Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '12

 
Kategori
Futbol
 

Huzursuz Jimnastik Klübü ( Beşiktaş 3-2 Gençlerbirligi )

Huzursuz Jimnastik Klübü ( Beşiktaş 3-2 Gençlerbirligi )
 

Beşiktaş öldü öldü, dirildi.


Hani Phil Jackson'un Oscar ödülü kazanma rekorları kıran üçlemesi " Yüzüklerin Efendisi " serisi vardır ya. Bir yüzük vardır, takanı esir alır, ele geçirir, yüzük iktidar hırsı, gücü ve kudreti temsil eder, giderek bunun kölesi olan sahibini de yönetmeye başlayınca film başlar, senaryo yazılır.

Artık herşey yüzüğün istediği gibi gider.

Beşiktaş, Yıldırım Demirören'in yüzüğünü taktığından beri, onun esiridir.

Öyle bir esaret ki, taraftarı yıllardır istemiyor ama yüzük tutup Quaresma'yı getiriyor, esaret yerini geçici bir sukunete bırakıyor. Tam işte, evet, zamanı geldi " yeter " diyorlar, Robinho'nun kendisinin bile haberinin olmadığı bir transfer senaryosundaki yerini alıyor ve taraftar yüzüğe bakıyor diyor ki : Ulan yüzük de güzel be! Par par parlıyor mübarek !

***

Böyle git gellerle yaşamaya alışmış bir toplum oldu Beşiktaş. Sekiz yıldır, "sekiz"  yenilen Liverpool deplasmandan tutun, sekiz kere üst üste aynı psikolojik stabiliteyi ne üzüntüde ne sevinçte sağlayamayışından çıkın ve hatta kısa bir Mustafa Denizli dönemi dışında maç içinde bile sekiz dakika ardı ardına  huzur vermiyor Beşiktaş.

Git geller, maç içinde de o kadar fazla yaşanıyor ki, ruh sağlığımızı bozuyor ve hatta Melih Şendil'in ahiretlik maç yorumları bile beni artık sinirlendirmiyor.

Quaresma üçüncü golünü attı bu gece. Ilk golünu penaltıdan, ikincisini serbest vuruştan atmıştı, bu golünü de " orta atarak"  attı. Attığı orta rakibe çarpıyor, kalecinin üstünden tesadüf bir gol oluyor. Aynı mevkide oynayan Stoch 9. golünü atmış, Grosicki 7 gole ulaşmış, kimsenin umrunda değil, Quaresma ole ole ole devam ediyor tribünlerde...

İlk yarıda uyuyan takımın faturası Necip'e çıkıyor, Necip de oyundan çıkıyor, Necip oyunda iken toplamda 1 santrafor, 1 forvet ile oynayan takım yerine Simao oyuna girince 1 santrafor, 2 forvetli oyuna dönüyor ,şans eseri giren ilk golden sonra, ikincisi de maç boyu sıfıra inmeyi ilk kez deneyen Ekrem Dağ'ın ortasına Hugo'nun bilinçli kafası ile skora ekleniyor..

Huzursuz Beşiktaş öne geçiyor. 

Ama teknik adam Veli'yi mecburen sol beke alınca, önünde de Quaresma kalınca ordan yani Beşiktaş'ın solundan sürekli gelen Gençlerbirliğinin 2-2'ye getiren golünün faturası  da Cenk'e kesiliyor. 

Fernandes'in galibiyet golü gecenin kepenkini indiriyor, ama yüzük hala Beşiktaş'in boynunda asılı duruyor.

***

Huzursuz bir klüp, huzursuz bir başkan, huzursuz bir teknik adam, huzursuz bir trivelacı ve Portekizliler varken, huzuru Fernandes'e sarı kart çıkarmakta bulan hakemi kim suçlayabilir ?

Çakti kartı, bıraktı derbide Beşiktaş'ı, çaktı kartı, sattı cakasını...Kaçırmadı fırsatı, taktı yüzüğü baş parmagına salladı kartı Beşiktaş'in en iyi oyuncusuna...

Şu yüzüğü  artık Beşiktaş'ın boynundan, ruhundan ve parmağından çıkarması " yüzük de kiminse gelsin alsın ulan " der gibi silkinmesi, esaretten kurtulmasını diliyorum. Belki o zaman bu "sarı takımların sarı kartlı yüzük sahibi  adamları " da hizaya gelir.

Skorun önemi yok diyorum.

Ha bu arada!

Veli sol beke iyi oturdu sanki ?

 
Toplam blog
: 48
: 386
Kayıt tarihi
: 11.09.11
 
 

Futbol on bir oyuncu ile oynanır, binlerce kişi tribünde, milyonlarca kişi evinde TV karşısında i..