Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '15

 
Kategori
TV Programları
 

Gamsız hayat, haber öncesi günlük dizi tadında…

Gamsız hayat, haber öncesi günlük dizi tadında…
 

Gamsız Hayat maalesef ki olmamış bir dizi… Öncelikle ana rollerden yan rollere kadar oyuncu seçimi hatalı, net bilgi. Ceyda Ateş’in cici tatlı kız hallerine inanmıyoruz.


Anlaşıldı…

Bu sezon oturup da şöyle ikna olduğumuz, kendimizi olay örgüsüne bırakabileceğimiz, meraklanabileceğimiz bir dizi seyredemeyeceğiz.

Net bilgi…

Daha geçtiğimiz haftalarda, dizi ve programların alınıp satıldığı dünyanın en büyük organizasyonu Cannes MIPCOM Fuarını,

Türk dizilerinin yurt dışında ne kadar talep gördüğünü, yazılı ve görsel basında günlerce okuduk, izledik.

Bu talebin karşısında ne olması gerekir?

Dizilerin kalitelerinin artması, koşulların daha da güzelleşmesi değil mi?

Ama durum hiç de öyle değil…

Her geçen gün daha kalitesiz hikâyeler, daha kalitesiz görüntüler, daha kötü oyunculuklar izliyoruz.

Tavsiyem kısa film sitelerini takip etmeniz.

Ederseniz göreceksiniz ki, çoğu “amatörün”, bin bir zorlukla, yokluktan var ederek, oradan buradan toplama malzemelerle, rica minnet oynattıkları oyuncu olma adaylarıyla çektikleri kısa filmlerin, bizim izlediklerimiz yanında on numara beş yıldız olduğunu.

O “amatör” arkadaşların çektiklerini izledikten sonra akşam televizyondakilere bakınca,

Tüm diziler gözüme sanki eşe dosta yaptırılmış gibi görünüyor.

Olabilir mi?

Bir çeşit hamili kart yakınımdır vak'asına mecbur mu ediliyor acaba?

310a55c940e18e791d1f031d6cfc4f54_k

Fakir erkeğe âşık zengin kız,

Fakir ama gururlu adam,

Baba parası yiyen, kibirli, kötü, güçlü, zengin, esas kıza âşık adam,

Zalim alkolik baba,

Zengin erkek avcısı fakir kız,

Baba bilinen kişinin gerçek baba olmaması…

Bu kadar.

Başka bir şey yok.

Gamsız Hayat’ta da diğer diziler gibi sadece bu var.

Hadi bunu anladım...

Bari klişelerden gidiyorsunuz, fikriniz özel değil, o zaman olayları güzel kurgulayın, diyaloglara abanın, tesadüf kullanmayın, merak olgusunu hiç eksik etmeyin, iyi oyuncularla çalışın, görüntülere asılın…

Oda yok…

Ben bile burada isimleri farklı, kanalları ayrı ama konuları hep aynı diziler hakkında yazarken acaba derken,

Projenin sahipleri aynı şeyleri yaparken hiç mi sıkılmıyor, hiç mi çekinmiyor diye düşünmeden edemiyorum.

0da08e84059dab44005dc402f207a6e7_k

Evet, Gamsız Hayat maalesef ki olmamış bir dizi…

Başrollerde Ceyda Ateş, Ali Aksöz, Ahmet Rıfat Şungar var.

Öncelikle ana rollerden yan rollere kadar oyuncu seçimi hatalı, net bilgi.

Ceyda Ateş’in cici tatlı kız hallerine inanmıyoruz.

İstenildiği kadar saç rengi değiştirilsin, istenildiği kadar üzgün sahneler konulsun, istenildiği kadar ağlatılsın, Ceyda Ateş kötü kadın karakterden iyi kadın karaktere bir türlü evrilemedi, evrilemeyecekte.

Gelelim yan rollere...

Seçilen oyuncuların büyük bir bölümü felaketti.

Sanki okul müsameresi izledik.

Ne ağlamalarına, ne acılara, ne de ihtiraslarına inanmadık.

Mimik kontrolünden, vurguya kadar fena sıkıntılıydı.

14fc5b5e6ba5e8c333b735271965cb07_k

Ve hikâye…

Esas adamın kankası Tayfun isminde bir hocamız var. Öğrencilerinden Ela’ya (Ceyda Ateş) âşık…

Tayfun Hoca; ne hikmetse, neyin kafasıysa, artık nasıl öğretmen olduysa, aşkını itiraf etmek için bir video çekiyor ve Ela’ya mail atıyor.

