Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '09

 
Kategori
Sevgililer Günü
 

Ey sevgili...

Ey sevgili...
 

"Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili"

"Sevgililer gününde ne alıyorsun sevgiline?" sorusuyla başladı muhabbet. İki arkadaşın, yaklaşan sevgililer gününde sevgililerine almayı düşündükleri hediyeleri olabilirdi ve soruyu soranın bir fikir almaktan başka amacı yoktu.

Soruyu soran aşık çocuk, "Hiçbir şey" cevabını alacağını tahmin etmiyordu, ama karşısında duranın bet sesiyle verdiği cevap "Hiçbir şey almayacağım" oldu. "Neden?" diye cılız bir ses çıktı, şaşkınlık içinde. Yanıt hazırdı tabiki; adam bet sesiyle konuşmaya başladı:

"Sevgili nedir?" takındığı tavırlar, karşısındakine felsefi bir ders verir gibiydi. "Sevgili kimdir?, Bana bunun tarifini yapabilir misin?". Susmuş ve aşık çocuktan alacağı cevabı beklemeye başlamıştı.

"Sevgili" diye başladı çocuk; "Sevgili, yanındayken huzur bulduğun, ayrıldığın andan itibaren aklından çıkaramadığın, el ele tutuşurken bile onu özlediğin kişidir", sözler tek seferde yürekten çıkmış sözlerdi. Devam etti; "Sevgili, geçmişin getirdiklerini geleceğe birlikte taşıdığın kişidir, "senin" "benim" kavramlarını yok eden, "bizim" kavramını yaşamanı sağlayandır", o anda gözünün önünden sevgilisi geçiyordu ve verdiği cevapları sevgilisiyle birlikte verdiğini biliyordu. Son sözü yine en derinden, tek seferde söyledi: "Sevgili aslında kendisidir insanın, kendisi kadar iyi tanıdığı ruh, kalbinin çarpma amacıdır". Bet sesli adamın sorusuna yürekten bir cevap verdiği düşüncesiyle, aynı soruyu bu defa o yöneltti: "Sence nedir sevgili?".

Aşık çocuk konuşurken, bet sesli adamın yaptığı tek şey, olmayan bıyıklarının altından, sağ dudağının ucuyla yaptığı sinsi gülümseme olmuştu. Kendi sorduğu soruyu sırası gelince cevaplamak zorunda kalacağını bilyordu.

"Sevgili nedir, biliyor musun?" dedi. Çocuk dikkat kesilmiş, alacağı cevabı bekliyordu.

"Sevgili, birlikte olduğun, gezip tozduğun, onunlayken keyiften dört köşe olduğun ama bu durumu resmiyete kadar sürdürdüğün kişidir". Cevabı verirken, sağ dudaktaki gülümseme, hızla tüm ağıza yayıldı ve bir sırıtma halini aldı. Konuşmaya devam ediyordu; "Resmiyetten sonra da sevgilin olabilir ama, sevgilinle asla resmi bir ilişkin olamaz" dedi.

Aşık çocuk, şaşkınlıktan dona kalmıştı. Uzun süre birlikte olduğu kişiyle evlenmiş ve mutlu bir evliliği yürütüyorlardı. Bekarlıktan sonra ne değişmişti ki? O zaman da sevgililisiydi şimdi de öyleydi. Hele hele evlendikten sonra gayrı resmi bir ilişki, bu mümkün değildi. İnsanlık bunu gerektirirdi. Bu tür bir ilişkiye girenin ormanda yaşıyan bir çok eşli canlıdan ne farkı olabilirdi.

Sorular, sorular, sorular...

Aşık çocuk tüm bu soruları kendi içinde cavaplamaya çalışıyordu. Bet sesli adamın iyiden iyiye geliştirdiği sırıtışı artık neredeyse bir kahkaha halini aldı.

Ama çocuk daha fazla duramadı, patladı:

"Ne dediğini kulağın duymuyor heralde" dedi. "İnsan olarak yaratılma şansını vermiş sana yaradan, ya da son anda sıyırmışsın ormana gitmekten. Nasıl böyle birşey düşünebilirsin, sevgilinin aslında insanın kendisini simgelediğini anlatmaya çalışırken çok ciddiydim, demek ki sen kendini kaybetmişsin".

Aşık çocuk bu sözleri söylerken, kahkahasını homurdanmayla karışık olarak sürdüren adam "Hadi ordan be" dedi, ama çocuk çoktan ortamdan uzaklaştığından, adamın sözleri havada kaldı, kahkahasının altında eriyip gitti.

Sevgiyi en yüce erdem, sevgiliyi en yüce varlık sayanların sevgililer günü kutlu olsun...

Şiir: Sezai KARAKOÇ

 
Toplam blog
: 117
: 1067
Kayıt tarihi
: 26.09.07
 
 

1980 yılında Mersin'de doğdum, bütün eğitim öğrenimimi Mersin'de tamamladım. Yetmedi, işimi de Mersi..