Fenerbahçe, bu haldeki Galatasaray’ı yenemezse...

Gelen giden Galatasaray’dan puan alıyor.

Bu sezon, yönetim boşluğu öyle bir düzeye geldi ki, bu boşluk, Galatasaray’ı sürekli geri çekiyor. Futbolcu kalitesi/ kalitesizliği bir yana, boşluğun yarattığı tedirginlik, moralsizlik, kopukluk... futbolcuları da işlerini “zoraki” yapmaya zorluyor.

Bugün Galatasaray- Fenerbahçe maçı var. Galatasaray açısından tek umut, bu maçtan gelecek 3 puan...

Fenerbahçe, bu haldeki Galatasaray’ı yenemezse, bunun tek sorumlusu Pereira olacaktır. Ama Pereira, Beşiktaş ve Lokomotiv Moskova maçlarındaki o futbolu oynatır, bir de “kahinliği” bu hafta tutarsa, kim bilir kaç pasta keser!

O zaman gel de Pereira’ya laf söyle!..

(Medyanın bir kâhin Mustafa Denizli’si vardı. “Şu hafta şu olacak, bekleyin” dedi mi, herkes, beklerdi! Şimdi o yok; eskidi, sahadan çekildi, onun yerini yabancısı, Pereira aldı. Pereira, Osmanlıspor beraberliğinden sonra, “Beşiktaş yenilecek” dedi, Beşiktaş, geçen hafta onu üzmedi!. Konyaspor yenilgisinden sonra dediği tutmadı; belki de “gecikmeli” olarak cumartesi günü tutar.)

*****

Fenerbahçe maçı, Galatasaraylı futbolcular ve yöneticiler için “diriliş” maçı olarak görülüyor!

Fenerbahçe’yi yenmek, Galatasaray’a şampiyon olmuş gibi bir hava katacak!

Nevzat Dindar’ın haberine göre, yönetim kesenin ağzını açmış:

“..... sarı-kırmızılı yönetim, Fenerbahçe maçından galibiyetle ayrılınması durumunda futbolculara 100’er bin lira prim verecek. Cim-Bom, tek hedef olarak gördüğü kupanın kazanılması durumunda da futbolculara 50’şer bin dolar ödeyecek.”

Anlaşılan o ki, Galatasaray için “Türkiye Kupası” değil, Fenerbahçe’den alınacak 3 puan önemli.

Ancak?

Kümede kalma mücadelesi veren Mersin İdmanyurdu’nun 4, Eskişehirspor’un 3, Sivasspor ile Kayserispor'un 1'er puan aldığı bir takımın, şampiyonluk için kendi göbeğini kendisinin kesmesi gereken bir takıma yenilmesi, beklenemedik bir durum değildir; “olay”dan da sayılmaz!.

*****

Galatasaray, büyük bir olasılıkla, sakat denen futbolcularının da katılımıyla “gövde gösterisi” yapacaktır!.

Kendisi için mi?

Podolski’nin dediklerine bakanlar, sorunun yanıtı için ipuçlarını bulabilirler. Podolski, küçüklüğünden beri tanıdığı yurttaşı Beşiktaşlı Gomez’e demiş ki:

“Avantajlı olan taraf, Beşiktaş. En büyük avantajları Fenerbahçe'nin (...) bizle oynamaları.”

Denecek ki bunda ne var?

Bir şey yok da, “var olmayan” var:

Kendimiz için oynamayacağız!.

32. Hafta’da Beşiktaş'ın TT Arena’ya gidecek olmasını Podolski'nin göz ardı etmesi,, ortaya garip bir durumu çıkarmıyor mu?

Ama Galatasaray'ın kendisi için oynaması, daha güzeldir. Ligi, Avrupa’ya gidecek sırada bitirmek, “men cezası”nı bir an önce çekmeyi gerektirecektir.

*****

Son zamanların “modası” neydi?

“Bir kezliğine bir şey olmaz!”

O zaman, “bir kezliğine”, “O gitsin, bu gelsin” diyenlere öykünsek mi acaba?

Biz, yine de “O gitsin, bu gelsin” işlerine karışmayalım. Dileyen, başlıktaki üç noktanın yerini dilediği gibi doldursun!.

Son söz:

Fenerbahçe, gelenin giden puan aldığı bu haldeki Galatasaray’ı yenemezse, Pereira’ya öyle uzun uzun değil, kısa düşünmek düşer!.

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com