Fenerbahçe Ülker grupta kağıtları yeniden dağıttırıyor.

Üst düzey bir ligde oynuyorsanız rakibinizle sonuna kadar mücadele etmesini biliyor olmanız her şeyden önemlisi ayakta kalmanız gerekiyor.

TOP-16’nın ilk maçında Yunanistan’da Fenerbahçe Ülker değil ayakta kalmak basketbolun en temel özelliklerini unutmuş gibi oynamıştı. Peşinden Barcelona eşleşmesinde de bu sefer sahasında sonunu getirememişti.

Peş peşe gelen bu iki yenilgide Fenerbahçe Ülker’in geçen seneyi andıran bir görüntüye bürünmesi taraftarını çok endişelendirmişti.

İşte TOP-16’nın ikinci yarısında eksiklerini gidermiş tam bir Euroleague takımı niteliği ile çıktı Olympiakos karşısına.

Rakibin en etkili ve tam bir sihirbaz olan oyuncusu Spanoulis’in oynamıyor oluşu çok önemli bir fırsattı.

Olympiacos kusursuz bir geri dönüş takımı; hiçbir zaman oyundan düşmüyor. Son iki sezonun Euroleague şampiyonlukları işte bu şekilde gelmişti; çünkü Avrupa’da başka hiçbir takım onlar kadar inatçı, iradesini teslim almak kolay değil.

Kendilerine güvenleri o kadar üst seviyede ki Spanoulis’in yokluğunda oraya başka bir lider koyabiliyor.

O oyuncu önce Perperoglou oldu, peşinden Sloukas eklendi; Printezis ve Dunston ile de yardımcı olmaya çalıştı.

Ancak hep ekstra hücumlar gerçekleştirdiler. Oyunun tam kopma anlarında kritik üç sayılık isabetleriyle maçı son topa kadar getirdiler.

Dün Fenerbahçe Ülker sahada çok daha organize ve takım kurgusu içinde mücadele etti.

Obradovic’in oyuna her müdahalesi doğruydu. “Kenarda koç var” dedirtti.

Bo bir sene sonra ilk defa bu kadar ağırlığını koydu bir maça; olağanüstü şeyler yaptı dersek kesinlikle abartmış olmayız. Onun sürekli potayı zorlayan, adam eksilten ve son adamda faule zorlayan oyunu Olympiacos’un bütün savunma dengesini bozan “bireysel” katkı oldu.

Bo’nun 10/12’lik serbest atış performansı maçın sonucunu da belirledi diyebiliriz. Çünkü Fenerbahçe Ülker bu katkı ile 22/27’lik isabet yakalarken; Olympiacos 11/18’de kaldı.

Bo’nun oyununu Emir ve zaman zaman Bogdanovic’in dağınık tercihleri maçı Olympiacos adına dengeledi diyebiliriz.

Emir’in ne zaman büyüyeceğini, olgunlaşacağını sabırla bekliyoruz. Bogdanovic’in da bu kadar iniş çıkış göstermemesini…

İlk çeyrekteki 9-0’lık serinin sonu Emir’in yaptığı çok gereksiz ve anlaşılmaz hücum tercihi ile bitti. Oysa Fenerbahçe Ülker daha bu bölümde maçı koparabilirdi.

Üçüncü çeyrekteki takım oyununu bozan üç sayılık atış denemeleri de 10 sayı olmuş farkın açılmasına engel oldu.

Dün Bjelica gösterdiği üstün performans takdir edilecek türdendi. Bütün toplarda onun elini gördük. Çok kritik ribauntlarda hep o vardı.

Sekulic erken fauller almanın etkisiyle iyi başladığı maçta konsantrasyonu bozuldu.

Ve elbette Kleiza…

Fenerbahçe Ülker’in önceki tutuk oyununda Kleiza’nın bir türlü istenen seviyeye gelememesi fazlasıyla etkiliydi; ancak yavaş yavaş ağırlığını koyan bir basketbolla hem farkını ortaya çıkarıyor hem de Fenerbahçe Ülker’i yavaş yavaş yukarı doğru taşıyor.

Bu sonuçla Fenerbahçe Ülker grupta kartların yeniden karılarak dağıtılmasını sağladı ve son altı maç kala heyecan seviyesini artırdı.

Grupta 3. Olympiacos, 4. Fenerbahçe Ülker, 5. Panathinaikos ve 6. Malaga 4/4 galibiyet/yenilgi ile sıralanıyorlar.  

Bu grupta Fenerbahçe Ülker’in kaybettiği avantajını geri almasını sağlayacak iki maç var; ilki haftaya Barcelona, ikincisi de Panathinaikos. Her ikisi de deplasmanda olacak. Çok zor ancak bu oyunla neden olmasın diyecek noktaya gelmiş bulunuyor takım. 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com