Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '15

 
Kategori
Siyaset
 

Gerçek Milliyetçilere selam olsun!..

Gerçek Milliyetçilere selam olsun!..
 

İşte Özlediğimiz tablo...


Gerçek milliyetçilik, anti-emperyalist bilincin hayata geçerek somutlaştığı noktada ortaya çıkar...

Milliyetçilik, "millet"i korumaktır.

Milletin ekonomik varlığını, ülkenin birlik ve bütünlüğünü, onu sömürmek ve yok etmek isteyen dış güçlere korumak, milliyetçiliğin varlık nedenidir.

Ülkesinin toprak bütünlüğünü, o ülke içinde yaşayan halkın ekonomik değerlerini ve kültürel ortak paydasını korumayan bir anlayışın kendisine milliyetçi etiketini yapıştırması adi bir aldatmacadan başka bir şey değildir.

ALTI OK'un bir tanesi milliyetçilik ilkesidir.

Milliyetçilik, bir siyasi partimizin unvanında yer almaktadır.

Anayasamızın 2.inci maddesi ise, "Cumhuriyet'in Nitelikleri" başlığı altında şu hükmü içermektedir:

II. Cumhuriyetin nitelikleri

Madde 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE BAĞLI, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.                   

Sanıyoruz, bu yazıyı okuyan hemen hemen herkes ile bu noktaya kadar mutabıkız.

Şimdi geliyoruz bu yazının yazılma nedenine...

Geçtiğimiz gün Avrupa'nın Strazburg kentinde Türkiye'nin en büyük "milli" sorunu yargı önüne taşındı.

Türkiye Ermeni ırkına karşı soykırım yapmış mıdır; yapmamış mıdır?..

Uluslararası mahkemenin Türkiye lehine vermiş bulunduğu kararın temyiz duruşmasında savunulan tez, Türkiye'nin geleceğini belirleyecek olağanüstü bir öneme sahipti.

Yani katıksız, sırf, özgün ve salt bir "Milli Mesele" idi!..

Peki...

Türkiye'nin siyasi kadroları bu milli meselenin neresindeydi?

Neresinde durdular bu çetin mücadelenin?

Yanıtını biz verelim:

-   Kıyısına bile yaklaşmadılar... Ancak, o kıyıya, özenli bir titizlikle [sadece] teğet geçtiler...

Siyasi partilerimiz sembolik bir temsilci göndererek top taca atmayı uygun buldular.

Hükümetimizin durumu ise, çok daha vahimdi.

Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kadim Başbakanımız, yakın geçmişte Ermenilerin soykırım etkinliklerini tebrik etmek için resmi mesajlar yayınlamıştı.

Oysa bugünkü tırnak içindeki hükümetin dışişleri bakanı, önemli bir cesaret göstererek, Strazburg'daki hukuk savaşının Türkiye'nin milli meselesi olduğunu söylüyordu.

Bu çelişkiler yumağı ortamında ite-kaka da olsa, bu milli davanın davacısı olan Doğu Perinçek'e, son anda davaya katılma imkânı tanındı; yurt dışına çıkma yasağı kaldırıldı.

Ve o büyük gün geldi.

İşte o büyük güne bu nitelikteki cadde, sokak ve patikalardan gelindi...

Türkiye'nin çıkarlarını koruyan bu davayı Türkiye'nin Silivri zindanında yatarken kazanan ve kazandığı davanın temyiz duruşmasına gidebilmesi için son anda yurt dışına çıkma yasağı kaldırılan Doğu Perinçek'i alkışlamak ve alnından öpmek, 2015 yılının Ocak ayının gerçek milliyetçiliğidir.

İşte bu noktada bizlere düşen, milliyetçilik tanımını yeni baştan okumak, milliyetçilikten ne anladığımızı yeni baştan sorgulamak ve eğer becerebiliyorsak, milliyetçilik bilincimizi yükseltmektir.

Gerçek milliyetçilere selam olsun!

farukhaksal.didim@gmail.com

www.soruyusormak.com

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..