evli arkadaşlarda şahit olunmasına ve başına geleceklerin bilinmesine rağmen nasıl oluyor da kilolara engel olunamıyor?” sorusunun cevabını aradım film boyunca. Nihayetinde de bazı cevaplara ulaşabildim. Bunlardan önemlilerini sizinle de paylaşmanın gerekli olduğuna inanıyorum. Mesela;

- Flört döneminde haftada birkaç kez buluşulur, güzel mekanlarda oturulur ve bir şeyler atıştırılır veya içilir, yemek alınsa bile yarısını tabakta bırakırsın ki “pisboğaz”, “sanki buraya yemek yemeye geldik”, “evlenirsek ben buna nasıl yemek yetiştiririm”, “görgüsüz” gibi önyargılara engel olabilesin, evlilik sonrası ise kendi tabağını ekmekle sıyırdığın gibi eşinin tabağında kalan – mutlaka da kalır – yiyeceği sırf günah olmasın diye mideye indirirsin, mekanın evde dışarıda neresi olduğu hiç önemli değildir

- Olmaz olmaz ama oldu diyelim, kız arkadaşla kebapçıya gidildi, gebersen dahi katiyen 1,5 porsiyon Adana, fındık lahmacun ve içli köfte yenmez, “kendime ve sağlığıma dikkat ediyorum” mesajı vermek için 1 porsiyon tavuk şiş ve yanında mevsim salata söylenir ve maalesef yine yarısı yerinde bırakılır, kebabın yağına banılmış pideler geri götürülürken gözlerin buğulanır,

- Evlilerin akşam yemeğinde “Hayatım lütfen, bunlar yarına kalmasın, atılır bak, zaten çok az” veya “Beğenmedin mi yoksa” cümleleri ile taciz başlar ve sonunda pes edilip üç kepçe yemeğe daha midede yer açmak zorunda kalınır, artık el alışkanlık kazanmıştır, düşünmeksizin tabaklar ekmekle bir güzel sıyrılır

- Bekar birinin buzdolabını açmaya hiç gerek yoktur çünkü peynir, ekmek kırıntıları, kapağı kırılmış ketçap mayonez şişeleri, kurumuş zeytinler, yarısı içilmiş on günlük kola şişesi dışında bir şey bulunmaz ve dolaysıyla bekarın gece kalkıp atıştırması gibi bir durumda asla söz konusu olamaz, evlilik hayatında buzdolabı tıka basa doludur ve sık sık gece taarruzları yapılır, bazen nasibe börek, mantı, zeytinyağlı dolma gibi bonuslar bile düşebilir

- Evlilikte barışacaksan yemeğe götürürsün, barışacaksa akşama kırk türlü yemek var demektir, her halükarda tıka basa barışırsın

- Ve sonuncusu, “Mahir Kaynak”vari bir komplo teorisiyle; karşı cinsten gelebilecek riskleri bertaraf etmek ve dışarıdaki karizmayı sarsmak amacıyla çaktırmadan adım adım yürütülen bir planın kurbanı olunabilir

Bu listeyi uzatmak o kadar kolay ki, sayfalarca yazılabilir. En iyisi titreyip kendimize gelmek ve bu hafta son kez bol bol yedikten sonra hemen Pazartesi rejime başlamak…

 
Toplam blog
: 7
: 601
Kayıt tarihi
: 07.09.06
 
 

Ankara doğumluyum. Çukurova Üniversitesi İşletme Bölümünden mezun olduktan sonra bankacılık sektö..