Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '10

 
Kategori
Sinema
 

Fatih Akın destekli ‘Çoğunluk’, ürkek bir saptama!

Fatih Akın destekli ‘Çoğunluk’, ürkek bir saptama!
 

Azınlıkta kalanın hep kaybettiği dünya düzeninde, ne kadar tartışmalı bir kavramdır ‘Çoğunluk’! Hakkaniyet açısından, ortama göre değişen bu kavramın eziciliğiyse her durumda apaçık meydandadır. ‘Güç bende’ diyen ‘Çoğunluk’ için önemli olan hak-hukuk değil, yaptırım gücüdür. Nice arzular, çoğunluğun baskısıyla kişiliklerde susturulur; nice hayatlar, çoğunluğun zulmüyle karartılır! Dışlanmamak için beğensek de, beğenmesek de uyarız çoğunluğun koyduğu kurallara. Uymamakta direnenlerse yok olup gider ‘Çoğunluk’ denilen değirmenin çarklarında. Kısacası, insanlığın varoluşundan beri süregelen bir baskı aracıdır, ÇOĞUNLUK

Mertkan, babasının inşaatlarına ayaküstü göz kulak olan, açık öğretimle üniversite badiresini atlatmaya çalışıp askerliğini mümkün mertebe geciktiren bir genç! Hayatta kalıcılık adına hiçbir şey yapmayan bu hazır yiyicinin kız arkadaş bulma sorunu da olayın bir başka boyutu. Girdiği ortamlara rağmen ne hikmetse hiçbir kıza kendisini beğendiremeyen Mertkan, gidip gelip hamburger yediği cafenin garson kızına takılır! Hem okuyan hem çalışan kız da, yağlı bir kapı buldum diye, bizim tutuk genci kafeslemeye bakar. Gel gör ki, Mertkan’ın ‘taş fırın’ babası hemen kızın kökenine dalar ve bu ‘mükemmel’ çifti ayırmak için devreye girer…

Yönetmenliğini, daha önce Fatih Akın’ın asistanlığını yapan Seren Yüce’nin üstlendiği ÇOĞUNLUK, tek Türk filmi olarak, Venedik Film Festivali’ne katılmış bir yapım! Fatih Akın’ın jüri başkanlığını yaptığı ‘Venedik Günleri’ bölümünde gösterilen ve ‘Geleceğin Aslanı’ ödülünü alan bu film, 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde de ‘En İyi Film’, ‘En İyi Yönetmen’ ve ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödüllerine layık görüldü. Ödüllerin çoğunun ikişer ikişer dağıtıldığı festivale damgasını vuran yapım, ‘Yeni Sinemacılar’ın imzasını taşımakta! Uluslararası Toronto Film Festivali’nde de gösterilen filmin tiyatro kökenli başrol oyuncusu Bartu Küçükçağlayan, ‘Mertkan’ karakteriyle ilgili olarak Radikal’e verdiği röportajda rolünü sadece oynadığını belirtip ‘Çoğunluğun baskısını hissetmek istemiyorum, hissetmiyorum’ demiş!

Onun bu kaygısızlığına karşın, tanıtımlarından okuduğum kadarıyla ÇOĞUNLUK filmi, ‘Altın Portakal’daki galasında izlemeden önce bende heyecan yaratmış ve cesur bir senaryo görme umudu doğurmuştu! Ne yazık ki, donuk bir başlangıç yapan filmin ilerleyen dakikalarında bu beklentim iyice hayal kırıklığına dönüştü. Karşımda, çoğunluğun kendinden olmayanı dışladığını vurgulamak üzere yola çıktığını iddia eden bir yapım değil de paranın gücüyle oğlunu kuklaya çeviren bir babanın kendi kişiliğini bulamamış ezik oğluyla ilişkisi duruyordu. Baba-oğul çatışmasının yanı sıra kadın ezilmişliğini ve parayla polislerin satın alınıp ‘kaza raporu’nun değiştirilebileceğini de satır aralarına sıkıştıran filmde, Doğu kökenlilere yapılan ayrımın yansıtılması komik denecek bir noktadaydı! Bartu Küçükçağlayan’ın oyunculuğuna gelince, ‘Bin Bir Gece’ dizisinde de benzer bir karakteri canlandırdığını ve aşina olduğumuz bu duruşuyla Mertkan’ı oynarken zorlanmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Daha vizyona girmeden para kazanan ve var olduğu iddia edilen sosyal bir çarpıklığı ele alan ÇOĞUNLUK’ta pek çok mantık hatası da mevcut! Mertkan’ın arkadaşlarının Gül’den bahsederken ‘Çingene’ demesini anlamak mümkün değil. Sürekli tekrarlanan bu sıfat İzleyiciye, ‘Bu filmde vurgulanmaya çalışılan, Doğu kökenlilerin mi yoksa Çingenelerin mi mağduriyeti’ ikilemini yaşatmakta! Doğu töresinin kızların okumasını engellemeye yönelik olduğu vurgulanırken de çelişkiler göze çarpıyor. Üniversiteyi kazanacak kadar okuyan bir kızı, akrabalık derecesi bile belli olmayan bir adamın bulup köyüne götürmeye çalışması oldukça saçma. Peki ya Gül’ün açık öğretimde okuyan Mertkan’a uluslar arası mimariden örnekler içeren bir kitap hediye etmesine ne demeli… Üniversitede okuyan biri açık öğretimde mimarlık eğitimi verilmediğini bilmeyecek kadar cahil olabilir mi? İzmit’teki inşaata gönderilen Mertkan’ın durup dururken Doğulu inşaat işçisiyle takışması ve onun kendisine zarar vereceğinden korkması da komedinin ayrı bir boyutu! Tıpkı Gül’ün yanında barındırdığı kızı ‘işe’ çıkartıp dilendirmesi gibi bu ayrıntı da Doğulu vatandaşları aşağılamanın dışında bir anlam taşımıyor…

Askerlik vazifesini, Güneydoğu’ya gidip adam öldürme kahramanlığı olarak algılayıp torununu da oyuncak silahıyla ateş ettiği için övgülere boğan ‘baba’ figürüyle, abartılı saptamalar yapan ÇOĞUNLUK, yanlışa karşı bir yergi mi yoksa övgü mü belli değil. Dolayısıyla teşvikli ödülleriyle sinema tarihinde yer alsa da, amacın net ortaya konmadığı ve ayrıntıların havada kaldığı ‘ürkek’ anlatımlı bir yapım olmanın ötesine geçemediği bir gerçek!

Anibal Güleroğlu

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..