Geçmişi 1923 olmayanın…

Facebook’da bir süredir rastladığım bir söz geçenlerde Kemal Kılıçdaroğlu tarafından da ifade edildi; 

“Geçmişi 1923 olmayanın hedefi 2023 olamaz!” 

Ya da “1923 ruhu olmayanın hedefi 2023 olamaz!” 

Anlam aynı ama ifadeler farklı; hani ne biçim köşe yazarıdır bu tarzında şeyttirmeler olmasın diye ikisini de yazdım! 

Böyle de bir garip durum var: Dediğin işine gelmiyorsa bazılarının, ne dediğin değil de, orada kullanılan bir kelimeye takıyorlar da, takıyorlar! 

Artık ne yazarlığın kalıyor, ne de mertliğin falan!... 

****** 

Biliyorsunuz, paylaşım siteleri, yani genellersek internet de iki ay sonra “Çocukları koruma” adı altında zapturapt altına alınacak; karşı çıkanlar “Porno teşvikçisi” olarak adlandırılıyorlar, okumuşsunuzdur mutlaka Bülent Arınç’ın demecini! 

Geçenlerde Başbakan da paylaşım siteleri ile ilgili görüşlerini açıkladı: Sonuç: Olumsuz! 

****** 

“Geçmişi 1923 olmayanın hedefi 2023 olamaz”! Vallaha kim yazmış, bilmiyorum, okuduğum anda “Süper!” dedim! 

Hani, tabiri caizse “cuk” diye oturmuş yerine! 

İnternetin, paylaşım sitelerinin zapturapt altına alınması konusunun gerçek nedeni pat diye de çıkıyor insanın karşısına! 

****** 

Çok yazıyoruz, çok altını çiziyoruz; yine de üstüne alınan olmuyor! 

Olmadığı gibi, üstünüze bir çizik atılması da an meselesi!... 

Ne emeklerle var edildi bu vatan, ne bedeller karşılığında kuruldu Türkiye Cumhuriyeti; Atatürk bilmez miydi düşmanlardan kurtardığı toprakların tek hakimi olmayı? Krallar, sultanlar gibi yaşamayı? 

Hedefleri gerçekten büyüktü!... 

O günler çerçevesinde hele ki! 

Kendine değil de, insana yatırım yaptı! 

Kadınlara seçme-seçilme hakkı tanıdı, Arap kültürü yerine Avrupa kültürünü yeğledi; spora teşvik edip, eğitime önem verdi… 

Canı tek sıkılan “Arap” kültüründen kopmak istemeyenler oldu! 

Onlar; kadınlarının köle olmasını isteyenler, dört kadın ile evlenmenin lüksünden yararlanmak isteyenler, imam nikahı ile anında halvet olabilen, bunu da ibadet diye belleyenlerdi! 

“Allah” adına olsa, Kuran’da yazan “Gelişime ayak uydurun!” uyarısını dikkate alır, inançları gereğince köstek yerine destek olurlardı! 

****** 

1923 ruhu olan insanlar, geriye değil de, ileriye bakarlar! 

Ama… 

Günün değerleri geriye gidiyorken, sembolik olarak on iki yıl sonrasına hedef koymazlar! 

Koyamazlar, yani! 

Düşmanlardan kurtarmak için toprakları Atatürk “Ayy, bir dakika, tam da doğum günüme denk gelsin de, pek bir anlamı olsun!” mu dedi? 

****** 

Atatürk “Aman ya, banka kuracağımıza, fabrikalar açacağımıza yalıları satalım anasını satayım!” demediğine göre, 1923 ruhu önemlidir! 

Amerikalı diplomatlarla görüşürken videosu var, paylaşım sitelerinde yıllardır paylaşılır; dimdiktir, gözleri çakmak çakmak! Korku duymaz ama o gözlere bakanlar; saygı ile sevgi karışır birbirine… 

Önüne ayrı, arkasından farklı da konuşamazlar; yürekleri yetmez! 

Doğal bir lider vardır çünkü karşılarında; zeki, atik, doğru! 

Duygusal, halkını seven! 

O nedenle, o videoda görmüşsünüzdür muhtemelen, bir eli pantolon cebindedir; öyle dimdik, öyle net ne demek istediğini söylemektedir! 

****** 

2023 hedefi koymanın manası ne? 

Hakikaten, on iki yıl sonraya hedef koymanın tek bir anlamı var bence: Sanal reklamlar gibi, insan beynine “2023 yılına kadar beraberiz!” imgesini yerleştirmek! 

Eğer inanan olursa, bir de 1923’ün yüz yıl kutlaması ile taraf toplamak; yani toplamaya çalışmak! 

Hani, şu kahrolası internet olmasaydı, işler çok daha kolaydı da! 

Neyse, az kaldı, iki ay sonra “Allah”, Recep Bey çok yaşa!”, “Başkan ol Tayyip Sultan”, “Kapanan kadınların rızkları artar” gibi isimleri taşımayan sitelerin ulaşımları yasak olacak! 

****** 

Her geçen gün 1923 ruhuna vurulan bir darbe iken, 2023 vurgulamasını yapmak, çok içli bir durum ama: Tam da yüz yıl sonra “Arap kültürüne haiz olacağız!” demek gibi oluyor… 

Neden mi bunu düşünüyorum? 

Her karışı emek, kan, vatan sevgisi ile düşmandan geri alınan yerlerin göz kırpmadan satılması; onca emek, onca ileri düşünce ile açılan fabrikaların özelleştirilme adı altında satılması, eğitime eklenen harç bedelleri, pırlantaya, ki tümüyle fazla keyfidir, vergi sıfırlanıp da, harç bedellerinin enflasyona endeksli olarak yüzden bin küsur artırımı… 

“Üniversiteler parasız olsun” diye gösteri yapan gençlerin gözaltına alınıp da, yargılanmaları; o öğrenciler okusun diye emekli anne-babalarının emekli maaşları yetmediğinden “ne yapsam da para kazansam” derdinde olmalarını ve üç paket makarna, bir ton kömür, bir oy karşılığı elli lira gibi bedel sunularak satın alınmasını… 

Para karşılığı otobüslerle adam taşıyarak miting alanlarının kalabalığından dem vurulmasını… 

Ve… Hala… Halkın kandırılmasını… 

İçim ezilerek izliyorum! 

****** 

1923 ruhu olan, geçmişi 1923’e dayanan hiç kimsenin olan bitene “eyvallah” demeyeceğini biliyorum! 

“Karımızın, kızımızın başındaki yemeniyi zorla çıkarttı” lafları da bu yüzden; internete el koymak da bu yüzden! 

2011 seçimlerinde 2012, 2013, 2014 ile ilgili programlarını sunar normal şartlardaki partiler; AKP’nin bu konuda bir anormalliği var; ya çok emin 2023 yılına kadar iktidarda kalacağından; ki hangi parti bu kadar emin olabilir; eğer ki güvendiği seçmen dışında bir şeyler yoksa; ya da reklam çılgınlığına iyice kapılmış! 

“Başbakanım, seçmenin aklına ısrarla 2023 rakamını sokarsak, vallaha da o zamana kadar iktidarda kalırsınız!