Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '11

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe statik oyun anlayışıyla 10 puan kazandı.

Şota’nın maç sonundaki duruşundan şöyle bir iç sesi duyuluyordu:

“Biz bu Fenerbahçe’ye nasıl gol atamadık?”

Muhtemelen hakemin bitiş düdüğünü duyduğunda Aykut Kocaman da “çok çükür kazasız atlattık” diye derin bir rahatlama soluğu alıyordu.

Maçın özeti buydu.

Fenerbahçe orta alanda kaptığı topla maç boyunca geliştirdiği tek organize atağı ve kaleyi bulan şutuyla golü buldu ve karşılaşmadan üç puanla ayrılmasını bildi. Bunun mühendislikteki karşılığı %100 verimliliktir.

Geri kalan zamanda ise maçın tamamlanması için boşluklar yaratmaya ve sığınmaya çalıştı.

Mehmet Topuz ve Özer’den kanat oyuncusu yaratmak çok kolay değil; zaten olmuyor. Dün Özer sağ kanadı çok yadırgadı. Hiç o kanattan ileri gidebildi mi, hatırlamak kolay değil.

Emre olmayınca Aykut Kocaman orta sahada ön libero özellikli oyuncuları tercih ediyor; bu durumda da takımın merkezden organize bir atak geliştirmesi zorlaşıyor.

Takım Alex’in ne yapacağına daha fazla muhtaç hale geliyor. Alex de markajda kalınca ortaya statik bir diziliş çıkıyor, bu oyuna da yansıyor.

Fenerbahçe’de dün hareket eden tek oyuncu vardı; Bienvenu… Fakat geri kalan futbolcular sabit durunca bu sefer Bienvenu kalabalık defansın içinde daha da yalnızlaşıyor.

Özer ve Caner kanatlarda arkasında oynayan oyunculara uzak kalınca rakip o boşluklara kolay sızıyor ve etkili ataklar geliştiriyor. Fenerbahçe’nin attığı gol öncesinde orta sahada top kazanıldığında Caner çoktan gol atacağı pozisyonu almıştı. Hiç mi geriye gitmemişti cevaplanması gereken bir soru; ancak bu gole dönüştüğü için üzerinde durulmayacaktır.

Caner hala Ziegler oynamıyormuş gibi davranıyor.

Attığı goldeki vuruşu çok düzgün ve güzeldi.

Ancak Fenerbahçe’nin olumlu bir tarafı da top rakipteyken takım halinde topun gerisinde en doğru dizilişle karşılamayı çok iyi beceriyor.

Fenerbahçe kaybettikleri yetmiyormuş gibi bir de sakatlıklarla uğraşıyor; üstüne 11 gün içine 4 maçlık bir program içine sıkıştırılıyor. Biri Gaziantep, diğeri Kayseri deplasmanları… Türkiye yeni bir sistem deniyor ve her takım bunun içinde zorlanıyor, puanlar kaybediyor. Fenerbahçe ise bu seriden 10 puan çıkarıyor. Gaziantepspor maçını saymazsak oldukça da formsuz bir oyunla başarıyor.

Alex oyundan çıkarken bu serinin bütün yorgunluğunu gözler önüne seriyordu.

Bir maça sadece bedensel olarak hazırlanmıyorsunuz; kafanızın da bu maçı oynamaya istekli, motive olması gerekiyor.

Bu cümlelerimi sadece Fenerbahçe çerçevesinde okumayın lütfen, bütün takım oyuncuları aynı sorunu birlikte yaşıyor.

Ancak Fenerbahçe bir şekilde kazanmasını biliyor.

Kayserispor’un kazanmak için elinden geleni yapmadığını asla söyleyemeyiz. Orta alanda Fenerbahçeli futbolcuların topla oynamasına izin vermeyen bir baskı yaptılar. Bütün pas aralarına girmeye çalıştılar, başarılı da oldular.

Amrabat sol kanattan geliştirdiği ataklarla Özer’in yalnız bıraktığı Orhan Şam’ı çok yordu. Santana orta alandan oyunu çok iyi okudu ve yönlendirdi. Savunma disiplini sert ve kasti olmasına karşın takımı için yararlıydı.

Kuddusi Müftüoğlu bu maçta Fenerbahçe lehine bir hata yaptı. Bilica’nın topa giden elini göremedi. Üstelik Kayserisporlu oyuncunun oynadığına karar verdi. Bu maçın sonucuna direkt etki eden bir karardı ve yanlıştı. Yardımcı hakem de görmedi. Tersi de olabilirdi; Salı günü net bir gol iptal edildi.

Hakemlerimiz kritik pozisyonlarda maalesef çok aksıyor. Önemli olansa kafalarının başka yerlerde olmamasıdır. Dün Kuddusi Müftüoğlu pozisyonları değerlendirirken çok da objektif değildir. Rahatsız edicidir.

Peki hakemlerimiz hata yapıyor da Bilica’nın o pozisyonda eli orada ne arıyor? Kimi kandırmaya çalışıyor? Kimin emeğine saygısızlık ediyor?

Bana göre sadece Kayserisporluların değil, kendi arkadaşlarınınkine de haksızlık ediyor.

Hakemin hatasını anlayabiliyorum ancak Bilica’nın bu hareketini asla bir yere yerleştiremiyorum. Kafasında futboldan başka olan kişiden kime hayır gelir bunu düşünmek gerekiyor.  

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..