Geleceğe Dair Plansız Çalışmalar

Dünyada meydana getirilebilecek en önemli eser kuşkusuz hayırlı evlattır. Hayırlı evlat meydana getirebilmek içinse doğal olarak bilinçli anne ve baba adayının bir araya gelmesi, evlenmesi ve bir yuva kurması, çocuk yapacak kadar sağlıklı olmalarıdır.

Kimse evliliğinin temel gayesinin hayırlı evlat olduğunu ilk gayesinin bu olduğunu söyleyemez. Seviyorum, aşığım, görev, zenginlik, statü gibi kavramlar evliliğin temel nedenlerinden olurken, kimse hayırlı evlat yetiştirmeye dair bir kesin gayesi olduğunu iddia da edemez. Hatta projesinin ilk anlarında çoğunun besmele çektiğini de zannetmiyorum, umarım yanılıyorumdur, zira böyle bir anda bu akla gelebilecek belki de son şeydir. Gerçi anlamını bilmediğin bir şeyi söylemenin katkısı ne derece etkili olur o da ayrı bir sorun. Her şeyimizin şekillerle sembolize edildiği ancak çoğunlukla içi boş durumlar yaşıyoruz.

Geçenlerde kaybolan çocuğun katili servis şoförü çıktı. Bana kalırsa, zaten çocuk öyle çirkin bir olaya şahit olmakla gerçekte kaybedilmişti. Anne ve sevgilinin muhtemelen son darbesi çocuğu ortadan kaldırmak oldu. Her etki başka etkiye sebep olur. “Gül bahçesine giden gül kokar”, zina eden cinayet işlemek mecburiyetinde de kalabilir. Cinayet işleyen tespit edildiğinde hapse girer. Görüldüğü gibi kötü olay bir paratoner gibidir, kötü işler yapmakta tereddüt etmeyenlerin iyiye ulaşması kısa vadede mümkün olsa da uzun vadede mümkün olamaz.

Tabi bu tip olaylarda bir ortaya çıkan durumlar var, bir de kaza süsü verilip öldürülenler ve de içine atıp gizleyenler. O günahlarla yaşamak zorunda kalınan hayatlar. Bu tip olaylara maruz kalan bireylerin, hayatta nasıl yaşadıkları ile ilgili çok detaylı bilginin de olması mümkün değildir. “Büyük sırlar dilsizdir”. Dilsizdir, ancak bir yerde etkileri ortaya çıkar. Kişinin dengesi bozulur, sağlıklı ilişki ve iletişim kurmakta zorlanabilir. Kısacası ömür boyunca çekilecek çile vardır.

Kadınların ve dünyadaki dişilerin aşağı yukarı eş seçici olduğu biliniyor. Eş seçmenin doğasında sadece arzuların tatmini değil, içgüdüsel olarak neslini devamlılığını sağlama olduğu biliniyor. Allah’ın kadınlara verdiği bu doğa gereği, eş seçimindeki rollerinin dünyevi şeyler; mal, mülk, zenginlik, fakirlik, yakışıklılık gibi kavramların evliliklerde kimyasal olarak son derece kötü sonuçlar verebildiği kabul edilebilir. Öte yandan sırf zengin diye; kızını elinden tutup dana satar gibi satan babalar ve anneler sağlıklı nesillerin yetişmesine zemin hazırlayan gelecek katilleridir.

Biz insanların çok önemli vazifeleri var; Var ama çoğu zaman insanlara ne doğru anlatan kişiler, ne de bu önemli vazifeleri algılayabilecek farkındalık var. Ne yazık ki, gelecek nesilleri yetiştirmek uğruna moda terimlere bağlanmak, da doğru anne baba olmayı temin edemeyebilir. Kısacası bir anne ve babanın bu dünyaya getirebileceği en büyük eseri de en korkunç eseri de dünyaya getirdiği çocuğudur. Bir anne ve babanın sorumsuz özgürlüğü diye bir şey olamaz. Bilinçli bir nesil ancak akıl ve irade sahibi bireyler tarafından meydana getirilebilir. “Mum dibine ışık vermeyebilir.”