Geliştirilir

Dünya belirsizlikler ürettikçe gelişim kitapları yazılıyor. "Gelişim" melişim işin hikayesi aslında, bunlar öğüt almayı ayıp bilenlerin dizinin dibinde oturduğu kitaplar. İçlerinde görüp anladığım kadarıyla neler yok ki. 

Zengin mi olmak istiyorsun, herkesleri etkilemeye mi heves saldın, bunları okuyacaksın. Bu yazarlardan bir tanesi, kendisini referans göstermiş misal. Bak ben zenginim, zayıfladım falan diyor. Boş konuşmuyorum demeye getiriyor. 

Sevim hanım dahil, her eli kalem tutan yazar bunlardan. Bu yazımda bunu başaracağım, siz de göreceksiniz. 

Mutlu olma reçetesi vereceğim kendim, efenim mutlu olmaak, elmeyla peynir yemekle başlar. Elmanın sulu ve tatlı alt yapısı, peynirin tuzuyla her buluştuğundaa, iyi ve kötüyü, acı ve mutluluğu duyumsayacaksınız .Duyumsaya duyumsaya buna alışacaksınız, zamanla biliç altınız-vay be-elmayı tercih edeceeek, ve yüzünüzde bir dinginlik, kaslarınızda bir oksijen duyusu hasıl olacak, amaaa tüm bunları yaparken, merdivenlerden önce yavaş, sonra hızlı, en son düşer gibi inmeyi sakkın ihmal etmeyin. Yoksa deneyimizin bir tesirini göremezsiniz. 

Hahayt, eğlenceliymiş yahu. Mutluluk gelişmesini tamamladıysak, kazanan olmak için yapılacaklara geçelim. Şimdi, bir kere unutmayınız ki, bir kazanan bir kaybeden değildir. Kazanan olmak için, öncelikle her sabah "kazanann!" şeklinde uyanmak, sonra koşa koşa sokağa, bahçeye, artık neresi olursa fırlayıp, veni vidi viçi diye höykürmek lazımdır. "Geldim gördüm yendim"anlamında yani, sonra gerisin geri koşturmak, bütün odaların kapısında durup "hey oda, ben kazananım, selamlar olsun sana"demeliyiz. Her deyişimizde kalbimizde itimat kapıları açılacaktır. 

Evet, anladığım kadarı ile işi şakaya dökmesem de, birazcık mantığa bürüsem bunlardan bir kitap çıkar. Kitabın adı da önemli. 

Aslında kitabın ismi işin en önemli safhası."Mutlu mutlu gül, fit fit gez", "Aşık olsunlar sana, zam isterken de cool ol", "moda sende, para sende, hava sende" ilk aklıma gelenler. 

Şimdilik hoşçakalın.