Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '09

 
Kategori
Sivil Toplum Kuruluşları
 

Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nin toplum gönüllüsü öğrencileri

Geçtiğimiz günlerde Tokat İl Halk Kütüphanesinde bir arkadaşı ziyaret ederken , orada kitapların girişte yığıldığını görünce merak ederek sordum. Meğer Çocuk Bölümünde boya badana varmış. Merakım daha da artarak sorduğum zaman Gaziosmanpaşa Üniversitesinin Toplum Gönüllüleri öğrencilerinin yerel imkanlarla sağladıkları malzemelerle İl Halk Kütüphanesinin Çocuk Bölümünü boyadıkları , sonrasında da duvarlarına güzel karikatür ve çocukların gönlünü açacak resimler ile boyayacaklarını öğrenince hem şaşırdım. Hem sevindim.”Gaziosmanpaşa Üniversitemizde böyle sevgi ile ilgi ile çalışan ve Tokatta kaldıkları sürece iz bırakacak öğrencilerimiz de varmış “diye.

Toplum Gönüllüleri Başkanı Müslüm Katırcı ile sohbet ettim. Kendisinden emin olan Müslüm , oldukça girişken ve ağır başlı bir genç. Akdeniz ikliminde yetişmiş insanların olgunluğunda ağır ve yavaş konuşması ile bizi dikkatle dinleyerek sohbet ettik.Ona olan hayranlığım ve takdirim o zaman arttı.

Gençlere bu çalışmalarını yerel basının görüp görmediğini sorduğumda, ilgilenmediklerini öğrendim. Daha önce Kütüphanecilik Haftasında resim ve karikatür sergisi açmışlar ve yerel basın gene ilgi göstermemiş. O zaman anladım ki , mevki ve makam sahibi olmayan insanların çalışmalarına ilgi yok. Ama bu gençler güzel çalışmaları ile benim gönlümde “ sevginin ve övgünün en yüksek makamı” oldular. Onları gönülden takdir ettim.

Onlar boya ve badana yaparken , biraz ilerde cafede başka Üniversiteli gençler okey oynamakla meşguldüler. Gençlerin hayata bakış açısı bu olsa gerek.Fark işte burada beyinde , sevgide ve yaşama bakış açımızda . Kimisi oyun oynayarak , kimisi de gönlünü açarak ve toplumun sıkça uğradığı yerlere hizmet ederek zamanı değerlendirmekte.

Hep düşünürüm , sevmek , üretmek ve gelişmek isteyen gençlere imkan tanısak ve onlara verebileceğimiz sevgi ve güvenimizi vererek başlasak onlar da toplumumuza gönüllü olarak , çabaları ile neler vermezler ki..

Her şeye karamsarlıkla bakan , her şeyden şikayet eden, başkalarını değerlendirirken bile bir başkalarının görüşlerini almadan yapamayan gençlere nazire yaparcasına bu gençlerin ellerimiz yüzlerimiz boya olmasın demeden , burada kitap okumaya gelecek çocukların moral bulacağı, motive edeceği mekanları boyamalarını gerçekten ben anlamlı ve övgüye değer buldum.

Müslüm ile biraz konuşunca imkan verilse neler yapacaklarını anlattı. Tek sıkıntılarının, yaptıkları çabaların büyükler tarafından tam anlaşılamaması olduğunu söyledi. Toplumumuzun içinde bulunduğu duruma bakınca Müslüm ve arkadaşlarını daha iyi anladım.

Tokatta Ziraat Fakültesinde okuyan ve aslen Antalya Kaş’lı olan Müslüm gerçekten yaptığı çabalarla yarınlarımıza da güzel örnek olacak bir çaba içerisinde .

Her şeyde bir şer arayan insanlara inat, anlaşılamasalar bile hayata güzel açıdan bakan insanlara , özellikle saf ve temiz kalpleri ile hayata sevgi pompalayan çocuklara ve gençlere olan hayranlığım hep artar. Başkalarının hobileri ile alay etmek ve onların hobilerini aşağılamak ve kötü görmek alışkanlığı olan insanlara rağmen , “ Başkası ne derse desin, önemli olan bizim niyetimiz ve sevgimiz ve yaptıklarımız” diyerek yola çıkan gençler, eminim ki bu yaptıkları ile ilerde meslek hayatlarında yakalayacakları başarılarının ve meslekleri ile beraber sosyal hayatlarının ne kadar hareketli ve renkli olacağının da ip uçlarını verdiler bana .

Kimi öğrenciler veya insanlar bizlere dedikodu taşırken , kimisinin de umut , sevgi ve emek taşıması bizlere toplumumuzun ne kadar renkli ve farklı insanlardan oluştuğunun örneğini vermekte. Bu farklılık sevgi ve saygının artmasına sebep olmalı . Bunu başaracak olanlarda toplumun gönüllü destekçisi olacak gençlerle olur.

Hayat bize başarı ve gelişimi vermez. Bizler hayatın içine dalarak , başarıyı kendimiz almak ve sevgi ile ilgi ile bizlere yaklaşan insanlara sadece kendi bakış açımızla bakarak onların sevgi ve bilgisini almaya bakmak lazım.

