Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '11

 
Kategori
Sinema
 

Gerçek sinemada ‘F-16’ filmi vizyonda!

Gerçek sinemada ‘F-16’ filmi vizyonda!
 

Hediyesi, 2,9 milyar dolar... Ya ötesi?


Sinemaya çevrilen topraklar üstünde ışıklar yavaş yavaş karartılırken gösterime sokulan film serisinin bir başka bölümü, perdede oynamaya başlar. Fondaki müzik hep aynıdır ama sergilenen hikâyeler farklıdır. Bağımlılık zincirinin halkalarından biri denilebilecek bölüm, 2006 yılından başlar.

7 Ağustos günü ODTÜ mezunu makine mühendisi Hüseyin Başbilen, Pursaklar Yolu’nda otomobilinin içinde ölü bulunur. 30 yaşındaki mühendisin bileği ve boğazı kesilmiştir. Başbilen’in, ‘Elveda’ başlıklı bir mektup bırakarak intihar ettiği ileri sürülse de intihar için hem bileğini hem de kendi boğazını kesmesi oldukça düşündürücüdür. Olay, adli makamlara intikal ederken günlük yaşam kaygısıyla boğuşan kamuoyunun ilgisini pek de çekmez. Hayat rutin akışında yürümektedir. Tarihler 17 Ocak 2007’yi gösterirken ikinci garip intihar yaşanır. ODTÜ mezunu elektrik mühendisi Ünsem Ünal, Eymür Gölü kenarında ölü bulundu. 30 yaşındaki genç mühendisin kafasında aldığı tek kurşunla öldüğü tespit edilir. Bu olay da ‘intihar’ olarak kayıtlara geçer. İkinci vakadan kısa bir süre sonra, 26 Ocak 2007 günü yine bir ODTÜ mezununun intiharı yaşanır. Batıkent’te oturduğu binanın 6. Katından atlayan elektrik mühendisi Evrim Yançeken henüz 26 yaşındadır. O da ardında bir mektup bırakarak ölümün meçhul karanlığına dalmıştır.

Bu üç garip intihar olayının ortak gerekçesi ‘psikolojik rahatsızlık’ olarak duyurulur. Ancak olaylar arasındaki çakışma sadece gerekçeyle sınırlı değildir. Üç mühendis de ASELSAN çalışanıdır. Gerçi Ünsem Ünal, ASELSAN’da bir süre çalışıp oradan Miteks adlı savunma şirketine geçmiştir ama üçünün de ilgi alanı ‘F-16 uçakları’dır. ‘Altay Tankı’ üstüne de çalışan bu üç mühendisin yoğunlaştıkları konuya gelince, Amerika’dan alınan F-16 uçaklarının sinyal kırıcıları ve modernizasyonu!

Üçüncü garip intiharın ardından, dikkatler eskisine oranla daha çok bilim adamlarının üstüne çekilir. 2004 yılında Çanakkale-Gelibolu yolunda traktörle minibüsün çarpışması sonucu hayatlarını kaybeden TÜBİTAK’ta görevli üç bilim adamı da gündeme gelir. Güvenlik konusunda stratejik araştırmalar yapan ve gizli bilgileri koruyacak bir cihazın denemesinden dönen bilim adamlarının ölümü, iç intihar olayıyla ilişkilendirilmeye başlanır.

Kimilerine göre komplo teorisi olan bu varsayımlar, 30 Kasım 2007’de Türbetepe’ye kuyruğunu çarpıp düşen uçakta altı bilim adamının hayatını kaybetmesiyle daha da alevlenir. Düşüş sebebi, rotadan sapmadır. Hepsi de fizikçi olan bilim adamları, Türkiye’de bol bulunan ‘Toryum’dan petrole alternatif enerji kaynağı üstüne çalışma yürütmektedir.

Bu kaza ve intiharlarla hayattan el çeken bilim adamı olaylarının üstünden yıllar geçer. Davaların uzatılma geleneği yürürlüktedir. Takvimler 2011 yılının Kasım ayını gösterirken soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, Adli Tıp Kurumu’ndan Hüseyin Başbilen’in boğazındaki 20 cm’lik kesiğin açıklamasını ister. Ölüm nedenlerinin intihar mı cinayet mi olduğu konusunda net cevap talep eden Savcı, ‘7 intihar, 3 cinayet’ oyu veren Adli Tıp’tan Genel Kurul onayı bekler. Otopsi raporunda 20 cm’lik kesiğin 2-3 cm olarak gösterildiğini belirleyen Savcı, raporun Adli Tıpla uyumsuzluğuna dikkat çekip incelemenin yeniden yapılmasının gerekliliğini vurgular.

Adli Tıp, bu uzatmalı film sürecinde yeniden olay yeri kayıtlarını ve delilleri ( onca yıl karartılmadan kalmışlarsa) incelemeye koyulurken, Amerika’dan şaşırtan bir ‘F-16’ kararı çıkagelir. Lockheed Martin firmasının ürettiği ‘F-16’ların uçuş sistemlerini ve silahlarını kontrol eden bilgisayar programı Türkiye’ye verilecektir. Hediyesi, toplamda 2,9 milyar dolara ulaşan bir anlaşmadır! Uçakları yenilemenin kaynak kodunu alacak olan Türkiye’ye, böylece ASELSAN’da geliştirilen silah sistemlerini ‘F-16’larda kullanmanın yolu da açılır. TAI’de ‘F-16’ yazılımını başarıyla geliştiren Türk mühendislerinin talebini dikkate alan Obama, bu jestin mimarıdır. Ayrıca Pakistan’daki eski model ‘F-16’ların modernizasyonu da Türkiye’ye verilmiştir.

‘F-16’filmi, şimdiye dek 4 bin 200 adet üretilen uçaklarda ulaşılan bu ‘mutlu son’ ile noktalanır. Tabii, ‘intihar’ olaylarının ucu açık bırakılarak… Tıpkı, devamı gelecek olan her filmde yapıldığı gibi! Gelecek program için hazırlanan senaryoda ‘Toryum’ yer alabilir.

Anibal Güleroğlu  http://www.sinematur.com/ekran-arisi/gercek-sinemada-%e2%80%98f-16%e2%80%99-filmi-vizyonda/

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..