Gerilemeye devam

Marsilya maçında hayal kırıklığına uğrayan son dakika golüyle eve zor giden beyler bu maçta yerlerine eşlerini ve çocuklarını gönderirken en azından bu maçı rahat alırız şeklinde düşünüyorlardı. Ama herhalde Fenerbahçeli futbolcularda Trabzonsporun eksiklerine güvenerek maçı kafalarında kazanıp 3 puanı hanelerine eklemişlerdi. Çünkü ara sıra saman alevi gibi parlayan pozisyonların haricinde bir jübile maçında gibi oynadılar. Aykut Kocaman Marsilya maçının şokunu üzerinden atamamış olmalı ki her maçtan sonra 1 ay sonra daha iyi olacağız diyor ama bu 1 ay kaç gün çekiyor be Hocam.

Sow'un maçın hemen 2. dakikasında kaçırdığı pozisyondan sonra oyunda var mı yok mu belli değildi. Hatta o kadar oyundan kopuktu ki kendine yapılan net penaltı pozizsyonuna bile itiraz edemedi. Alex'in yan direkten dönen toptan sonra girdiği pozisyonlarda gol orucunu bozmaya yetmedi. Marsilya maçının kahramanı Caner Stoch'un kötü oyununa rağmen neden son 30 dakikada oyuna girmedi acaba bunu da Aykut Hocaya sorsak cevap alabilir miyiz? Stoch ve Topuz oyundan çıkarken Baroni ve Semih'i oyuna alarak nasıl bir düzenle sahaya yayıldığını herhalde Aykut Kocaman da anlamamıştır.Ancak bu saçma sapan değişikliklere rağmen Fenerbahçe çok iyi bindirmeler yaparak pozisyonlara girdi. Ama bu pozisyonlardan hemen sonra çok daha net pozisyonları kalesinde gördü. Olcan 2 tane çok net pozisyonu değerlendiremeyerek Olacak mı Olmayacak mı kafaları karıştırdı. Eğer bu pozisyonların birini değerlendirebilse Şenol Hoca herhalde soyunma odasında senin adın Oldun olsun derdi. 

3. maçına çıkan Meireless bu maçta maalesef hiç risk almadı. Hemen hemen aldığı her topu en yakındaki arkadaşına vererek takıma kısa sürede adapte olduğunu gösterdi. Tabi Fenerbahçe'de Kuyt'ın 4-5 maçlık performansından sonra sakatlanıp takımdan uzak kalması puan kayıplarınıda getirdi. Ancak Fenerbahçeli futbolcular bu şekilde devam ederlerse ilk yarı sonunda liderle arasında en az 9-10 puan fark oluşur. Artık Aykut Kocaman'ın koşu ve sprint mesafelerini bir kenara bırakıp bir an önce takımı 2010-2011 sezonun 2. yarısndaki ve geçen sezon ki play-off serisindeki seviyeye getirmelidir. 

Ayrıca bu maçla birlikte yine gündeme gelen 3 Temmuz sorularıda artık kabak tadı vermeye başladı. Önce Şenol Güneş'e bu soru soruldu ve Şenol Hoca bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum dese de konuşmasının tamamını bu sürece ayırdı. Sürekli olarak mahkeme kararından bahsetti. Artık bu sürecin sportif olarak tartışması PFDK kararları ile kapanmış olmasına rağmen medyanın sürekli olarak bu konuyu gündeme getirmesinden herkese gına geldi. Daha sonra aynı soru Aykut Kocaman'a aynı soru soruldu ve Aykut Kocaman yine çok güzel bir cevapla medyaya gerekli mesajı vermiştir umarım.