Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '12

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe: Yaslı gittim, şen geldim!

Fenerbahçe: Yaslı gittim, şen geldim!
 

“Yaslı gittim, şen geldim
Aç koynunu ben geldim
Bana bir yudum su ver
Çok uzak yerden geldim”


Bu dizelerin, “Akdeniz Marşı”nın ilk dörtlüğü olduğunu kaç kişi bilir?

“Yaslı gittim, şen geldim” kalıplaşmış bir söz olarak kullandığı olur. Hangi anlama gelir, hangi anlamda kullanırsa kullanılsan, bunu bugün Fenerbahçe için kullanmak, uygun düşer.

“Niye?” demeye gerek var mı?

3 Temmuz sürecinde “direniş öyküsü” yazan Fenerbahçe taraftarı, tam da “huzur”a kavuştum derken, başında “Alex sorunu”nu bulmasın mı?

Sorun, sorundur; rahatsız eder, huzur bırakmayabilir.

Fenerbahçe taraftarı, bir “ikileme” düşüyor; bir tepki oluşuyor. Tepkinin hedefinde önce Aykut Kocaman oluyor. Alex'in beklenmedik ayrılışıyla bu kez Aziz Yıldırım...

İkilem”den yarar sağlamak isteyenler ise ellerini ovuşturuyor olmalı.

Taraftar birbirine düştü düşecek derken karşılıklı açıklamalar, sanıyorum, "uyanma"yı sağlıyor. İlk anda tepki gösterenlerin, sonra soğukkanlılıkla bir değerlendirme yapacakları, sonuçta “Fenerbahçe’den başka büyük yok!” diyecekleri, “kurumsal kimliği” her şeyin üstünde tutacakları; ama bu arada, “İşi niye bu aşamaya getirdiniz de zamanında çözmediniz?” sorusunu sormaktan geri durmayacakları anlaşılıyor.

Ama bu “anlaşılma”, kişiler mi “kulüp” mü, sorusuna bağlanmalıydı.

*****

Fenerbahçe, Mönchengladbach maçı için Almanya’ya gidiyor. Taraftar "ikilem"de kalınca, İstanbul’dan uğurlayan yok, Almanya’da Düsseldorf Havalimanı’nda karşılayanlar var.

Ama ne karşılama!

Bir yanda bir grup, Başkan Aziz Yıldırım ve Teknik Direktör Aykut Kocaman aleyhine bağırıyor; onları istifaya çağırıyor; orada olmayan Alex’e sevgilerini yolluyorlar. Öbür yanda az da olsa, Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman’a sevgi gösterenler...

Fenerbahçe’yi destekleyici sloganlar, yöneticilere tepkinin en anlamlısı “En büyük Fenerbahçe, başka büyük yok!” varken "gurbet il"e gelmiş morali bozuk futbolcuların moralini daha da bozmak niye?

Futbolcular, pazar günü Saracoğlu’nda oynanacak Beşiktaş maçını düşünerek nasıl oynasınlar?

Ama oynadılar; tepkileri boşa çıkarırcasına, “doping”e dönüştürerek...

Nasıl mı?

Fenerbahçe, oynaması gerektiği biçimde oynadı.

Maça baskılı başladı, Mönchengladbach sahasından çıkamaz oldu.Kalecileri de zor durumlarda kaldı. Fenerbahçe, mutlaka yenmek düşüncesiyle oynarken Mönchengladbach, ikinci gelişinde golü bulmasın mı?

Mönchengladbach’ın golü,kuşkusuz,  "Yine mi..." demeyi gerektirmiştir. Ama Fenerbahçeli futbolcular, hiçbir şey olmamış gibi baştaki oyunlarını sürdürdüler.

İlk yarıda atılan iki gol, ikinci yarı için umut verdi.

Cristian, Meireles, oldukça etkili oynadılar.

Dinlenmek Cristian’a yaramış, belli. Attığı iki gol, etkili oyunu bunun kanıtıydı.

Caner de etkiliydi.

Gökhan Gönül, sakatlanma pahasına öyle bir gol kurtardı ki..

Fenerbahçe, ikinci yarıda, önde olan takımın oynaması gerektiği gibi oynadı. Geriye çekildi yerine göre. Özellikle kaleci Volkan Demirel, doğal olarak, zamandan epeyce kazandı. Zaman zaman da yerinde paslar, rakibi oyaladı. İlk yarıdaki "tarife" ikinci yarıda da uygulandı.

Moral açısından önemli olan, 3 puandı.

Olumsuzluklar, başka nasıl törpülenebilirdi?

Az da olsa, "eski huy", özellikle geride topu iyi kullanamama görülse de, olumsuzların tersine çevireleceği umudu doğdu.

Fenerbahçe, moral bozukluğunu azaltarak, Almanya’dan 4-2 gibi bir skorla dönüyor.

İstanbul’dan alışılmadık, sessiz biçimde Almanya’ya gidenler, hüzünlüydü.

Şimdi İstanbul'a şen dönüyorlar.

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com



 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..