Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ne oldum delisi oldum!

Ne oldum delisi oldum!
 

Ezer geçerim, insanlık tanımam!


Kız kıza fiskoslu iftar programı ayarladık kendimize, kızlar bir araya gelince konu konuyu açar;) Ama bu yazıda asıl meselem 'buldumcuk'luk olacak, tabi iftar akşamımızdan yola çıkarak..

Önce olayı anlatmalı. Kendimize bir güzellik yapıp afilli bir restauranta gittik kızlarla, süslendik püslendik, keyfimiz yerinde, tabi açlık tavan yapmış, şevkle salata tatlı seçiyoruz..! Bu arada hınca hınç dolu mekanımızda garsonlar karınca misali koşturmaktalar ve bu koşturma kim bilir ne zamandır devam ediyor, sıcak bir yandan, belki oruçlular bu bir yandan, sürekli bir şeyler soran/ isteyen biz müşteriler diğer yandan.

İftar menüleri de malumunuz, çorbadan tatlıya gelsinler gitsinler!! her şeyimiz hazırken bir top sesi duyulur duyulmaz garsonlar kendilerine düşen masalara çorba servisine başladılar, her şey eksiksiz giderken şef(!) garson kulağında bir kulaklık, elinde listeler, pırıltı papyonuyla zaten işini güleryüzle yapmakta olan garsonumuzu hoop azarlayıverdi! ' Hadi amaaa!! Çabuk çabuk.. Çabuk çabuk ama böyle olmaz ki.. Çık çık çık..!!! ' Eller kollar sallanarak yanımızdan uzaklaştı. iyi de zaten adam işini yapıyor, güleryüzle yapıyor; üstelik müşterilerde bir huzursuz kıpırdanma, şikayet yok; herkes iftariyelikleriyle ilgileniyor, çorbalar sıcacık olduğu için de gayet mutluyduk! Garsona göz kırptık, sıcak sıcak içmek en iyisi deyip kendimizce gönlünü aldık.

Peki (bizim gördüğümüz kadarıyla durduk yere) bu yüksek sesle yapılan el kol hareketli ' Çık çık çık ama olmaz kiiiii..'lerin anlamı neydi? Kişisel bir mesele bile olsa, çalışma ortamında, müşterilerin önünde rütbeni kullanıp o insanı küçümsemek mertçe mi?

Annemin ' İnsan baş olsun da isterse soğan başı olsun.' diye bir sözü vardı. Sanırım bizim buldumcuk şef garson da bu söze uygun;) İnsanın çok türlü hali olabilir, gergin, sinirli, o an için düşünürsek aç olunabilir; ama ya karşımızdaki? O kişi de pekala bizimle aynı durumda, belki daha zor durumda olabilir. Ama biz elimizdeki büyüklüğü, bir parmak fazlalığı hemen kullanmalı, fırçayı basmalı, sinirimizi, o an bize karşı çıkamayacak olan güçsüze karşı kullanıp, onu oracıkta ezivermeli, kendi sinirimizi çıkarıp, egomuzu rahatlatmalıyız! Çünkü ' baş' olmuşuz!

Öğretmen olduğum için bir sınıf dolusu öğrencinin 'şef'iyim, bazıları gerçekten insanı çilden çıkartma potansiyeline sahip, aynı öğretmenler odasında, her gün farlı yaşam tarzlarına, siyasi ve sosyal inanışlara vs. sahip insanlarla yüz yüze bakıyorum. Bu durumu sanırım hepimiz kendi sosyal yaşantımıza uyarlayabiliriz. O zaman karşımdakine gözüm kapalı laf saymak yerine bir soluk alıp durmayı, o an değil az sonra konuşmayı, gücümü sınamayı başarmayı eksik de olsa başardığım için mutlu oldum. Çünkü şahit olduğumuz o küçük olayın çirkinliğine, aşağalayıcı haline düşmeyi hiç mi hiç istemem.

 
Toplam blog
: 26
: 593
Kayıt tarihi
: 12.08.10
 
 

Dünyada en çok sevgilimi, kardeşimi, kitapları, filmleri ve gezmeyi severim... Hiç birine henüz d..