Tabi Ela’ya takıntılı âşık Kaan olanların farkında, kendi de çanak tutar ve mail şifrelerini kırarak videoyu ele geçirir.

Sonra da okulun televizyonlarında bu videoları yayınlar.

Tayfun Hoca mahvolur, kederinden bitap düşer.

Ela ile tartışır ve tartışma sonucunda tokat atar.

Bizim cici kız Ela da, ne hikmetse artık, tüm iyi niyetiyle, psikopat Kaan’a, hocanın kendisine tokat attığını söyler.

Kaan ne yapar?

Hoca’nın peşine düşer.

Şehrin dışında yakalar. Kavga ederler ve hop, Hoca kafasını taşa vurur.

e4971f04b6d0f305b9d4a3441a1afa4b_k

Yarı baygın haldeyken, kötü adam Kaan bile isteye, kankisi Arda istemeye istemeye, Hoca’yı bu sezonun trendi gereği uçurumdan atarlar.

Ve Tayfun Hoca komadadır artık.

Esas oğlan Mert, uçurumun oraya gider, bir şekilde Tayfun’u bulur ve hastaneye kaldırılmasını sağlar.

Hoca komada ya, bizim cici kız üzgün, vicdan azabı çekiyor…

Ama alışverişte, havuzda, teknede üzülüyor, vicdan yapıyor.

Sanki Ela deli gibi bir karakter…

Yani vicdan lafta var ama eylemde yok.

İnişleri çıkışları bol. Bir öyle bir böyle.

Bu arada esas adamın çalıştığı fabrikanın sahibinin kızı var.

Esas adama âşık tabi ki…

O yüzden de mahalleden kırmızı BMW’siyle hiç çıkmıyor.

Adı Nurcan…

Mahallede birde fakirlikten zenginliğe yırtma çabasında olan bir kızımız var, onun adı da Seda…

3a205d5dbf649e20520e1b832bf38b82_k

İşte burası kilit nokta;

Zira Seda Nurcan sayesinde, sosyetenin takıldığı bir kulübe gider.

Ve ne tesadüftür ki, hocayı öldüren çocukların yan şezlonguna yayılır.

Böylece tanışırlar.

Eğer diziyi izlemediyseniz, sırf bu sahnedeki oyunculukları görmek için izlemelisiniz.

Böyle güneş yapı sürme şekilleri, böyle kumsalda yürür edasıyla havuz kenarında yürümeleri başka yerde göremezsiniz.

Banu Alkan sektöre geri döndü net bilgi…

Neyse akşam için randevulaşırlar.

Bizim Seda bara yalnız gider mi?

Gitmez…

Esas çocuğun kız kardeşini de yanında götürür.

Götürmesi gerekir zira esas adamla esas kadın başka nasıl bir araya gelecek?

Tabi bu arada, mekâna havalı arabayla gitmek gerekir.

İşin şanındandır…

Ne yapılır?

Esas adamın kankisini kandırır Seda.

E tabi kanki de oto tamircide çalışıyor, Seda’ya da âşık…

Neyse, kankiyi kendilerine saçma sapan bir şekilde şoför eder, barın kapısında da ekerler.

Barda bizim esas adamın kız kardeşi sarhoş olur. Öyle böyle değil, kafayı tutamıyor.

Bu arada da kanka Mert’e haber verir, böyle böyle oldu, kız kardeşin içeride diye.

Cici kız Ela da içeride tabi…

Ama gel git akıllı ya, barda takılırken, bir anda, durup dururken, anlamsızca, gecenin köründe “ben hastaneye gidiyorum” der.

Niye?

Bilen yok…

Daha önce gitti mi?

Hayır.

E, iyi saatte olsunlar o zaman. :)

f8ce2a7de34a79963a95ed0148062093_k

 

O sırada Mert gelir. Kavga çıkar.

Buraya dikkat…

Bizim kötü adam Kaan, yakın arkadaşı Arda’ya “gönder” der ve havadan bir beyzbol sopası gelir.  :)

Evet, evet bildiğiniz “beyzbol sopası” yani bizim Haydar’ın sosyetiği.

Burada biz ne öğrendik?

