Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

George Orwell ve Hayvan Çiftliği: Günümüzün Siyasi Manzarası

Gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklanmalarının ve basılmamış bir kitabın toplatılmasının ardından köşe yazarları Fahrenheit 451 ve George Orwell’in 1984 romanı gibi eserleri hatırlattılar. Ben de sizlere George Orwell’in kısa romanı Hayvan Çiftliği’ni hatırlatmak isterim. İnsanların zulmüne karşı hayvanlar ayaklanır. Başı domuzlar çeker. Ayaklanma başarıya ulaştıktan sonra domuzlar çiftliğin yöneticisi olur. Tabii ki vaatleri eşitlik, özgürlük ve paylaşım gibi değerlerdir. Fakat zaman geçtikçe domuzlar insanlara benzemeye başlarlar ve onlar gibi iki ayak üzerinde yürümeye çalışırlar. Zulüm ve domuzların diğer hayvanları sömürmesi, yaşananların eskisinden farklı olmadığını hatırlatır diğer hayvanlara. 

Bu kitap, sıkı bir komünizm ve komünist liderler eleştirisidir. En tanınmış mottosu ise “Herkes eşittir. Ama bazıları daha eşittir” sözüdür. Bu kitabın ana fikrini, bütün ideolojilere uyarlayabilirsiniz. İnançlarından, ideolojilerinden dolayı zulüm gördüğünü söyleyen bir grup iktidara gelince, parayı görünce “evrim” geçirir. Önce külüstür arabalar değişir, cipe dönüşür. Mütevazı Anadolu işi kıyafetler, Vakko’dan alınmaya başlanır. Giyside örtünmeden çok, renk uyumuna, şıklığa ve pahalılığa önem verilir. Hatta bazı erkekler “itibarlarını” korumak için, başı açık 2. eş alırlar. Yani eleştirdiklerine gitgide daha çok benzemeye başlarlar. Herkes eşittir. Ama iktidar yanlıları, erkekler, ülkede çoğunluğu oluşturan inançlar ve etnik gruplar daha bir “eşittir.” Madem zamanında zulüme uğramışlardır, şimdi de onlar karşı tarafa çektirmeli, bir kitabın adından ve muhtemel içeriğinden nem kapmalıdırlar. Ama bir yandan da yargının bağımsızlığından ve son olaylardan dolayı ne kadar üzüldüklerinden bahsetmelidirler. 

Kendini liberal, laik, muhafazakar vs. gibi etiketlerle tanımlayan kimi aydınlar, "Yetmez Ama Evetçiler" onlardan umutluydu. “Hayır” diyen bazı aydınlar ise, geleceği görmüş, buna benzer gelişmelerin yaşanacağını tahmin etmişlerdi. "AKP çoğunluğu ele geçirirse, iktidarın nimetlerine alışırsa neler olacak bakın” derken kimileri gülmüş, AKP'nin ehlileşip sisteme dahil olduğunu, merkez sağ görüşü temsil ettiğini iddia etmişlerdi ama Türkiye’nin üzerindeki korku ve evham perdesini görüyoruz. Haklı çıkmaktan üzüntü duyuyorum. Keşke yanılsaydım da benimle dalga geçilseydi. Son söz olarak diyebilirim ki, halk kendini kurtarıcılardan kurtarırsa ancak özgürleşir. Siz eşitlik, özgürlük, demokrasi kavramlarını sık sık kullananlardan korkun. Eleştirdiklerinize benzemeyin, kendiniz olun. Böyle çok daha güzelsiniz. 

Not: Gündeme yetişemiyorum. Bu sefer de alternatif dini görüşleriyle bilinen İlahiyat profesörlerinin evi, Ergenekon soruşturması kapsamında aranıyormuş. Ürperiyorum, üzülüyorum. Artık farklılıkları öne çıkarmamız gerektiğini yazmanın anlamı kalmadı. En iyisi siz, dinde, siyasette, gündelik yaşamda herkes ne düşünüyor ve yapıyorsa, onu düşünün ve yapın. Kime benzemeniz gerekiyorsa, ona benzeyin. Aksi takdirde, hayat yok. 

 

 
Toplam blog
: 111
: 670
Kayıt tarihi
: 01.02.11
 
 

ODTÜ Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği mezunuyum. İlgi alanlarım edebiyat, sinema, tiyatro, TV..