Ferhat Sakaryalı olsaydı!

Ferhat Sakaryalı olsaydı ne olurdu?

Şirinine kavuşur muydu yoksa külüngün darbeleriyle canını teslim mi ederdi?

Bugün hep bu konuyu düşündüm!

Amasya’yı ziyaretimde konu hakkında bilgim olmuştu! Nehrin iki yakasına kurulmuş şehzadeler kenti Amasya’nın böyle bir trajediye tanık olması beni ziyadesiyle üzmüştü!

Efsanedeki kötü karakter, Mehmene Banu ismine zıtlanmıştım! ( müsaadenizle Mehmenetsiz Banu olarak değiştiriyorum ismini!)

Öyle bir tezat ki şehrin ortasından gürül gürül nehir akıyor, ipe un serercesine Ferhat’a bilmem kaç kilometre uzaktan kayaları delip su getirmesini şart koşuyor bu Mehmenetsiz zat!

Bizde böyle biri çıkmaz!

Çıksa bile kentimin ileri gelenleri ( tütün, patates, fındık tüccarları!) bu konuyu milli mesele ederler ve Banu kardeşimizi her ne surette olsun ikna ederlerdi!

Rahmetli Ali Hoca dedemin de payı olurdu bu hayır işinde sanıyorum! ( kıydığı hiçbir nikâh bozulmamıştır! Hatta ahırımızdan iki koçu da nikâh hediyesi olarak kestirir yüzdürür gönderirdi!)

Olay anlatıldığında, adamlara çıkışmış “Ulan koca bir şehir, bu Meymenetsiz Banu denen adamı ikna edemediniz mi? Yeşilırmak neyinize yetmedi? Adama dağları taşları yardırdınız! Zehir zıkkım olsun!“ Demiştim!

“Abi düşünemedik!” Dediler!

Böyle trajedilerle anılan kentler iflah olmazlar!