Federer elendi. şimdi, Soderling mi, Nadal mı?

Fransa açık tenis turnuvasında çok çekişmeli ve heyecanlı maçlar oynanıyor. Yarı finale gelindiğinde en büyük sürpriz, geçen yıl erkeklerde ve bayanlarda bu turnuvayı kazananların elenmiş olması. Bayanlarda Rus Svetlana Kuznetsova’nın çeyrek finalde elenmesinden sonra erkeklerde de Roger Federer’in de İsveçli Soderling’e elenerek turnuvayı hüzünlü bir şekilde terk etmesi hayranlarını derinden üzdü sanıyorum.

Kuznetsova’nın elenmesi normal kabul edilebilir çünkü bayanlarda finale yaklaştıkça, çok çekişmeli ve sonucu maç içinde bile kolay anlaşılamayacak maçlar oynanıyor. Bayanların 1 numaralı seri başı Sereana Williams dahi maç kazanabilmek için oldukça zorlanıyor.

Kimilerine göre günün sürprizi Roger Federer’in, Soderling’e yenilerek elenmesi ama ben bunu büyük bir sürpriz olarak görmüyorum. Bu İsveç’li Soderling, geçen yıl toprak kortların en başarılı raketi olan ve bu yüzden kendisine ‘’toprak ağası’’ lakabı uygun görülen İspanyol Nadal’ı yenmiş ve Federer ile müthiş çekişmeli bir maç oynamış, tam 2.5 saat süren maçı Federer tecrübesi ve gerçekten farklı ve müthiş servis üstünlüğü ile kazanabilmişti.

Geçen yıl, finalden sonra 8/5/2009 tarihli blog yazımda Soderling için şöyle yazmışım :

‘’Nadal ve Federer için bela geliyorum diyor. Bu gencin, görüntüdeki oyunları tekrarlaması, muhtemel şampiyonlukların da habercisi gibi değerlendirilebilir.’’

Bunu anlamak çok zor değildi.

Gerçekten Soderling, Nadal ve Federer için onların şampiyonluklarına set çekecek, ortak olabilecek bir kabus olarak kortlarda görünmeye başladı. Geçen yıl Nadal, bu yıl Federer,

Soderling tarafından devre dışı…

Kim ne derse desin, şampiyon olsun veya olmasın, Federer, gerek stiliyle, gerek tekniği ve soğukkanlılığı ile bu sporun her şeyiyle bir numarası ama işte zirveyi korumak kolay olmuyor, kralları da vuruyorlar. Onun geçen yıl kaldırdığı şampiyonluk kupası ardından, gözyaşları ile yaptığı konuşmayı unutmak mümkün değil.

Federer’in, Nadal ve Soderling’den farklı bir stili vardı. Oyun içinde onlar kadar hareketli değil, hatta tembel sayılır ama bitirici yerlerdeki öldürücü vuruşları, topun oyunda fazla kalmasına izin vermiyordu. Nadal ile Soderling’in oyun tarzı ise birbirine benziyor. Eğer bu ikili yarı finalde birbirlerine düşmediyse, muhtemel bir Nadal, Soderling finali seyredeceğimize, yarı finalde karşılaşırlarsa, kazananın şampiyon olacağına inanıyorum.

Topu takip etmekte zorlanacağımız böyle bir finalde maç, Nadal için bir rövanş alma niteliği taşırken, Federer’den sonra Nadal’ı da, üstelik 2. kez yenmenin sıralamada çok önemli bir yere getireceğini söylemeye gerek yok. Tenis maçından çok, yerinde duramayan iki voleybol liberosunun karşılıklı, inanılması güç kurtarışlarının sergileneceği bu maçın, unutulmayacak bir seyir zevki yaşatacağını tahmin etmek pek zor değil.

Seyretmekten büyük keyif aldığım Federer bu kez finalde yok. Buna karşılık, çok hareketli olması nedeniyle ve daima her vuruşundan önce, satranç oynar gibi bir-iki hamle sonrasını düşünerek rakibini zor düşürerek oynayan Nadal bana her zaman sempatik geliyor.

Gönlüm onun kazanmasından yana ama tahminlerim, önlenemez yükselişi ve formuyla Soderling bu işi bitirecek diyor.

Bela bir kere geliyorum demişti geçen yıl. Tesadüf sanılmıştı ama değildi.