Bara giderken, yanında Haydar’ını götüren, bar masaların altında saklayan, sosyetik ağabeyler var.

Bu arada kafayı iyice bulan, ayıp bayılan, alkol komasındaki esas adamın kardeşi, ağabeyini görünce bir anda ayılır ve kavgayı ayırmaya, ağabeyi sakinleştirmeye çalışır.

Gelelim dillere destan hastane sahnesine…

Net bilgi, bizim senaristlerin neredeyse tamamı doktor konuşturamıyor.

Yazmayın o zaman…

Olmaz ama illa yazacaklar.

Hastanenin doktoru alır bizimkileri karşılarına ve der ki,

“Hastamızın hayatı ameliyattan çok mucize ve duaya bağlı”.

Hop, bir iyi saatte olsunlar daha.

Diyaloga gel…

Artık nasıl bir hastaneyse, doktoru bildiğin kırık çıkıkçılardan, falcılardan transfer etmiş, elinde bir baklaları eksik.

Hangi doktor böyle cümle kullanır yahu.

bf12d45473c9476e8b53e39c660a3bb4_k

Sonra esas adam arkadaşının atıldığı uçurumun kenarına gider ve Hoca’nın üzerinde at işlemesi bulunan kolyesini bulur.

Bu arada esas kadın hastaneye gelmiştir.

İki ağlar.

Duygusal sahnelerde boy gösterir.

Hastaneden koşar adım çıkar.

Kapıda kimin taksisine biner?

Ne tesadüftür ki; esas adamın taksisine.

Zira hayat tesadüfleri sever ya, bizim esas oğlanın alkolik babası taksicidir ve taksiye çıkmıyor diye bizimki onun arabasını almıştır.

Evet, evet, bildiniz, kader ağlarını örüyor.

Kötü adamı unutur muyuz, tabi ki unutmadık…

2ac64dccca85aad0f78cf477a93d9c55_k

Onun da babası ile başı derttedir. Zira babası onu adam etmek istemektedir ve bir arkadaşın mobilya fabrikasında işe sokar.

Kötü adam istemeye istemeye gider.

Yer; fabrika kapısı.

Kapıda güvenlik var.

Bizim kötü adam gelir ve daha merhaba demeden, güvenlik leb demeden leblebiyi anlar “hoş geldin beyim yönetim sağ tarafta” der.

Fabrikanın sahibi bile daha bizim kötü adam Kaan'ı görmemiş ve tanışmamışken, güvenliğin tanıması  doğrusu süper hareketti.

Allah tüm fabrikalara böyle güvenlik nasip etsin…

Ve bir hop daha…

O fabrikada kim çalışıyor?

Ne tesadüftür ki, esas adam… :)

Bir sonraki gün...

Kötü adam Kaan nedense fabrikaya arkadaşlarını da getirir.

Yani esas kadını da…

Esas kadın Ela, orada neyi merak eder, niye gelir, ben de sizinle bütün gün burada duracağım niye der, bilen beri gelsin…

Akşam sırtı mı açıldı, rüzgâr mı sert mi, kâbuslar mı gördü bilemiyoruz.

Hop…

Ne tesadüftür ki; esas adam esas kadınla bir kez daha fabrikada karşılaşır. :)

Kader ağlarını örmeye devam ediyor tabi.

Bu arada bölüm başında aynı fabrikada esas adamın kız kardeşine bir fabrika çalışanı neredeyse  tecavüz ediyordu.

Nasıl bir fabrikaysa artık, ipini koparak orada… :)

Ve esas adam esas kadının omuzundaki at dövmesini görür ve anlar ki, arkadaşını komaya sokan kadın Ela’dır.

Artık intikam vaktidir.

9611e349e454cb42288744b4db09ae31_k

Kader tesadüfleriyle yaptı yapacağını, bundan sonrası esas adam ve esas kadının ellerinden öper.

Totalde 2,2 rating ile 24. sırada, AB’de de 1,45 rating ile 24. sırada yer aldı Gamsız Hayat.

Valla kimse kusura bakmasın ama bu ratingi bile öpüp başlarına koymaları gerekir, net bilgi.

Televizyon, sinema, yaşam ve sokaktaki hayat üzerine diğer yazılarımı okumak istiyorsanız, blogum bibaksana 'ya uğramayı unutmayın. :)

 
 
Toplam blog
: 172
: 1971
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Okur, gezer, izler ve yazar...                 ..