Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzm Klinik Psk Şahin Çiftçi

http://blog.milliyet.com.tr/psikoterapinotlari

22 Ocak '16

 
Kategori
Psikoloji
 

Eyvah çocuğumun notları çok kötü

Çocuğunuz karnesini aldı. Notlarına baktınız ve yine aynı. Beklediğiniz gibi değil. Sonra  kızdınız ona, bağırdınız biraz ve ceza verdiniz. "Bir daha dışarı çıkmayacaksın, artık sürekli ders çalışacaksın, televizyon yok bundan sonra"gibi daha bir sürü şey. Tıpkı önceki karne dönemlerinde olduğu gibi. Bir süre geçtikten sonra yine herşey eski haline dönecek,  bir diğer karne dönemine kadar.

Bazı aileler ise sürekli çocuklarının üzerine düşerler. Özel dersler, birlikte ders çalışmalar, etüdler, ödevler vs. ama yine de bu çalışmanın karşılığını alamazlar. Sonrasında çaresizlik,kızgınlık ve endişe..

Birçoğunuzun evinde yaşanan bu ve benzer senaryolar vardır mutlaka. Gazetelerde, kitaplarda çocuğunuzun karnesi kötü geldiğinde nasıl davranmanız gerektiği yazar ki bende defalarca yazmışımdır. Elbette karne notu ya da başarısı çocuğunuzun kim olduğunu göstermez ancak akademik başarının önemsiz olduğunu iddia etmek ya da yadsımak da pek gerçekçi değildir. Bu dünyanın sonu değildir ama birşeylerin değişmesi ve müdahale etmenizin gerektiği ile ilgili bir uyarıdır. Çünkü akademik olarak bir şey yanlış gidiyor demektir. Üstelik eğitim sistemizde kalma olmadığı için çocukların eksik oldukları akademik alanları tamamlamadan bir üst sınıfa devam etmeleri sözkonusudur. Böylece temel eksik kaldığı için diğer bilgileri de oturtması zor olacak, sıkıntı kartopu gibi büyüyecek ve ileri sınıflarda daha fazla zorluklarla, düşük başarıyla karşılaşılması olası hale gelecektir. 

Aileleri asıl endişelendiren budur. Peki böyle bir durumla karşılaşıldığında ne yapmalısınız. 

  • Öncelikle sorunun kaynağını bulmak zorundasınız. Bunun için çocukla ve başarısız olduğu dersin öğretmeniyle konuşmalısınız. Böylece neleri değiştirmenin gerektiği ile ilgili bir fikriniz oluşmaya başlayacaktır.
  • Sorun ders çalışma sisteminden kaynaklanabilir. Her çocuğun öğrenme biçimi birbirinden farklıdır. Kimi daha çok görsel kimiyse işitsel uyaranlara daha kolay adapte olur. Çocuğunuzun en çok fayda sağlayacağı öğrenme sistemini tespit etmelisiniz.
  • Her çocuğun dikkatini odaklaması ya da sürdürmesi birbirinden farklıdır. Dersin ne kadar süreceğinin ya da ne zaman ara verileceğinin, aralarda neler yapılması gerektiğinin doğru tespit edilmesi gereklidir.
  • Motivasyonuna dikkat etmelisiniz. Çocukların birçoğu ders çalışmayı sevmez. Bunun için en uygun motivasyon kaynağını bulmalısınız. Ders çalışmanın gelecekte getireceği faydalar çocuklar için uzak zamanlardır ve yeterli motivasyonu sağlamazlar. 
  • Çalışma programına uygun hobi ve kişisel zamanlar mutlaka eklenmeli ve çocuğun  erken yorulmadı, bıkması ya da sıkılması bu yüzden hazırlanan programı terk etmesi engellenmiş olacaktır.
  • Her şeyi doğru yapmasına rağmen halen sorunlar sürüyorsa başka problemlerin sorgulanması gereklidir. Örneğin en çok gözden kaçan ve yanıltan mesele çocuğun bir derste başarılıyken diğer derste zorlanmasıdır. Aile bunu çocuğun dersi sevip sevmemesine göre değerlendirirken temelde öğrenme güçlüğü yaşanıyor olabilir. Buna benzer olarak dikkat eksikliği, depresif bir süreç ya da kaygı ile ilgili başka başka süreçler de akademik başarısızlığa yol açabilir.

 

Her türlü olasılık değerlendirildikten sonra hedeflenen çalışma biçimi çocuğun zihinsel süreçlerine uygun, gerektiğinde bir uzman desteği sağlanarak, eksik kalan temel bilgilerin tamamlanarak (yani en başa dönerek temel konuların taranmasıyla) yeni bir ders çalışma programlarının oluşturulmasıdır. Böylece çocuklar, varolan potansiyeli maksimum seviyede ortaya koyabilecekler, yorulmadan istenilen başarıyı sağlayabileceklerdir. 

Uzman Klinik Psk. Şahin ÇİFTÇİ

 
Toplam blog
: 10
: 138
Kayıt tarihi
: 11.01.15
 
 

2001 yılında Hacettepe Üniversitesi psikoloji bölümünden mezun olan Şahin ÇİFTÇİ, Okan Üniversite..