Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '15

 
Kategori
Siyaset
 

Gafiller

AK Parti bir çok hizmet gerçekleştirdi ama, milletin maneviyatına olan hizmetinin yeri apayrı bir takdir vesilesidir. Unutulmuş tarihi hatırlıyor, tarihimizi gün geçtikçe hakettiği şekilde anıyoruz. Allah hepsinden razı olsun.

Tabii ki bu meselenin başka boyutları da var. Tarihimizdeki maneviyatı hissetmemizi istemeyen, batının karşısında her zaman ezik bir duygu içinde olmamızı hedefleyen şer odakları var.

1953 yılına kadar İstanbul'un Fethini kutlamak yasaktı. Hatta Adnan Menderes uzunca bir aradan sonra niyetlenip, ata yadigarı Rumeli Hisarı'ndaki mesciti restore etmeye kalkmıştı da, o vakit Cumhuriyet Gazetesi '' LAİKLİK ELDEN GİDİYOR'' başlığını büyük harflerle anında yetiştirmişti!

Dün de kutlamalar esnasında, kutlamaların ruhunu sabote eden bir çok sataşma ve eleştiriye şahit olduk. Özellikle ulusalcı kanalllarda adı bile anılmadı!

Hep istediler ki milletimiz, batı karşısında kendisini küçük görsün! Batıyı gözünde büyütsün, batıyı efendisi saysın!

Hala uğraşıyorlar. Hala o ruhu yakalamayalım diye çırpınıyorlar. Yakın zamanda çekilen muhteşem Süleyman dizisinde dahi aynı hedef, aynı kötü niyet bulunuyordu.

Düşünebiliyor musunuz! Osmanlı yıkılalı 100 yıl olmuş, bugün dahi aynı çalışmaları sürdürüyorlar. Demek ki ne çok korkuyorlar!

Ama olmuyor işte! Milletimizin kanı kaynıyor ! Hücrelerimize kodlanmış mefkuremiz!

Dün Erdoğan Fatih'i över iken, karşısındaki milyonluk kalabalık bir an sözünü kesti ve aynen şu ifadeler ile tezahürat yaptı!

'' İŞTE ORDU, İŞTE KOMUTAN''

Tam da mesele bu işte! Biat kültürümüz!

Reisine teba olan Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Boşnağı ve dahi akla gelen kim var ise, birleşmiş bir teba ve biat kültürü kabusları onların. İşte bu yüzden koyun diyorlar. Biat kültüründen uzak tutmak istiyorlar. Otorite tanımayan, başkaldıran, saygısız bir Müslüman topluluğu olsun diye çırpınıyorlar!

Biliyorlar! Bu millet kime biat ettiyse başlarına bela oldu! Tarihte örneği yoktur ki milletimiz yanlış kişinin peşinden gitsin. Hiç olmadı !

Alparslan'ın, Osman Bey'in, Fatih'in, Yavuz'un, Süleyman'ın, Abdülhamit'in peşinden gittik. 300 çadırlık bir beyliği, 22 milyon kilometrekarelik toprağa sahip dünya devleti yaptık!

Onlar ise tarihin her safasında bizim peşinden gittiklerimizi itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Saltanat düşkünü dediler! Kadın düşkünü dediler! Para düşkünü dediler!

Hepsi yalan!

Yazı uzayacak ama kimlerin peşinden gittiğimize dair tarihi bir vak'ayı anlatmanın tam zamanı...

Tahtta Yavuz Sultan Selim vardı. Şah İsmail Anadolu'daki köylülerimize zulmediyor, yaptığı baskınlarla halkımızı katlediyordu. Gelen haberler üzerine Yavuz bir ferman yazdırdı. Fermanda İsmail'i uyarıyor, böyle devam ederse seferin kaçınılmaz olduğunu söylüyordu. Şah İsmail ise mukabil ettiği mektuplarda Yavuz ile alay ediyor, ondan korkmadığını ifade ediyordu.

Vezirlerinden gelen, ordunun yorgun olduğu, mevsim şartlarının müsait olmadığı, maddi imkanların yetersiz olduğu uyarılarına rağmen, tahtını oğlu Süleyman'a bıraktı ve İstanbul'dan yola çıktılar.

