Galatasaray'ın geleceğine dair kehanetler-1

Tüm sporseverlere buradan ilan ediyorum ki; Galatasaray’da önümüzdeki sezon için yapılanmada oldukça sürpriz gelişmeler olacak. Aslında yapılanmayı bir önceki sezon başlatıp kadroyu gençleştiren yönetim, başarılı olunca kadroya bu sezon başında tecrübeli yeteneklerle takviye yapmayı planlamış ve sonuç alacağını düşünmüştü ancak işler umulduğu gibi gitmedi. Bu nedenle ufak çaplı yeni bir yapılanmanın gerekli olduğu açık olarak görülüyor. Sezon içi bazı gelişmeler gösterdi ki bir temizlik harekâtı da şart oldu. Bunun sonucu olarak yapılanmayı başlatacak olan yönetim, önümüzdeki dönemde doğru bazı işler yapacağı gibi, dengeleri gözetme adına birçok yanlışa da imza atacak. Ancak yine de sevapları günahlarından fazla olacak bir döneme giriyor Galatasaray. Her ne kadar kehanet dediysem de aslında kehanet sayılır mı sayılmaz mı yazdıklarımı okudukça siz karar verin:

ÜMİT KARAN

Değil iyi bir futbolcu olup olmadığını, futbolcu olup olmadığını bile anlayamadım bu “topçunun”, Galatasaray’da kalması artık mümkün değildir. Çünkü futbol zekâsının sıfır olduğu, adam geçme kabiliyetinin olmadığı, "sahtekârlığın" var ofsayt bilgisinin yok olduğu, hakemin her kararına itiraz ettiği, ne pas vereceği ne de şut çekeceği zamanı bildiği, olur olmaz her yerden kaleye vurup da bir tanesi mecburen girince süper golcü olduğunun düşünüldüğü artık herkes tarafından anlaşılmıştır. Üstüne üstlük her sezon başı ve ortasında çok aranan bir futbolcu havası vermek için menajerinin gereğinden fazla faal olduğu da iyice açığa çıkmıştır. Hagi onu istememişti de inanmamışlardı.. Sonuç: Ümit Karan GİDECEK..

ARDA TURAN VE KAPTANLIK

Taraftar istiyor ki Arda Turan gitmesin. Mali gerçekler diyor ki, Arda Turan gitmeli. Bana sorarsanız 20 milyon eden bir Arda satılmalıdır. Ama ona bu parayı vermeyecekler ve sonuç: Arda Turan Galatasaray’da KALACAK ve Galatasaray’ın KAPTANI OLACAK. Bakınız bu kaptanlıkla ilgili ilginç bir not yazayım da siz değerlendirin, Arda Turan kaptan olmuş mu?

<ı>Galatasaray Spor Kulübü'nün kurucusu Ali Sami Yen, "Ellinci Yıl" kitabında kuruluş öyküsünü şöyle anlatır;

<ı>“Ben Reisliği topu yağlayıp şişirmekle almıştım. Topumuza evladım gibi bakardım. Zaten varımız yoğumuz da toptu. Mektebe gelirken, domuz sokağından geçer, domuz yağı alırdım. Topu onunla yağlar, şişirirdim; yamasını yeni pabucumdan kesmiştim. Bunu gören arkadaşlar, bana hepimizden fazla paye vermişlerdi. Yani o zaman Reisliğe ve diğer vazifelere payeyi, en çok çalışan kazanırdı. Cevdet de ikinci Reisliği formaları yıkadığı için almıştı.”

<ı>Ne dersiniz? Arda Turan Galatasaray’a kaptan olmayı hak etmemiş mi?

Bu konudaki ikinci yazımda Bülent Korkmaz, Cassio Lincoln ve Adnan Sezgin’i bulacaksınız.