Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '10

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde bir fair play yıldızı

Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde bir fair play yıldızı
 

Basketboldaki Fenerbahçe-Galatasaray ezeli rekabetinin 100. karşılaşma heyecanı alışılanın dışında fazlasıyla dostluk görüntüleri içinde geçti ve olaysız tamamlandı.

100. karşılaşma öncesinde takımların kendi aralarında oynadıkları maçlarda 49-48 Galatasaray’ın üstünlüğü bulunuyorken Fenerbahçe bu karşılaşmayı kazanarak rekabete denge getirmiş oldu. İlginç bir istatistik; iki rakibin birbirleriyle oynadıkları maçların ikisinin berabere sonuçlanmış olması.

Hatırlayacağımız gibi ligin ilk maçı çok kötü görüntülere sahne olmuş, maç sonunda tribünler karışmıştı.

Ancak tıklım tıklım dolu bir salona rağmen hiçbir taşkınlığın olmaması özellikle olumlu bir gelişmeydi. Kuşkusuz mücadele eden bütün basketbolcuların centilmence kendi takım oyunları ile ilgilenmeleri, seyirciyi tahrik edecek hareketlerden kaçınmaları, hakemlerle girdikleri diyaloglarda aşırı itirazlarda bulunmamaları, taraftarın tuttuğu takımı desteklemek dışında başka bir fiile yönelmemesine neden oldu.

Ömer Onan…

Sezonun İlk maçında sahanın Fenerbahçe adına en iyisiydi. Bu maçı Fenerbahçe’nin kazanmasında Ukiç’le birlikte en çok etkisi olan oyuncuydu. Ancak bugün basketboldan başka bir şey yaptı. Bir pozisyonda top baldırına çarpıp kendisi için avantaj sağladığında hakem düdük çalıp oyunu durdurunca tribünler bir an dalgalanır gibi oldu. Ömer ise taraftara dönüp hakemin kararının doğru olduğunu anlattı. Elektriklenme bir anda ortadan kayboldu.

Bu davranışı sezonun fair play hareketidir ve ödüllendirilmelidir; federasyon bunu boş geçmemelidir.

Maça gelebilecek olursak; Fenerbahçe ilk beş dakikadan sonra sayısal üstünlüğü eline alıp bir daha hiç bırakmadı ve sezon ortalaması olan 82 sayına yaklaşarak zaten kazanacağını gösterdi. Belki de taraftar da Fenerbahçe’nin kazanacağına o kadar emindi ki çok fazla gerilmedi. Fenerbahçe’nin yediği basket sayısının sezon ortalaması 71’di, bu maçta altı sayı daha fazla yemesi özellikle maçın son bölümünde az da olsa Galatasaray’ın maça ortak olmasına neden oldu.

Nasıl ligin ilk karşılaşmasında Galatasaray Fenerbahçe’yi üçlüklerde yakaladığı isabetli atışlarla yenmişse bu karşılaşmada tam tersi bir görüntü oluştu. Galatasaray uzun süre attığı üçlüklerin hiçbirinde başarı sağlayamazken Fenerbahçe’ye karşı da pota altında çok önemli bir üstünlük sağladı. Böyle olunca da Fenerbahçe topu üç sayı çizgisinin gerisinde oynamak ve atışlar yapmak zorunda kaldı.

İlk periyotta Ukiç Fenerbahçe’nin en etkilisi olurken, çok önemli üçlükler gönderdi potaya.

Ukiç, devre arasında takıma kazandırılmış çok önemli bir basketbolcu. Keşke Euroleague döneminde takımda olsaydı; belki de Fenerbahçe’nin pozisyonu bir tur daha ileride olabilirdi.

Ukiç derbide daha fazla etkili ve attığından daha çoğunu potaya gönderebilirdi. Ancak Tanjeviç’in o dengeli, hiçbir oyuncunun sivrilmesine izin vermeyen “doğu bloku” soğuk taktik anlayışı nedeniyle ne zaman eli topa ve potaya ısınmış olsa kendisini kenarda buldu.

Tanjeviç rotasyonları öylesine hızlıydı ki hem sahada mücadele edenlerin hem de izleyenlerin başı döndü. Açıkçası farkın daha fazla açılmamasına bu taktiğin önemli etkisi oldu. Kim sayı atıyorsa o kendini bir anda Tanjeviç’in yanında otururken buldu.

Galatasaray’ın kadrosu sınırlı ancak çok yetenekli oyunculardan kurulmuş.

Wilkinson, Washington, Jasaitis, Evren Fenerbahçe karşısında çok etkili oldular ve maçın kopmasına asla izin vermediler. Bu dörtlünün içine ilave edeceğimiz Rancik’le birlikte pota altında Fenerbahçe'ye 35'e 30'luk bir üstünlük sağladılar. Öyle ki bir hücumda Galatasaray arka arkaya dört top kullandı.

1. Periyot 22-13
2. Periyot 18-18
1.Devre 40-31
3. Periyot 24-19
4. Periyot 17-27
2.Devre 41-46
Sonuç 81-77

Periyot sonuçlarına baktığımızda Fenerbahçe’nin 1. ve 3. Periyotlarda rakibinin üzerinde üstünlük kurduğunu ve bu iki bölümdeki sayılarıyla sonuca gittiğini söyleyebiliyoruz.

Ancak Galatasaray’ın da son on dakikadaki oyunu da göz alıcı bir şekilde dikkat çekiyor. 27 sayı ile maç boyu bir periyotta ulaşılan en yüksek skoru bulan sarı kırmızılar maçı neredeyse koparma noktasına kadar geldi. Bir anlamda Galatasaray maça yavaş yavaş ısındı diyebiliriz. Yani bir periyot daha olsa belki de maçı ilk devrede olduğu gibi kazanacaktı.

Fenerbahçe Ülker Basketbol takımı bu ligin en kaliteli kadrosuna sahip olmasına rağmen maçları kazanıp kazanmayacağının son on saniyeye kadar belli olamaması gerçekten çok ilginç. Tanjeviç oyunu her an saha içinde yaşayan hatta dayanamayarak içeri kadar giren bir teknik adam. Ancak Fenerbahçe’ye hala ne verdiğini çözebilmek mümkün değil.

Hakkını yememek de gerekiyor şu Türkiye Kupası lanetinin kırılmasına, en azından basketbol şubesiyle bir kapı aralamış oldu. Yıllardır yarı finallerde ya da finalde kaybedilen kupayı bu sefer müzeye götürmeyi başardı. Maç sonunda da kupa taraftara gösterildi.

Uzun zamandır gerilim seviyesi bu kadar düşük bir derbi izlememiştik. Ancak şiddeti nelerin yarattığını görmek adına bu karşılaşma fazlasıyla öğretici oldu.

Tekrar edelim, “tabii ki Ömer Onan…”

Sayı Ribaund Asist
Roko Leni Ukic 19 1 2
Mirsad Türkcan 10 10 1
Ömer Onan 17
Rasim Başak 3 2 1
Semih Erden 4 5 1
Gordan Giricek 2 1 2
Damir Kaan Mrsic 4 2
Lynn Terence Greer 9 3 1
Oğuz Savaş 9 3
Emir Preldzic 4 5 3
Fenerbahçe 81 30 13
Washington 17 4 2
Caner Topaloğlu 5 3
Murat Kaya 2 1
Wilkinson 18 9 4
Radoslav Rancik 17 9 2
Evren Büker 8 4 1
Can Akın 5 2 1
Simas Jasaitis 5 4 1
Galatasaray 77 35 12

Uzay Gökerman

http://www.hurriyet.com.tr/spor/basketbol/13954046.asp

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..