Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '19

 
Kategori
Öykü
 

Göbeklitepe 16

Orupta’nın gözüne uyku girmiyordu. Kendisi gibi diğer birkaç avcı da bir tedirginlik yaşıyordu. Orupta önünde ki mızrağı alıp ayağa kalktı. Kanpe Dikmus dairesinin yanında ki avcılara doğru yürüdü. Avcılar ayağa kalktı, karşıladılar Orupta’yı.

Orupta “Az önce gönderdiğim habercinin geldiğini ve söylediklerini işittiniz. Biz dişi erkek bir hayli kalabalığız. Okriyan Klanı sadece elli iki kişiden oluşuyor. Çıkacak bir kavgada mızraklarımız onları kolaylıkla deler. Er yada geç Okriyan Klanı bize saldırıya geçecek. Siz avcılarımla bu vakit şimdi, harekete geçeceğiz. Gecenin bu vakti onları savunmasız yakalayıp yok edeceğiz. Rahat bir hayat yaşamak istiyorsak onları yok etmeliyiz.”

Avcılardan Keyaki “Bizde aynı şeyleri konuşuyorduk. Habercimiz Okriyan klanının sadece erkeklerden oluştuğunu aralarında hiçbir dişinin bulunmadığını da söylemişti. Savaşçı bir klanın acımasız tabiatının zaafları da büyük olur. Acımasız tabiatları kendilerini dişisiz bırakmalarından dolayı. Bir dişi avcı neler öğretmez ki, omların öğrettiği sessizlikle, bazen onların ne konuştuklarını bilmeden, bazen günler sonra gelen bir öğretiştir. Varsın Okriyan Klanı dişisiz olsun. Savaşa tutuştuğumuzda dişi avcı yok etme diye bir sorunumuz olmaz. Biliriz ki dişi avcı yok etmek zordur. Acırız onlara, bu da bizi zayıf düşürür.”

Orupta “Biz de dişisiz saldıracağız ama yaşantımızın hep dişilerle olduğunu da hatırlatırım. Bu bize dişisiz de olsak ayrı bir güç katacak. Mızraklarımızı, sopalarımızı, kızlarımız, çocuklarımız için savuracağız.. Bu bizi daha hırslı yapar ve kaybetmek diye de bir seçeneğimizin olmaması bizi birbirimize kilitler. Bir sopa kalktığında inerken on sopa kuvvetinde iner. Şimdi siz avcıları teker teker uyandırın. Burada hazır olun.”

Avcılar heyecanlı bir emri yerine getireceği için ellerini ileriye uzatıp “Selam Orupta.” Dedi, Orupta’nın yanından ayrıldılar. Heyecanı bir kargaşa başladı, Uyananlardan kimi söylendi, kimi ne olduğunu anlamak için sorular sordu.

Orupta kendi çadırında mızrağını ve keskin taştan kamasını kontrol etti. Saldırıya hazırlık dişi avcıları tedirgin etti. Dişilerden sözü geçer Aleyun “Bizleri geride bırakıp başınıza buyruk olmayın. Savaşmaya gidiyorsunuz ama biz dişiler beklemekten canımız çıkar. Ya sizinle savaşacağız veya gerinizde durup savaşınızı seyredeceğiz. Bu ikisinden birini kabul edin.”

Orupta hararetli tartışmanın üzerine gelmişti. “Kim gidiyor kim seyrediyor. Ne oldu anlatın bakalım.” Dedi. Avcılar dişilerin isteğini aktardı.

Orupta “Bak bu güzle olur. Dişiler görünmeden bizi izler ve onları yardıma çağırdığımızda gelebilirler. Okriyan Klanına fena bir oyun oynamış oluruz. Benim planım dişilerin olmamasıydı. Bu bizi savaşırken zaafa uğratabilirdi. Seyretme bize daha çok kuvvet verecek. Düşmanımız zihnimizden ne geçtiğini bilmeyerek bir yanları hep yanlış olacak ve zihinlerinde karmaşa yaşayacaklar. Ve savaşta en büyük gücümüz bize gizlilikten gelecek. Şimdi hazırsanız harekete geçelim.”

