Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '12

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe Ülker Euroleague'in kalitesini arttırıyor.

Fenerbahçe Ülker’li oyuncular neredeyse 2 aydır Fenerbahçe Ülker Sports Arena’da her gün gelip salona ve potalara alışma antrenmanı yapıyordu. Yeni salon, potalar ve tribünler herkese olduğundan basketbolculara çok daha yabancıdır. Basketbolcuların ısınması zaman alır.

Geçen hafta Unics karşısında ilk yarıda izlediğimiz Fenerbahçe Ülker’in yarısı sahada olsa bu maçın skoru elbette böyle iki sayı makasına sıkışmaz daha büyük bir farka dönüşürdü.

Ama olmadı.

Öyle pota altı basketleri ve rahat uzun mesafeli atışlar kaçtı ki Fenerbahçe Ülker’i tanımasak veya ilk defa izliyor olsak acemi bir takım olarak kestirmeden bir etiket yapıştırırdık.

Önce salonla ilgili biraz detayları konuşalım.

İnşaatın sonlarına doğru bu kompleksi gezmiş, izlenimlerimi de paylaşmıştım. Kuşkusuz o günlerde fazlasıyla şantiye görüntüsüne sahipti.

Basketbol oynamaya hazır hale gelmiş haliyse oldukça etkili, gösterişliydi. Her taraftarın içeride olmaktan mutluluk duyacağı, her basketbolcunun da maçlarını burada oynamaya can atacağı türden, her şey düşünülmüştü.

Saha içindeki sandalyeler ortama farklı bir hava vermiş; ilerleyen günlerde o sandalyelerin üzerinde birbirinden popüler kişilerin varlıkları oyuna ve salona ayrı bir renk katacaktır.

Hiç kuşkusuz tribünlerdeki taraftar profilinin de değişeceğinin sinyallerini bu maç öncesi ve sırasında aldık. Daha çok oturup maçı izlemenin keyfine varmak isteyen bir kitleye dönüşüyor.

Şunu söylemek ve tespit etmek gerekiyor, bu salon aynı zamanda Euroleague'in kalitesini ve değerini de arttıran bir yapıdır.

Bu salonun fikrinden, projesine, sonra imalatına ve açılışına; başta Aziz Yıldırım ve Murat Ülker olmak üzere her kimin emeği geçtiyse ellerine ve akıllarına sağlık…

Maça gelebilirsek, tutuk bir Fenerbahçe Ülker vardı sahada. İlk yarı sadece 12 sayı üretebilmesi salona yabancı olmanın getirdiği bir sonuç olmalıydı. İkinci periyotta biraz daha toparlanılmış olsa da karşılaşmanın en etkili basketbolu taraftarın da maça ısınması sonucu üçüncü çeyrekte oynandı. Bu periyotta farkın açılmaması da gerçek anlamda tutukluktan kaynaklandı.

Ukiç’in ne kadar önemli oyuncu olduğunu sakatlıktan sonra çıktığı ilk maçta görmüş olduk. Oyunu yönlendirmekle kalmadı, kazanmanın yolunu açıp, sebebi oldu. Geçen hafta Kazan’da Ukiç oynuyor olsaydı muhtemelen Fenerbahçe Ülker eline kadar gelen fırsatı geri çevirmez, kazanmanın bir yolunu bulurdu. Ama yine de şunları not edelim; dün çok fazla serbest atış kaçırdı. Asist sayısı da oldukça düşük kaldı.

Oysa aynı mevkide oynayan Cook neredeyse hiç atış yapmamasına karşın 8 asistle takımına önemli katkı yapan bir oyuncu oldu.

Asist toplamındaysa 10’a karşı 8’lik bir Armani üstünlüğü göze çarptı.

Jerrells, geçen hafta da kötüydü, bu maçta da isteneni verme anlamında Ukiç’le kıyasladığımızda yetersiz kaldı. Jerrells’ın oynadığı dakikalarda Fenerbahçe Ülker doğru oyunu kurmada ve sayı bulmada oldukça zorlandı.

Bir başka etkisiz oyuncu Vidmar’dı.

Mirsad’ın geri dönüşü Fenerbahçe Ülker’in pota altında dönen toplaları toplaması bakımından çok önemlidir. Onun yokluğunu bir seneye yakın zamandır kimse dolduramadı. Dün özellikle savunmada Armani’nin girmeyen birçok topunu alıp, hücum başlatan oyuncuydu.

Gist’in hala patlama yapmasını bekliyoruz. Bu ne zaman olacak, bilemiyoruz. Varlık gösteremeyen oyuncu oldu.

Ömer Onan gününde değildi. Isınmak için en erken çıkan ve üç sayı çizgisinden atış kaçırmayan kaptanın maç sırasında oldukça başarısız bir oran yakalaması dikkat çekiciydi.

Kaya Peker’in de pota altında kaçırdığı basketler maçtaki farkın açılmasını engelleyen etkenlerdendi. Oysa o topların büyük bölümü fast-break hücumlarıydı ve sayıya dönüşmesi en başta rakibin direncinin ve iradesinin kırılması bakımından çok etkili olurdu.

Bogdanoviç fazla sayı üretmesine karşın belirleyici oyunu ortaya koymaktan uzak kaldı.  

Fenerbahçe Ülker’in bu maçta çok fazla üçlük kaçırdı ve düşük yüzdede kaldı.

Bu seneye ait olumlu not; serbest atış yüzdelerinin yükselmesi oldu. Hem daha fazla atış çizgisine gidiliyor hem de oradan istenilen sayılar üretilebiliyor.

TOP16’da ilk galibiyet yeni salonda alınmış oldu. Takım salona alıştıkça önümüzdeki günlerde çok daha iyi Fenerbahçe izleyeceğimizi tahmin ediyorum. Ancak genel anlamda oyuncular arasında bir formsuzluk göze çarpıyor. Her sezon böylesi kritik eşikler yaşanır, kırılma noktasından sonra da iyi takımlar çıkışa geçer. Umarız o kırılma anı bu maçı olmuştur.

Armani için küçük bir tespitte bulunmak istiyorum; dar rotasyon ile oynuyor ve oyuncu yapısı Fenerbahçe Ülker kadar dengeli değil. Çok iyi kariyerli bir oyun kurucuya sahipler ancak Fenerbahçe Ülker bu takımı deplasmanda da yenecek güce sahip.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..