Şah İsmail Yavuz ile çarpışmaya çok önceden niyet etmişti. Anadolu köylerine yaptığı baskınlar, Yavuz'u üzerine çekmek için bir taktikti. En yaman hesabı ise, yeniçerilerin arasına yerleştirdiği nifakçılardı. Yavuz nifakçılardan habersiz yolunda ilerler iken, onlar her gün askeri kışkırtmak, Yavuz'a karşı ayaklandırmak için fitne üretiyorlardı! Ve sonunda başarılı oldular.

Malatya civarındaki mola yerinde birden toplar patlamaya başladı. Sesler yükseldi. Padişahın otağına üç ok saplandı. Bu hareket isyan nişanıydı!

Yavuz oturduğu yerden hışımla ayağa kalktı. '' Ne oluyor dışarıda'' diye bağırdı. Ürkek vezir '' Padişahım askerin içine nifak girdi'' deyince, Yavuz çadırından dışarıya fırladı.

Askerler kapının önüne dizilmişti. Soğuk ve kızgın bakışlarla Yavuz'a bakıyorlardı. '' Ne istersiniz'' diye haykırdı! Aralarından bir sözcü bağırdı. '' Düşman yok! Harap memlekette nicedir seyahat ederiz!!''

Yavuz bu anda Şah İsmail'in planını anladı. Osmanlı ordusu yaklaştıkça, İsmail karşılarına çıkmayacak, askeri de kendisine karşı ayaklandıracaktı! Planı anladı ama iş işten geçmişti. Tek bir söz, bir yanlış hareket Yavuz yanlısı askerler ile, isyancıları karşı karşıya getirir, iç çatışmayı fırsat bilen Şah İsmail'in ordusu Osmanlı'ya karşı galip gelebilirdi.

Yavuzun düşünmeye bile fırsatı yoktu! Bir çırpıda atına bindi ve askerlerin arasından yavaş yavaş orta bölüme doğru ilerlemeye başladı. Askerler elleri kılıçlarının kabzasında, bir kıvılcım bekliyorlardı. Tam ortalarına geldiğinde durdu ve....

'' Hesabına gelmeyenlere desturdur. Geri karılarının yanına dönsünler! Bize gelince, biz buraya eli boş dönmek için gelmedik! Rahat isteyen bu yola yaraşmaz! Bana bakınız içinizdeki bir yeniçeriden, bir sipahiden farkım varsa söyleyesiniz! Kader naçiz omuzlarımıza saltanat yükü yükledi, siz bu yükü ağırlaştırmak mı istersiniz! İçinizde bizi padişah bilip, dini uğruna can ve baş feda edecek yiğitler elbet vardır. Biz o bir avuç yiğitle de düşmanımızı tarumar etmesini evvelAllah biliriz. Şimdi o yiğitler benimle gelsin. Ölümden korkanlar geri dursun. Eğer içinizde yiğit yok ise, vallahi ben yalnız da giderim!!''

Dedi ve atını kamçılayarak arkasına bakmadan düşman istikametine doğru sürdü. Yeniçeri afalladı. Buz kesmişlerdi. Padişah tam gözden kaybolmak üzere iken, Malkoçoğlu Ali Bey kendine geldi. '' Ne durursunuz padişah tek başına cenge gider, siz de hiç din sevgisi kalmadı mı?'' diye bağırdı.

Yeniçeriler zaten aşka gelmişti. Allah Allah nidalarıyla padişahlarının peşinden gittiler. Ve tarihimize bir zafer madalyası daha eklediler! Çaldıran Meydan Muharebesi (1514).

Bu millet böyle liderlerin peşinden gitti. Böyle liderlere '' İşte ordu. İşte komutan'' dedi.

Çok devlet kurduk. Çok devlet yıktık. İçimizdeki inanç hiç değişmedi. Ne yazıktır ki bu maneviyatı küçümseyen, biat kültürü ile alay edenler de hiç değişmedi.

Tarihte de gafildiler. Hâlâ gafiller!

YAZIM BENİ BAĞLAR :))

 
Toplam blog
: 11
: 51
Kayıt tarihi
: 24.06.15
 
 

Zalmin karşısında, mazlumun yanında. Diyarbakır / Öğrenci   ..