Erkek avcılar hep bir ağızdan “Selam Orupta.” Diye ellerini uzatarak seslendiler. Dişi avcılar da ardından aynı şekilde Orupta’ya selam verdi. Harekete geçtiler.

Ormanı geçmiş ırmağa varmışlardı. Karşıya geçmek için ırmağın en geniş yatağını seçtiler. Birer ikişer ırmağı geçtiler. Erkek avcılar öndeydi. Dişi avcılar ve genç avcılar beraber gidiyordu. Gençlerin dişilere eşlik etmesini Orupta istemişti. Okriyan Klanına karşı böyle bir savunma yapmışlardı. Her an karşılarında bir düşman avcı grubu sökün edebilirdi.

Orupta en önde Akaptu ve Arkeot’la ilerliyordu. Konuşuyorlardı ama sessizce.

Orupta “Okriyan Klanı bölgesine yaklaşıyoruz. Bölgelerine vardığımızda mutlaka gece nöbetçileri olacak. Planım şöyle, önce aynı anda bütün nöbetçilere mızrak saplayıp yok edeceğiz. Çadırında uyuyanların başına çadırlarını yıkacağız. Biz onların iki katıyız. Mızraklarımızı ne kadar hızlı saplarsak o kadar işimiz kolaylaşır.”

Akaptu “Bilmende fayda var Orupta. Okriyan avcılarının elinde ki taştan kamalar bizimkiler gibi keskin. Eğer onları yalnız biz erkek avcılar esir almaya kalkarsak yabanilikleri bunu anlamaz, kamaları her an bize zarar verebilir. Yapacağımız en iyi şey onları dişilerimizle de beraber esir alalım. Dişilerin savaşa girmesi onları şaşırtacaktır. Böylelikle onlarla rahatça, hiçbir avcıyı haklamadan anlaşma gidebiliriz.” Dedi ekledi. “Benim anlaşma planım şöyle, Okriyan Klanı ekinlerini bizimle paylaşacak. Bunu kabul etmezlerse ellerinde ki av aletlerini alacağız. Daha da sorun çıkarırlarsa onları bölgelerinden zorla uzaklaştıracağız.”

Orupta “Ya bize saldırırlarsa. Hiç mi kan dökmeyeceğiz. Senin planın zayıf gibi. Dişisiz bir klan her türlü vahşiliği göze almış demektir. Ve biz savaş üzerindeyken caydırıcı şeyler bizi zayıf düşürür. Oraya gideceğiz ve hepsini yok edeceğiz. Savaş bu ve kendimizi tehditte hissediyoruz. Bak sözlerimle bile zayıflığa düştüm.”

Tam o anda bir geyik sesi duydular. İleriden bir ateşin yandığını gördüler. Orupta “Bak şu işe bizi göreceklerdi.” Dedi ekledi. “Bunlar bir grup avcı değil. Burası Okriyan Klanının bölgesi. Bu kadar kalabalık avcı, bir grup oluşturmaz.”

Klan bölgesinde neler olup bittiğini öğrenmek için gizli bir şekilde bölgeye yaklaştılar. Üç avcı keyif ve neşe içinde şakalaşıyordu. Yeni kestikleri geyik ile meşguldüler. Üç avcı o an geyiği alıp ağaç dalına takarken karanlığın içinden üç mızrak hızla böğürlerine saplandı. Birden yere yığıldılar. Orupta ve avcıları hızla çadırlara yöneldi. Elleri ile çadırları içinde uyuyanların üzerine yıkmaya başladılar. Yıkılmış her çadırın üzerine mızrak girip çıktı. Ölüme uykusunda yakalanan avcılar bağırarak can veriyordu.

