Gerçek iyilik ve gerçek iyi insan kim?

Toplum içinde insanların belirlediği bir "iyilik" kavramı vardır. Hayatın içinde ufak tefek jestler yapanlar bile  "iyi insan" olarak tanımlanırlar. Bu insanları hoşnut eden ve insanlar tarafından beğenilen iyiliklere bir diyeceğimiz yok.

Oysa insan davranışlarıyla iyilik adına yaptıklarıyla sadece diğer insanların hoşnutluğunu hedeflememelidir.

İnsanların beğendiği, hoşnut olduğu bir iyilik hem topluluklara, zevklere, ahlaka, ideolojilere, geleneklere, zamana mekana göre değişkenlik gösteren ve insanların sınırladığı bir iyilik kavramıdır.

İnsan, mekan, zaman tarafından sınırlanmayan kısaca her daim gerçekliğini yitirmeyen iyilik nedir?

Bir insanı hoşnut etmek üzere insan merkezli bir iyilik kavramı bütün insanları bütün zamanları ve bütün mekanları kapsayıcı olabilmesi mümkün değildir.

Sadece Allah’ın hoşnut olacağı, Allah’ın hoşnutluğunu hedefleyen iyilik bütün insanları, bütün zamanları, bütün mekanları kapsayarak yaşam sınırlarını aşarak ölümsüzlük özelliği taşıyabilir.

Bütün yaşamını Allah’ın hoşnut olacağı şekilde düzenleyen insan “iyi insan”dır.

Allah gerçek iyiliğin aslında ne olduğunu Kuran’da açıkça belirtir:

"Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, Allah'a, Ahiret gününe, Meleklere, Kitaba ve Peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, (Allah’ın rızasını gözeterek) onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere (özgürlükleri için) sevdiği maldan harcayan; Namazı dosdoğru kılan, Zekatı veren ve Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirenler(sözünde duranlar) ile zorda, sıkıntıda, hastalıkta ve mücadelenin kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte  doğru olanlar bu vasıfları taşıyanlardır. Muttaki olanlar da bunlardır."(Bakara-177)

Kuran'da bildirilen iyilik, insanın bütün hayatını kapsayan bir ahlaktır ve sadece kişi istediğinde veya aklına geldiğinde değil, tüm yaşamı boyunca her an uygulayacağı bir ibadettir.

Ayrıca hiçbir şarta bağlı değildir. Müslüman gerektiğinde iyilik yapabilmek ve başkalarını iyiliğe teşvik edebilmek için her türlü fedakarlığı şevkle göze alabilir.

Allahın’ın koyduğu ölçü gereği hayatımız boyunca karşılaştığımız insan ve onların sahip olduğu beğenilere göre değişen bir iyilik kavramına değil Allah’ın hoşnutluğunu hedefleyen ,iyilik kavramına sahip olup Allah’ın Kuranda tanımladığı “gerçek iyilik” davranışlarını yerine getirmemiz gerekir.

İyi insan toplumun “iyi” dediği değil, Allah’ın “iyi” kabul ettiği insandır.

Allah, imanlarından, Allah korkularından ve Kendisine duydukları sevgiden dolayı sürekli iyilik işleyenleri seveceğini ve onlara iyilikle karşılık vereceğini bir ayette şöyle bildirmektedir:

"Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise (dünyadan) daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir." (Nahl-30)

Bizlerin yapması gereken; Allah’ın hükümlerine kesin bir bilgiyle iman etmek, O’nun buyruklarına uymak, her koşulda iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmaktır.