Fatih Terim’deki değişim: Moral vermekten almaya inmek...

"Ben kendi açımdan gerekeni söylemişken, meselenin şahsi olmadığını dile getirmişken, bedelini ödemeyi göze almış ve hatta milli menfaatleri kendi dünya duruşunun ve karakterinin önüne koyarak yoluna devam ederken sağduyu ve aklıselimden uzak yorum ve ithamlarla karşıma çıkanlara, beni planlarının önünde görenlere, suni yıpratma çabası içinde olanlara kendimi de, kadroda olmayan veya kadroda olan oyuncularımı da yedirtmem.''

Yan cümlelerden oluşan, “marşandiz” misali bir cümle... Doğal olarak, içinde birçok yargı var. Ama düne bakıldığında, içi, “boş”... Çünkü Fatih Terim’in benimsediği söylem, çok önemli şeyler söylüyor havasına bürünerek aslında hiçbir şey söylememek, sorunu dallandırıp budaklandırmak... 

Fatih Terim’in açıkladığını sandığı, içinden geçenleri sesli söylediğini sanıyor, metin incelemesi yapacaklara bulunmaz “malzeme”...

“... kendi açımdan gerekeni yaptım.”

(“Kendi açımdan” demek, “başkası açısından”ın da olduğunu anlatır. “Ben gerekeni yaptım” derken, o “gereken”in ne olduğunu söylememek, açık olmamaktır. Demek oluyor ki, açık konuşursam, “yer yerinden oynar”... Bu, olanlara olağanüstü hava katma ve onları örtme yöntemi...)

“... meselenin şahsi mesele olmadığını söyledim.”

(“Mesele” denen ne, sorusunun da yanıtı yok. Prim kavgası dendi, örneklendirildi, tanık gösterildi.  Terim, kavga nedeninin prim olmadığını söylüyor; ama işi bu duruma neyin getirdiğini de inatla söylemiyor.

“Milletten özür dilemek” de ne oluyor? Fatih Terim, kendisine bir “rol” biçmiş. “Şahsına” yapılanı, “millet”e yapılmış sayıyor!. Anlaşılan, başarısız olmayı "millet"e karşı bir “eylem” olarak görüyor; bunu da “özür dileme”ye bağlıyor.)

“... bedelini ödemeyi göze aldım.”

(Bu, “gerekeni yaptım”ın varacağı sonuç olmalı. Yani “istifa etmek”... Oysa “istifa etmek”, bir “bedel ödemek” değildir. Başarısız olduğuna inanan öteki ülke teknik direktörlerinin yaptığı gibi “uygar” bir davranıştır. “Bedel ödemek”, “tazminat istememe” ise, bu, doğrudur.)

“... hatta milli menfaatleri, kendi dünya duruşumun ve karakterimin önüne koydum.”

(“Milli menfaatler” ile anlatılmak istenen ne? “Dünya duruşu ve karakterinin”, “milli menfaatler” önüne konması ne demek? Bunlar, konuşmasını “dünyanın sonu” olmasına bağlamadan sayılır. Bu tür söylemler, siyasilerden çok duyulmuştur. Terim, ne demekse, örnekleme yapmadan futbolcularını “milli menfaatler”e aykırı davranmakla suçluyor.)

*****

Fatih Terim, “yoluna devam ederken” karşısında kimleri buluyor?

“... sağduyu ve aklıselimden uzak yorum ve ithamlarla karşısına çıkanlar”

(İşine geleni söylemek, denenleri örneklememek/ gerekçelere bağlamamak, soru sorulmasını istememek, sadece beni dinleyiniz demek... Bu tavır doğru mu? Böyle “destansı hava”da konuşulursa, önemli saptamalar yapıyor gözükerek, var olan sorun içinden çıkılmaz duruma sokulursa, her türlü yorumun önü açılmış olur. Hoş, Fatih Terim, “isteyen istediği gibi anlasın” demiyor muydu? O zaman, varsa bir suç, anlayan da değil, anlatmayandadır.)

“ ... kendisini planlarının önünde görenler”

(Demek ki, birileri Terim’i amaçlarına ulaşmada bir “engel” olarak görüyor. “Plan ne?”, “Kim bunlar?” sorularının yanıtını kamuoyu karşısında vermek doğru olmaz. Fatih Terim, böyle konuşmakla haklı. Böyle bir tartışmanın içine girmek, taşıdığı görevin sorumluluğu ve ağırlığı nedeniyle, Fatih Terim’e de yakışmaz. Ancak şu da yanlış: Fatih Terim, görevi bırakırsa, TFF çöker. Kimi okuduklarımdan sezinlediğim bu. Böyle bir saptama çok abartılı. Çünkü görev verenleri Fatih Terim’in güdümünde gösterir ki, bu, Terim’in de onaylayamayacağı bir saptama olur.)

“... suni yıpratma çabası içinde olanlar”

( “Suni yıpratma çabası” derken, sözleşmesinin TFF içindeki birilerinin medyaya sızdırması ise, Fatih Terim haklıdır. Daha önce, “duyum” adı altında sağda solda söylenen/ yazılan bilgilerin bu kez tıpkıbasım olarak kamuoyuyla paylaşılması, “etik” değildir. TFF, bu sızdırmayı cezasız bırakırsa, orası ayrı... Sözleşme koşullarının kollayıcı olmasında Fatih Terim’i değil, TFF’yi eleştirmek gerekir. Ancak Fatih Terim’in, sözleşmedeki “tazminat”tan haberi olmadığını söylemesi, şimdiye kadar tazminat almadım demesi, biraz “siyasetçi” tavrına benziyor.)

*****

Fatih Terim, “kimler”in hedefinde, amaçlanan ne?

Yanıt, o uzun cümlenin sonunda:

“... kendimi de, kadroda olmayan veya kadroda olan oyuncularımı da yedirtmem.”

Bu, şu demek:

O “kimiler”i, Fatih Terim’i yemek istiyor.

(Fatih Terim, “yenecekse, ben yerim” diye meydan okuyor: Kendimi de ben yerim, oyuncumu da ben yerim... Acaba, “yedirtmem” dedikleri içindeki Volkan Demirel’i nereye koyacağız?)

Son söz:

Anlaşılan o ki, futbolcuların değil, Fatih Terim’in morale gereksinimi var; bu morali de sadece, umut bağladığı futbolcuları verebilir.

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com