Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '13

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Farkında olmak!

Farkında olmak!
 

Hayatın içinde yaşarken hep yaptığımız ama farkına varmadığımız şeyler vardır ya? Evden çıkarız, kapıyı kilitlemişizdir ama evden uzaklaştıktan sonra aklımıza takılır: “Kapıyı kilitlemiş miydim?” Bazen de, yine evden çıkmışızdır ve şeytan dürtüverir: “Ocağı kapattım mı?” Aslında bunların hepsi farkında olmadan, gelişigüzel yaptığımız şeylerdir. Üzerinde düşünmeyiz bile. Tıpkı yoga derslerinde üzerinde düşünmeye değer bulmadığımız bazı asanalar gibi. Oysa birçok yoga dersinin temeli olan ve çok doğru ve düzgün yapılması gereken asanalar da var. Mesela mı? “Chaturanga dandasana”, nam-ı diğer şınav.

Türkçe açılımıyla, “dört uzuvlu/kollu asa duruşu” yani “chaturanga dandasana” tıpkı günlük hayatta yaptığımız ama nasıl yaptığımızı bilmediğimiz sıradan işler gibidir. Özellikle “vinyasa” (akışlı) yoga derslerinde asanaların arasında yaptığımız birkaç pozdan biridir. Yani, yogaya yeni başlayan ve vinyasa dersine giren bir öğrenci bile ders boyunca on-on beş defa “chaturanga dandasana” yapabilir.
Ders vermeye başladığım ilk zamanlarda “chaturanga dandasana”yı bir dersimin zirve duruşu olarak kullanmıştım. Diyorum ya, yaklaşık bir iki aydır aynı gruba ders veriyordum ve çoğunlukla vinyasa dersleri yapıyorduk. Bu dersler içinde kim bilir kaç defa “chaturanga dandasana” yapmışızdır. Sayısını bile bilmiyorduk.
Vinyasa dersi akışlı bir ders olduğu için ve bahsettiğim gruptaki kişiler de tam olarak vinyasa akışını ezbere bilmedikleri için ders boyunca ben de onlarla birlikte akışı yapıyordum. Akışı yaparken de her ne kadar sürekli gözüm sınıfta olsa da tüm asanaları doğru ve tam olarak yapıp yapmadıklarını gözlemleyemiyordum. İşte sırf bu yüzden “chaturanga dandasana”yı bir dersimin zirve duruşu olarak seçtim. İyi ki de seçmişim.
“Chaturanga dandasana” için bedenimizin hangi bölgelerini ısıtmamız ve güçlendirmemiz gerekiyordu diye düşündüm öncelikle. Bu duruş için karın, kol ve sırt kaslarımızı güçlendirmemiz gerekiyordu. Peki, nasıl olacaktı bu? Dersi yerde uzanarak “savasana” (derin gevşeme ve dinlenme pozu) ile başlattım. Ders zorlu bir ders olacaktı; en iyisi sınıfı dersin başında gevşetmek ve rahatlatmaktı. Madem yerde başladık o halde biraz karın çalışalım diye karar verdim. Yaklaşık yarım saat boyunca hem yoga derslerinden hem de pilates ve diğer karın derslerinden (six pack) bildiğim birçok karın hareketini yaptırdım. Oturduğumuz yerde omuzları ve kürek kemiklerini çalıştırmak için “garudasana” (kartal duruşu) ve “gomukhasana” (inek başı duruşu) asanalarının sadece kol duruşlarını yaptırdım. Yine karın kaslarının kullanılması için, gruptan omurganın üzerinde öne arkaya sallanarak ayağa kalkmayı denemelerini istedim. Ayağa kalkamasalar bile en azından kalçayı yerden birazcık kaldırmalarını. En sonunda da ayağa kalktık. Ayakta beş set kadar “surya namaskara B” (güneşe selam B) yaptırdım. Bunları “phalakasana” (sopa), “adho mukha svanasana” (aşağı bakan köpek), “ardha salamba sirsasana” (yunus duruşu) ve dirseklerin üzerinde durarak sopa duruşu yaptırdım. Yani önce karın kaslarını çalıştırdık. Ardından da omuzları, kürek kemiklerini ve kolları güçlendirdik. Bedenler zirve duruşu için hazırdı ve o an gelmişti.
Önce ben gösterdim “chaturanga dandasana”yı. Bacakların güçlü olması, omuzların yuvarlanması, kürek kemiklerinin arasının genişletilmesi ve aşağı (kalçaya) doğru itilmesi ve ellerin yere sağlam bir şekilde bastırılması gerektiğini hatırlattım. Sonra duruştan çıktım ve öğrencilerden duruşa girmelerini istedim. Tam beklediğim gibiydi. Vinyasa akışlarının içinde bir asanadan bir asanaya geçerken öylesine yapılan “chaturanga dandasana” gerçek anlamda doğru yapılmıyordu. “Üst bedeni sağlam tutun ben size kalçadan destek vereceğim” dedim ve bu şekilde duruşun “aslında nasıl olması gerektiğini” gösterdim.
Yok, olmayacaktı böyle. En iyisi yardımcı donanım kullanmaktı. “Chaturanga dandasana” çok temel bir yoga asanasıydı ama bir o kadar da zordu. Yoga eğitmenlik kursunda biz de bu asanaya özel zaman ayırmış, tabureyle ve bloklarla çalışmıştık. Şimdi bu bilgileri kullanma zamanıydı. Blokları aldım, birini “iman tahtası” olarak adlandırılan “sternum” (göğüs kemiği) adlı kemiğin altına yerleştirdim. Ötekisinin yeri ise pubik kemiğin (leğen kemiğinin ön kısmı) tam altıydı. İşte bu kadar! Tam anlamıyla dergilerde görebileceğimiz cinsten bir “chaturanga dandasana.”

