Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '10

 
Kategori
Siyaset
 

Federasyon...!

Defalarca söyledik

Bu mesele başka, bu mesele basit bir terör meselesi değil.

Meselenin sosyolojik, psikolojik, siyasal, ekonomik vs ayakları var.

Dağdaki kalemini kırmış poşuluyla mücadele, onun anladığı lisanla yani silahla gerçekleştirilirken, ovadaki kürt milliyetçisini kazanmaya dönük siyaset geliştirilmeliydi.

Maalesef ki siyasal ikbal kaygısından ötürü meseleyi salt terör meselesi olarak görmeyi tercih edenler bu yönde atılacak her adımı ve teşebbüsü hıyanet-i vataniye olarak görünce bu hususta radikal adımlar atılamadı. Dirayetsiz ve vizyonsuz siyasetçiler hep kulaklarının üstüne yattılar ve bugün federasyon da dahil olmak üzere her türlü kırmızı çizgi aşıldı.

Şimdi;

Daha önce de defalarca provası yapılan kürt isyanlarının bir yenisiyle karşı karşıya olduğumuzu artık sanırım herkes görmüştür.

İnkardan ikrara doğru bir sürecin yaşandığı bu noktada şimdi soruyorum.

Kimdi bölücü?

Bölge halkının derdini dinleyin diyen mi?

Senin hiçbir derdin yok, sen de Türksün dilin Türkçe diyen mi?

Yani inkarcılar mıydı bölücü olanlar, ikrarcılar mı?

İşte şimdi federasyon talepleriyle karşı karşıyayız, çift dil talebiyle siz esip gürlemeye, asıp kesmeye devam edin, zaten onlar da boynunu uzatmış kesilmeyi bekliyor.

Size bir şey söyleyeyim mi ben.

Benim aslımı, neslimi, dilimi, kültürümü inkar ettiğine inanıyorsam devletimin, yani aidiyet sorunu hissediyorsam yüreğimde nasıl mutlu yaşayabilirim ülkemde.

Yanlışa mahal bırakmamak adına tekrarlamakta fayda var ki;

Arzum Türkiye hudutları içinde yaşayan bütün unsurlar gibi Kürtlerin de Türkiye cumhuriyetine tam entegre olmasıdır kuşkusuz, dahada ileri giderek ‘siz ne istiyorsunuz bu memleket hepimizin lazı gürcüsü bir aidiyet sorunu hissetmezken siz neden kaynıyorsun içten içe’ derken malum şahıslara, resmi ideolojinin mimarlarına da ‘kusura bakmayın efendiler bu meseleyi bu noktaya vardıran biraz da sizsiniz , bölgenin tarihsel bir sıkıntı kaynağı olduğunu bile bile kulaklarınızın üstüne yatmayı yeğlediniz , bu halkı bir avuç çapulcu teraneleriyle yıllarca uyuttunuz , sloganlarla meseleyi geçiştirdiniz bugünün mimarı birazda sizsiniz’ diyorum.

Sorunu zamanında algılayıp tedbir alsaydınız (tedbir anadillerini yasaklamak asla değildi hatta bu ana dil kısıtlaması ayrılıkçının eline verilmiş zarif bir kozdu) sorunu algılayanların sesini soluğunu kesmeseydiniz henüz bir avuç olan bölücünün kökü kazınabilirdi, ancak bu gün vakit çok geçtir zira o bir avuç çapulcu dışarıdan da destek bulan büyük bir kitleye dönüşmüştür bugün.

İşte bunun için şimdilerde AKP’nin yapmaya çalıştığı ‘açılım’ zamansızdır gecikmiştir ve bu nedenle açılım artık yalnız PKK’nın değirmenine su taşır.

İnönü’nün 89 raporu o gün gerekli itibarı görseydi, hayata geçebilseydi bugün federasyonu talep edecek bir enerjiyle karşılaşmayacaktık.

İşte zamanlamanın yakıcı önemini bir kez daha gördük.

SHP’NİN 89 AÇILIMI ÜNİTER YAPIYI STABİL KILABİLİRDİ

ANCAK

BU GÜN AKP’NİN AÇILIM YALNIZ AYRIŞTIRIR. AYRIŞTIRIYOR.

ARTIK DEFACTO KÜRTÇEYLE KARŞI KARŞIYAYIZ. FEDERASYON İSE UFUKTA ŞİMDİ PAZARCI ESNFININ TEZGAHINDAKİ KARTOLU, PİVAZI KALDIRIP YERİNE PATATES, SOĞAN YAZMAK ZORUNDA ZABITALARINIZ. YANİ ZABITAYA YENİ BİR GÖREV ÇIKTI.

İbrahim Erol

gazete54.com

24 Aralık 2010

 
Toplam blog
: 135
: 694
Kayıt tarihi
: 31.08.09
 
 

Gazi Üniversitesi fizik lisans eğitiminin ardından, Marmara Üniversitesi'nde master, İTÜ'de dokto..