Müslüm ve arkadaşları ile tanıştıktan sonra düşündüm ki, çevremizde çok zaman rastladığımız bazen önemsediğimiz , bazen kızdığımız , bazen de kendi çocuklarımıza bakarak , onlarında bizim çocuklarımız olduğunu düşünerek sempati ile baktığımız bu gençlere imkan verilse kim bilir ülkemizi boydan boya boyayacak ve bizlere renkli binaların içerisinde bilgi ve sevgiyi arayan insanların kucaklaştığı bir memleket armağan edecekler.

Bu memlekette , güzel ve iyi şeyler yapan çocuklarımızı , gençlerimizi takdir edecek ve onları geliştirecek , bilgilendirecek insanlara da sempati ile bakarak onları kaynaştırabilirsek bu ülke daha hızlı gelişecektir. Ne yazık ki, gençleri sevenlerin yanında onlara hayatı tehlikeli bir ortam olarak anlatan insanlarda bulunmakta. Halbuki hayat bir okul ve bu okulda iyiyi ve kötüyü öğrenecek insanlar ve gençler. Hayatın bir okul olduğunu gençlerimize anlatmamız lazım.

Hep düşünürüm, başka insanlara yardım etmek , yol göstermek ellerinden gelmeyen insanlar neden , ellerinden gençlere yardımcı olmak gelen , gönüllerinden sevgi ve ilgi , beyinlerinden de bilgi akan insanlarla gençlerin kaynaşmasından çekinmekte .? Tehlike acaba kıskandığımız insanlar mı yoksa bizlerin önyargıları ve bu önyargıları da aşılamaya çalıştığımız insanlar mı ?

Gaziosmanpaşa Üniversitemizi gece gündüz geliştirmek için özel hayatını bile ihmal eden ve hayatını bu Üniversitenin gelişmesine adayan değerli rektör Zehra Seyfikli, Toplumun gönüllü savaşçıları olan bu öğrencileri ile ne kadar övünse azdır bence. Sanatta başarılarını boyayarak , çizerek , anlatarak topluma hediye eden bu gençlere sanırım hocalarının , rektörlerinin vereceği sevgi ve ilgi en büyük ödül olacaktır.

Memleketimizin insanları da Gaziosmanpaşa Üniversitemizin öğrencilerini kendi çocukları kabul ederek sevmek , onlara yol göstermek kapılarını ve gönüllerini açarak onlara sevgi gösterirlerse , ilerde onların çocukları da bir toplum gönüllüsü olarak başkalarına hizmet edeceklerdir zamanla . Bu ili , bu ülkeyi yaşanabilir hale getirmek ve geliştirmek için sevgimizi ve bilgimizi gençlere yönelterek artırmak lazım bence.

İnsan, başkalarına yük olmamakla mükelleftir. Başkalarına faydalı olmaya çalışan ve toplumu ve insanları değerlendirirken empati ile bakan ve onları anlamaya çalışan ve gücü yettiği kadar da yardımcı olmaya bakan insan insanların hayırlısıdır. Kendisi gibi düşünmeyen ve yaşamayan insanı tehlike olarak gören ve gençleri onlardan uzak tutmaya çalışırken onlara da kendi dar zihniyetini aşılamaya çalışan insanlara sadece acımak lazım. “Ben gençlere faydalı olamıyorsam , başkaları hiç faydalı olamasın” zihniyetinden sıyrılarak insanlara güzel dünyalar sunma hevesindeki Müslüm ve arkadaşları ile tanışmak ve onlarla sohbet etmek bana işte bu duyguları ve düşünceleri yaşamama sebep oldu. Bunu da sizlerle paylaşmak istedim.

Gençlerimize şunları anlatmak isterim ki , hayat sadece derslerden , okuldan veya evimizden ibaret değil, çevremize baktığımız zaman bilgisi bizden çok olan, hayat tecrübeleri ile gelişmiş ve çocuklarını , çevresini de geliştirmiş o kadar insan var ki, onlardan bir şeyler öğrenmek de en azından okuldan alacağımız bilgiler kadar bizlere faydalı olacaktır. Biz onlardan faydalanırken, bizlere engel olmak isteyen hatta bizleri seviyormuş sinsiliğinde o insanlarla kaynaşmaktan alıkoyan zihniyet ile de mücadele etmek , kime nasıl inanacağımızı da iyi bilmek zorundayız. Çünkü, kuracağımız arkadaşlıklar ola ki bizi zirvelere , ola ki bilgisizliklere , cahilliklere sürükleyecektir.

Müslüm ve arkadaşları Şeyde ile diğerlerinin çabalarını gördükçe bunları düşündüm.

Böyle güzel öğrencileri olduğu için Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Zehra Hanım ve öğretim üyelerine gıpta ettim. Gerçekten takdir edilecek ve övünülecek öğrenciler yetiştirdiklerinden . Bu öğrencilerle aynı şehirde yaşamak bile zevkli… Anlayana…

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..