Şimdi öğrencilerimden aynı şekilde duruşu yapmalarını istedim. Blokların yardımıyla asanayı yaptılar ve bloksuz ve bloklu duruş arasındaki farkı iyice gözlemlediler. “Chaturanga dandasana”nın aslında nasıl yapılması gerektiğini anladılar. Vinyasa akışları içinde bu duruşun “öylesine” yapıldığını ve bu asanaya gereken önemin verilmediğini gördüler. Kolların ne kadar zorlandığını, asanada kalabilmek için karın kaslarının ne kadar sıkılması gerektiğini, bacakların da güçlü olması gerektiğini fark ettiler. Yani, “chaturanga dandasana” (şınav) öylesine bir duruş değilmiş. Bunu gördüler.
Ardından bir alternatif olarak bu asanayı dizleri yere koyarak da yapabileceklerini gösterdim. Yoganın güzelliği buydu. Öğrencilere her zaman başka bir seçenek sunabilme imkânı verir bize.
Peki, bu asananın tek faydası karın, omuz ve sırt kaslarını güçlendirmesi miydi? Elbette ki hayır. Her asananın olduğu gibi bu duruşun da fiziksel yararlarının yanında ruhsal ve zihinsel yararları da vardı. Ne gibi mi? “Chaturanga dandasana”, dayanıklılığımızı ve kondisyonumuzu artırıp bedenimize ve zihnimize zindelik ve hafiflik hissi verir. Bu yararlarını da öğrendikten sonra, birçoğunuzun “chaturanga dandasana”ya daha fazla ilgi ve özen göstereceğini görür gibi oluyorum.
Yazımın başında dedim ya, hayatın içinde yaşarken hep yaptığımız ama farkına varmadığımız şeyler vardır diye. İşte yoga yaparken de yaptığımız ya da yaptığımızı sandığımız ama belki de yanlış ya da eksik yaptığımız bir asana “chaturanga dandasana”. Vinyasa akışlarının içinde araya kaynayıp giden ve üzerinde durmadığımız bir asana… Fakat aslında çok özen göstermemiz ve düzgün yapmamız gereken bir asana…
İster yoga pratiğimizde olsun ister günlük hayatımızda… Biz, biz olalım yaptığımız her şeyi farkına vararak yapalım. Çayımızı yudumlarken farkında olalım. Biriyle konuşurken farkında olalım. Kitap okurken farkında olalım. Üç beş sayfa okuyup da okuduğumuz sayfalarda ne yazdığını fark etmemiş olmayalım. Ne iş yapıyorsak kendimizi tamamen verelim, zihnimizi o işe odaklayalım ve konsantre olalım. İşte o zaman hayata bambaşka bir açıdan bakmaya başlayabiliriz. Belki de bu güne kadar gerçek anlamda yaşamadığımızı, hayatımızı öylesine akıp gittiğini fark edebiliriz. Zararın neresinden dönersek kardır. Önemli olan bundan böyle yaptığımız her şeyi farkında olarak yapmamız, odaklanmamız ve konsantre olmamız. Deneyip görmeye değmez mi sizce?

 
Toplam blog
: 201
: 432
Kayıt tarihi
: 08.05.13
 
 

Uluslararası Yoga Alliance onaylı hatha, vinyasa, yin ve prenatal yoga eğitmeni... Hayata bambaşk..