Savaş kısa sürmüştü. Yüzün üzerinde avcı çadırları kolaylıkla yıkıp gafil avlananları öldürmüştü. Orupta çadırın içindekilerin çıkarılmasını istedi.  Ölüler tek tek orta yere yığıldı. Klanın lideri ölüler arasından belli oluyordu. Başında ki kuş tüylerinden yapılan bir taçtan tanınmıştı.

Orupta “Şimdi bütün av aletlerini ve diğer aletleri toplayın, yanımızda götüreceğiz. Çadır derilerini bırakın. Burayı terk etmek istemem fakat vahşi hayvanlar sırasını bekliyor. Bilin ki biz gidince leşçiller büyük bir ziyafet çekecek. Öcümüz alındı, hesabımızı sorduk.” Diye konuştu.

Alet ve edevat toplamaya dişi avcılar da katıldı. Dişiler ölü avcıların taktıkları süs takılarını da alıyordu. Gençler Okriyan Klanının çadırdan oluşan yiyecek ambarına dalmıştı. Yiyeceklerin çoğu kurutulmuş etlerdi. Bir iki deri torbalarda tahıl yığınları vardı. Onları da sırtladılar. Orupta’nın yanına geldiler.

Orupta “Avcı öldürmeyeli uzun zamanlar olmuştu. Bir avcı öldürülünce bütün dünyası da celladın elinde olur. Bunu gördüm ve yaşadım. Artık gençler ava katılmama konusunda bahane bulamaz. Yeni mızraklar onlara yeter artar bile. Haydi her şeyi topladıysak dönüşe geçelim.”

Dişiler sevinçliydi. Yolda hep ele geçirdikleri ziynet eşyalarını birbirilerine gösterdiler, üzerlerine takıp birbirilerini süzdüler. Dişiler ziynetlere öyle dalmışlardı ki erkek avcı kafilesinin bir hayli gerisinde kaldılar.

Orupta “Artık tehlike de değiliz. Ölecekler öldü. Beni tedirgin eden dişilerin bizden daha soğuk olmaları. Biz mırak saplarken bu kadar soğuk değildik.”

Akaptu “Gerçekten doğru. Az önce bir kıyım yaşandı. Ve dişiler acımasızca ziynetlerle gülüp oynuyor. Bilmeyen birisi olsa avcıları ziynetler için yok ettiğimizi zanneder.”

Arkeot “Bir öneri getireceğim. Okriyan Klanını yok ettik. Biz avcılar da fazla sayıdayız. Demem o ki Okriyan bölgesine klanımızın yarısı yerleşse iyi olmaz mı. Öyle güzel bir yer ve birbirimize düşman konusunda tamponda oluruz. Çevremizde hiç yabancı klan barınamaz.”

Orupta “Bazen benden güzel şeyler düşünüyorsun. Bölgemize varalım, bu konuyla ilgili uzun uzun konuşuruz. Üzerimizde vahşice avcı yok etmeyi atabilirsek yeni şeyler için gücümüz olacak. Bölgemizde bir kutlama düşünüyorum. Bu avcı yok ettiğimiz için değil, korku içinden tedirginlikten kurtulduğumuz için olacak.”

O an iki avcı zafer şarkısı söylemeye başladı. Şarkıları anlamsız sözlerden oluşuyordu. Onları ancak bu neşelendirirdi. Şarkı zaten konuşma denen şeyi alaya almıyor muydu. Ama en iyi anlamsız sözleri Orupta söyledi. Akaptu şaşırdı.

“Sanki konuşulan bir dilde söylüyorsun ama güzel söylediğin için itiraz etmeyeceğim.” Dedi o da Orupta’nın anlamsız sözlerinin nakaratını yaptı.

SON

Tuna M. Yaşar

 
Toplam blog
: 235
: 350
Kayıt tarihi
: 14.09.10
 
 

1973 Karabük doğumluyum. Üniversite uluslararası İlişkiler mezunuyum. Arkeoloji ve okültizm ilgi al..