Fransa'da Özgürlüğe saldırı...

Fransa’da bir katliam yaşandı… Bu katliamı yapanlar gözlerini kırpmadan, ellerini kaldırıp aman dileyen polisleri bile katlettiler…

Bir grup silahlı militan, Fransa'da Charlie Hebdo adlı mizah/ karikatür dergisine saldırarak, ünlü karikatürist Şarp başta olmak üzere, beşi karikatür sanatçısı, on iki kişiyi vahşice öldürdüler…

Bizimkiler hemen çıktılar kürsülere, bu tür olaylardan sonra verdikleri klasik cevapları zaten ezberlemiştik. “Gerçek İslam bu değil.”

Hemen sormak gerekiyor; peki gerçek İslam hangisi:

Sivas’ta yaşadıklarımız mı?

Kahramanmaraş’taki katliamlar mı ? Yoksa Kubilay’ı şehit eden Derviş Mehmet’in yaptığı mı ?

Yoksa Pakistan’da, Afganistan’da Yemen’de yapılan katliamlar mı?

Burnumuzun dibinde, Suriye’de Irak’ta yaşanılanlar mı gerçek İslam…?

Yoksa kadınların yüzlerini, gözlerini kapatarak evlere hapsedilmesi mi gerçek İslam?

Ha yoksa, mecliste hırsızları din iman adına aklayanlar mı ?

Her neyse bu soruları uzattıkça uzatabiliriz…

Dinle yatar, dinle kalkar, ülkeyi dinin emirlerine göre yönetmeye kalkarsanız, şeriata özenirseniz bu sorular uzadıkça uzar ve aklınız da karışır, ülkeniz de karışır…

Herkeste de bir İslam anlayışı oluşur ve bu anlayışı da şu veya bu şekilde birilerine ve topluma dayatırlar… Bu yetmiyormuş gibi tüm dünyaya da dayatmaya çalışırlar...

Bugün ülkemizde de ne yazık ki bir dayatma yaşanıyor… Ülkemizde çağdaş normların yerine dinsel normlar hızla hayata geçiriliyor…

Şimdi gelelim asıl konumuza:

Charlie Hebdo adlı mizah/ karikatür dergisi Avrupa’nın özgür ortamında Hıristiyanlık, papalık dâhil birçok unsurları hicveden, eleştiren, karikatürize eden bir dergi… Bu dergi H.z Muhammed’i de karikatürize etmişti ve bu yüzden de devamlı tehditler alıyordu…

Dün Paris’te ne yazık ki,  bu dergiye, özgür düşünceye, basın özgürlüğüne katliam niteliğinde bir saldırı düzenlendi saldırı da 12 insan yaşamını yitirdi… Bunu yapanlar da, Sivas’ta Aziz Nesini yakmak isteyenler de, Salman-i Rüştü hakkında ölüm fermanı çıkartanlar da aynı zihniyetin uzantılarıdır…

Hani bizimkiler papağan gibi ezberlemişler ya; “Gerçek İslam bu değil” diye…

Şöyle çevremize İslam Ülkelerine bir bakalım: İnsan hakları çok ileri düzeyde mi? Kadınlar eşit haklara sahip mi, ayrımcılık yapılmıyor mu? Adalet, hukuk işliyor mu? Bilimsel, teknik, ekonomik yönden gelişmişler mi? Demokrasi diye bir şey var mı?

Atatürk sayesinde bizde demokrasi, insan hakları, kadın hakları gelişmeye başlamıştı… Laiklikle birlikte mezhepçiliğin, dinsel fanatizmin ve yönetimlerin önü kesilmişti… AKP sayesinde hep bunlar hikâye oldu… Atatürk’e ve laik anlayışa saldırı, karalama, aşağılama, itibarsızlaştırma en çok bu dönemde yaşandı… Eğitim kurumları medreselere dönüştürülüyor, laik eğitim yerine şeriat eğitimi getiriliyor…

Geleceği görmek için kâhin olmaya gerek yok, görünen köy kılavuz istemiyor… Şimdiden bazı basın kuruluşları, karikatür dergileri hedef gösterilmeye başlandı…

Kısacası Paris’te yaşanılanlardan büyük ders almamız gerekiyor… Tehlike geliyorum diyor…

Öncelikle dini kullanan, dinden nemalanan bu başımızdaki zihniyetten kurtulmak için aklımızı başımız toplamalıyız…

Bu tür acı olaylardan sonra kürsülere çıkıp klasik “Gerçek İslamlık bu değil” demek sadece takiyedir…