- Kategori
- Şiir
Firuzan
firuzan
Yüreğini parçalar
neredeyse akşam
yıldızı yorgun kırmızı
giderilmez pişmanlıklar
eflatun bir keder bırakarak
yangın korkusu
ağzı hüzün mavi
elleri soğuk saydam
upuzun gülümsemesi
bile ne kadar acılı
sanki gözyaşları
dudaklarında
yalnızlığa saklanması
kaçıp dünyalılardan
besbelli
çünkü duygusallığı
onlardan farklı
sen yalnızlığına
varır varmaz
yağmuru durduracaklar
ustura ağzı poyraz
mavi bir karanlık
süt çıplaklığını
örtecek kadar
senin için olduğunu
asla bilinmeyecek
yapraklarını
birden dökecek dutlar
durmadan
hayal değiştiriyorduk
oysa senle
çetrefil bir hayat
kuruyorduk
herkesin korktuğu
yanıldığımız herşeyi
birden isteyerek
yalnızlıkların en dibinde
sararmış yaprakların
usulca savrulduğu
köprüler yıkıldı
artık kendimleyim
onu çok arıyorum
yalnızlığımdan mı
bilinmez
gecenin ırmağında
yüzüyor zambaklar
tedirgin gülümser
iki beyaz
martıdır ellerin
hiç olmasan da
mutlaka varsın
ne kadar da mahzun
rüzgarsız tek
yaprak kımıldamaz
bir havada
mavisi kaç türlü
bir gökyüzü
çıplak omuzlarında güneş
herşey eskisi gibi
hiçbir şey değişmemiş
uyandım
bu mavi sonsuzluğun
huzursuzluğunda
içimde büyüyen boşluğun
tek sebebi var
senin yokluğun
ay karanlık
sular kesildi
kapı kapandı
ben artık
sen değilim
her yanına
çiçek yağmış
erik ağacının
neresinden baksan
ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
Mehmet Özgür Ersan Yeldeğirmeni 07.02.2014