Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '16

 
Kategori
Futbol
 

Fatih Terim, Volkan Demirel konusunda açık konuşmalı...

Fatih Terim, Volkan Demirel konusunda açık konuşmalı...
 

Fatih Terim, basın mensuplarının bir sorusu üzerine diyor ki:

".... diğer çağırmadığımız arkadaşlarla ilgili medya üzerinden beyanat vermek ve sebeplerini sıralamak hiç tarzım değil."

Fatih Terim, nasıl bir  “ilkeli tarz”dan söz ediyor?

Sorunun, “soru çengeli”nde sallanıp durması yerine, konuya açıklık getirmek için Fatih Terim’e ne sorulduğuna, onun da tam olarak ne dediğine bakmak gerekecek.

Soru, Antalya’da oynanacak özel Türkiye-İsveç maçı öncesi düzenlenen basın toplantısının sorular bölümünde kaleci Volkan Demirel’in “niçin kadroya alınmadığına” ilişkin...

Fatih Terim’in soruya yanıtı şu:

"Seçeceğimiz oyuncu sayısı belli. Çağırdığımızdan daha fazla çağırmadığımız var. Yalnız niçin Ahmet, Mehmet'i sormuyorsunuz da ısrarla Volkan'ı soruyorsunuz? Ben söyleyeyim; çünkü, siz bundan besleniyorsunuz. Medya üzerinden de haber gönderecek değilim. Medya üzerinden gönderirsem sizin istediğiniz olacak. Açıkçası buna izin vermeyeceğim. Volkan'la da diğer çağırmadığımız arkadaşlarla ilgili medya üzerinden beyanat vermek ve sebeplerini sıralamak hiç tarzım değil" (Hürriyet)

Öyleyse?

O zaman, zamanı geriye saralım, Çek Cumhuriyeti maçı öncesi basın toplantısına (09 Ekim 2014) gidelim, “...diğer çağırmadığımız arkadaşlarla ilgili medya üzerinden bir beyanat vermek ve sebeplerini sıralamak hiç benim tarzım değil”e nasıl uyulduğuna bakalım:

“Bu kadar eksiğimiz varken, siz bir eksik daha koydunuz. Sadece bacak yaralanmaları olmuyor, ruh yaralanmaları da oluyor. İnsanların ruhunu da sakatlıyorsunuz bazen. Burada Gökhan Töre diye biri kalmadı. O kadar neşeyle geldi, o kadar istekle geldi. Şu andaki ruh halinden hiçbirimiz memnun değiliz. Ben Hakan Çalhanoğlu'na da sahip çıkarım, Ömer Toprak'a da...”

“Kamplardaki, antrenmanlardaki, maçlardaki ve soyunma odalarındaki hadiselerde, eğer çıkıp oyuncuları göndermeye kalkarsak, bu ülkede oyuncu kalmaz. Koca koca insanlar olarak biz bile hata yapıyoruz, onlar da yapacaklardır. Benim tarzım, tavrım, mümkünse kazanmaktan yanadır.”

Olay ne?

(“İstanbul’da kaybedilen Hollanda maçı sonrası Hakan Çalhanoğlu ile Ömer Toprak bir bara gittiler. Bir süre sonra aynı bara Gökhan Töre, Köln’de yaşayan bir arkadaşıyla birlikte gitti. Gökhan’ı gören Hakan Çalhanoğlu ve Ömer Toprak, birlikte bardan ayrılıp milli takımın kaldığı otele döndü.

(...) Gökhan Töre, yaklaşık 30 dakika sonra bardan ayrılıp otele gitti. İki futbolcunun kaldığı odanın kapısını çalan Töre, kapı açılmayınca resepsiyona indi ve resepsiyona bu odanın numarasını verip, ‘O kartımı kaybettim’ diyerek, yedek kartı aldı. Yanındaki arkadaşıyla birlikte, yedek kartla açtığı Hakan ve Ömer'in odasına giren Gökhan, ‘Ne oluyor!’ diye kendisini engellemeye çalışan Ömer'in yüzüne silahla birlikte vurup dişlerini kırdı. Ardından da tabancayı Hakan'ın ağzına dayadı.”, Hürriyet)

*****

Volkan Demirel, ne yaptı ki?

16 Kasım 2014’de Kazakistan maçına ısınırken bir grup taraftar, bebeğine küfrettiği için çekti gitti.

Fatih Terim, Volkan Demirel’i yeniden kadroya alır mı, alırsa hangi koşulla alır?

Değerli yazarımız Attila Gökçe, geçenlerde yazdı ve  “.... dönüşün koşulunu da biliyorum galiba” dedi, sonra “tırnak” içinde şunları yazdı:

“Volkan Demirel en kısa zamanda özel bir basın toplantısı düzenleyerek tüm samimiyeti ve pişmanlığıyla önce terk ettiği takım arkadaşlarından, sonra Volkan Babacan’dan, sonra teknik heyetten ve nihayet Türk futbol severlerinden özür dilemeli! Ayrıca kimin sözleriyle stattan ayrıldığını, kimin sözleriyle geri döndüğünü de açıklamalı! Bu özürüyle kamuoyunu ve Milli Takım’daki hocalarını, arkadaşlarını ikna etmeli.”

Ve Gökçe, sözü kendisine veriyor:

“Milli Takım kapısında Volkan Demirel’le ilgili beklenti budur. Bu beklenti yerine gelmezse, Volkan’ın egosunu yenemediği, haklı öfkesini hâlâ kontrol edemediği anlaşılır ki, sonuç hepimizin kaybı olur!”

Koşulun ne olduğu “tırnak” içinde verildiğine göre, demek ki bu, Gökçe’ye ait değil, bir başkasının. O bir başkası da, olsa olsa, Fatih Terim olur!.

(Oldu olacak, o "koşul" genişletilsin:

Volkan Demirel, bir maçtan önce basın tribününü dolaşsın; kulüpten bir yöneticiyle, spor medyasını ziyaret turlarına başlasın, el öpsün, özür dilesin...

Ziyaret, canlı yayımlansın!.)

*****

Fatih Terim, Volkan Demirel konusunda açık konuşmalı.

Yapması gereken, Volkan Demirel’i aday kadroya niye çağırmadığını kestirmeden açıklamak, son noktayı koymaktır.

(Sakat kaleciyi aday kadroya alan Fatih Terim, “Seçeceğimiz oyuncu sayısı belli”, “Niye başkası değil de Volkan?” demekle soruların yoluna kesemez!. “Kamplardaki, antrenmanlardaki, maçlardaki ve soyunma odalarındaki hadiselerde, eğer çıkıp oyuncuları göndermeye kalkarsak, bu ülkede oyuncu kalmaz.” demesini unutamaz!)

Bir futbolcu/ kaleci, aday kadroya alınmıyorsa, bunun adı, o kalecinin yetersiz oluşudur.

Fatih Terim, doğrudan “Volkan Demirel, artık yeterli değil” dese daha doğru olmaz mı?

Olmasına olur da... Ama kalede duruşlar belli. O bakımdan, Volkan Demirel konusunun açılmasını istemiyor.

“Stadı terk etti de, ondan da...” dese...

O zaman, kampı silahlı arkadaşıyla basma, kafaya silah dayama, diş kırma; bir zamanlar dedikleri de anımsatılır.

Kısacası Fatih Terim "zor"da!.

Son söz:

Futbolcu tercihi Fatih Terim'indir; ama o, soruları da, kuşkusuz herkesi memnun etmek mümkün değil, son noktayı koyacak biçimde yanıtlamalıdır.

 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..