Turkuaz mı, kırmızı mı

Milli renklerimiz tekrar gündemde.
Devlet Bakanı Başesgioğlu, Avrupa Kupası finallerine katılan A Milli Futbol Takımı'nın sahaya turkuaz renk formayla çıkmasının marka yaratmak için olduğunu savunmuş.
(Ne markası yaratacaklar anlamış değilim.)

Devam edersek;

"Milli bayrağımızdan ya da ülkemizin manevi değerlerinden vazgeçilmesi söz konusu değildir, turkuaz rengi sadece deplasmanlarda,
renk karışıklığının ortaya çıkabileceği maçlarda kullanılmak üzere tasarlanmıştır.
Milli değerlerimize gerekli saygının gösterildiğine ve herhangi bir psikolojik etkinin yaratılmadığına inanıyoruz"demiş.
(Benim gibi inanmayanların sayısını biliniyor mu?)

Dünyada 18 adet ülkenin bayrak renginin kırmızı-beyaz olduğunu,
2002'de Japonya ve Kore'de yapılan Dünya Kupasına katılan 32 ülkeden 6'sının,
2006 yılında Almanya'dan yapılan Dünya Kupasına katılan 32 ülkeden 5'inin
bayrak renginin de kırmızı-beyaz olduğu bilgilerini vermiş.
(Bu bilgiler sanki bu güne kadar bilinmiyordu. Kimin ne işime yarayacaksa?)

"Turkuaz camgöbeği renginin hafifçe mavi tonudur. Renk, turkuaz taşının rengi sebebiyle bu ismi almıştır ve literatürde Türk mavisi olarak bilinmektedir.
Kırmızı beyazın dışında Türk ulusunu temsil edebilecek özelliklere sahip yegane renktir.
Dolayısıyla hedeflenen farklılaşmayı sağlayabilecek tek alternatif durumundadır" açıklamasıyla da bu rengin tanıtımını teknik ve tarihi özellikleriyle yapmıştır.

Bu renk şimdiye kadar neredeydi, kim nerede kullandı da kıymete bindi?
Nedendir bilinmez, kimsenin aklına gelmeyen böylesi 'abuk'luklar bizimkilerin aklına geliyor.
Siz, şimdiye kadar forma rengi karışıklığı yüzünden 'gol' yediğimizi,
kaleleri karıştırdığımızı, kendi kalemize 'gol' attığımızı,
rakip takımın soyunma odasına gittiğimizi veya yediğimiz gole sevindiğimizi gördünüz mü, duydunuz mu?

Biz herhangi bir ülke değiliz.
Bu yüzden herhangi bir takımı çağrıştıran, herhangi bir formadan yana hiç değiliz.