Fenerbahçe'yi galibiyete seyircinin coşkusu taşır

Ankara’da, Ankaragücü karşısında, bir puana razı olan ve bundan memnun olduğunu söyleyen Aragones, Porta yenilgisinden sonra ne düşünmüştür?
Kuşkusuz Beşiktaş maçını!

Fenerbahçe, ''derbi"leri sever, biliyoruz; ama Aragones’in nasıl bir taktik uygulayacağını bilmek biraz zor. Bana göre, oyunun akışını Aragones değil, seyircinin coşkulu tavrı belirleyecektir!

Fenerbahçe’de ''kale''tehlikede!''Kale”, her an düşebilir!
Ya da gelenler, ''kale”ye çarpar dönerler!
Çünkü Volkan Demirel’in ne yapacağını kestirmek zor!
O, bir kahraman olabilir bu maçta. Ya Fenerbahçe’yi kurtarır ya da Beşiktaş’ı...

Guiza, ileride yine öyle yalnızları oynar; Fenerbahçe, işi garantiye almadan, orta sahada top dolaştırmayı oynamak sanırsa, işi zora sokar. İleride, Guiza’nın yanında/yakınında mutlaka biri olmalı. Semih, sakat olduğuna göre, oraya en uygun Alex’tir. Ama, Alex’i geride oyanatan Aragones, bu anlayışıyla ondan ne bekliyor? Aragones’in bu anlayışı, ''Alex’li Fenerbahçe kazanamaz!''lafının yaygınlaşmasından başka ne işe yarar?

Bu durumda Alex’se yazık olmuyor mu?
İlhan diye bir "gol"cü var.
Aragones, İlhan’dan ne zaman yararlanacak?
Büyük maçların dışında bile iledeki ''tek adam”la oynamayı tercih eden Aragones,
Beşiktaş karşısında ''ikili adam”la oynamayı nasıl düşünebilir?

Guiza’ya, güçlü fiziği, topa yapışma, sert şutlar atabilme özelliğiyle Kazım eşlik edebilir. Bu, Beşiktaş savunmasını güç durumda bırakabilir. Özellikle İbrahim Toraman ile Gökhan Zan’ı hataya yapmaya zorlayabilir. Ama Aragones’e bakılırsa Kazım, doksan dakika sahada kalamaz. Kazım, tek devrelik oyuncu ise, ilk yarıda oynamalı, ikinci yarıda yerini Devid’e bırakmalı. Kendini daha tam toparlayamayan Deivid’in ikinci yarıda etkili olacağına inanıyorum. Biliyoruz, Deivid, büyük maçları sever.

Bekleneni bir türlü veremeyen Emre’ye ''yedek kulübesi''gözüküyor. İşler yolunda giderse, oyunu uzun süre kaldıracak güçte olmayan Emre, ikinci yarıda yararlı olabilir.

Orta sahada direnen bir Selçuk, sahada serbest bir görev yüklenerek kaleye yönelen Deivid, araya pas atan, atılan pasları değerlendiren bir Alex, kornerden ve serbest atışlardan gelen topları değerlendirecek Edu ile Lugano, sonucu belirlemede etkili olabilirler. Carlos’un, kaleye atacağı sert şutlar, bir başka ''kahraman kaleci''Rüştü’yü avlayabilir. Fenerbahçe kültüründen gelen, topa gereksiz çıkışlarıyla Volkan Demirel’den geri kalır yanı olmayan Rüştü de ''hata yapma”ya yatkın!

Fenerbahçe’nin kazanma olaslığı yüksek.
Saracoğlu’nun büyük maçlara yatkın ortamını biliyoruz.
Devler Lig’inin dışında kalan, kendini göstermek isteyen, ''Ben burada varım!''diyen bir Fenerbahçe var karşımızda. Lig’de puan farkının daha da açılmasının getireceği ''sorun”ların büyük olacağı düşüncesi, Fenerbahçe’yi galibiyete daha yakın kılıyor. Bu ''yakın olma”, Volkan Demirel, o bildik hataları yaparsa ''uzak''olabilir.

Bu maç, İspanya ''gol kralı''unvanıyla gelen, ama Fenerbahçe’de ''gol fakiri''olan Guiza’nın bir diriliş maçı da olabilir; Guiza, ''Ben de varım!''diyebilir.

Orta alanı ele geçirecek olan bir Fenerbahçe, özellikle Gökhan Gönül’ün kenardan getireceği toplarla etkili olabilir.

Uğur Boral, bir patlama yapabilir.
Fenerbahçe’de ''dirilme”ye, ''patlama”ya yakın birçok futbolcu var.
Bu ''dirilme”yi, ''patlama”yı sağlayacak, maça asıl damgasını vuracak olan, Fenerbahçe trübinleridir!