Evropa Evropa - 1: Bir zaafı kullanmak…

Hunların batıya göçüyle Türklerle tanışan Avrupa; önce Dandanakan ve Malazgirt savaşları, Haçlı Seferleriyle Selçuklularla; sonra da Kosova, Varna ve Mohaç savaşları, İstanbul’un Fethiyle, Osmanlılarla karşılaşır. Nihayet Kanunî’den sonra başlayan ve Tanzimat’ın ardından gelişen hadiseler Osmanlı’nın sonunu hazırlar, Kurtuluş Savaşı başlar ve Türkiye Cumhuriyeti kurulur.

Başlangıçtan beri Türkler için cazibe merkezi olan Batı, önceleri Roma İmparatorluğu, sonradan Bizans, günümüzde de Avrupa Birliği (AB) kimliğinde karşımıza çıkar. İlk kahramanımız Attila’dır, Roma İmparatorluğu bölünür. İkinci kahramanımız Fatih’tir, Bizans İmparatorluğu yıkılır. Türklerin yeni "kızıl elma"sı ise artık AB’dir.

Ne var ki bunu tek bilen biz Türkler değiliz ve bu, Türklerin aleyhinde yüzyıllardır kullanılagelmiştir. Kendilerince bizi modernleştiren, çağdaşlaştıran ve uygarlık yolunda yürümemizi sağlayan Batı; esasında kendi menfaatlerini düşünmekte ve kendi yandaşlarının lehinde tavır almaktadır. Bu durum, herkesin kolayca görebileceği gibi, şöyle gözlemlenebilir:

Kıbrıs konusunda Türk tarafının attığı adımlara karşılık, söz verdiği halde Rumlara yeterli baskıyı yapmayan Avrupa’dır.

Bosna, Kosova, Cezayir, Sudan, Filistin gibi ülkelerde yapılan "soykırım"ı görmezden gelen; fakat Ermeniler konusunda "sözde soykırım" iddialarını dillendiren ve günbegün tasarılar hazırlayıp, planlar sunarak "olmayanı var gibi göstermeye gayret eden" Avrupa’dır.

Özellikle Kuzey Irak ve Güneydoğu Anadolu’da faaliyet gösteren PKK (KADEK) terör örgütüne müsaade eden; Türkiye’deki "devletçi, halkçı, milliyetçi, cumhuriyetçi (Atatürk’ün ilkeleri)" her siyaseti zararlı gören ve bunun için Türk askerinin gücünü ve hareket kabiliyetini sınırlayıcı kurallar koymaya çalışan yine Avrupa’dır.

Örnekler çoğaltılabilir…

Bütün bunların yanı sıra daha nice gizli ya da açık hamleler yapan Avrupa’nın kullandığı en önemli silah "bizim onlara olan hayranlığımız ve bundan ötürü oluşan zaafımız"dır. Avrupa bunu, iyi, hem de çok iyi bilmektedir.

Son günlerde Danimarka ve Fransa’nın yaptıkları ise "bu zaafı kullanmak"tan başka bir şey değildir.