Gökçü geldi hanıım...

Keşfetmek en sevdiğim kelimelerden biri.  

Çünkü sonu yok, nereye istersen yolculuk oraya.  

Az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim ve sonunda gözümü çook yukarılara diktim.  

Çocukken herkesin merakıdır uzay, yıldızlar, UFO'lar.  

İşte benim merakım da hiç bitmedi. Hâlâ garip garip araçlarla kafama göre havada gezme hayalindeyim.  

Bu hayalimi 5, 5 yaşındaki oğlumla, 8 yaşındaki kızıma da geçirdim.  

Geçen gün Nasa'nın sitesini geziyorduk, oğlum hemen "Annee buraya da gidelim" dedi.  

Sanki iki dakikalık bir yermiş gibi. Neyse ki sonra bir arkadaş İzmir'de benzer bir modelin olduğunu söyledi.  

Hiç olmazsa uçuş saatimiz yaklaşık 12 saatten 1 saate düşecek.  

Merkezin sitesini inceleyince gerçekten ilgimi çekti ve yaz tatilinde çocuklarla mutlaka gitmeyi isterim.  

Bilime, sanata aslında bir çok güzelliğe karşı ilgi küçükken aşılanır.  

Bana fazla aşılamışlar ki hâlâ her şeyin peşinden bilgi, bilgi diye merakla koşturuyorum.  

Araştırıp, yeni şeyler keşfederken çok da keyif alıyorum.  

Hele bir de bunu çocuklarla birlikte yapınca, onların da sizi iyi örnek aldığını görünce değmeyin keyfime.  

Onlara yeni bilgiler öğretirken ben de kendi bilgilerimi tazeliyorum. Sizler de deneyin.  

Çocuklara, yaşlarına uygun bir şekilde uzayla ilgili bilgiler vermek için gidip başta TÜBİTAK olmak üzere bir çok yayınevinin kitabını aldım. Onlara ilgilerini çekecek şekilde anlatım yapabilmek için tüm kitapları karıştırıyorum.  

Ancak ne var ki biz büyükler gibi çocuklar da görerek çok daha hızlı öğreniyor.  

Bu yüzden de bol bol videolar bulmaya çalıştım onlar için.  

Tabii ki en çok merak ettikleri konu astronotların uzay aracında nasıl yaşadıkları, uyudukları hatta tuvaletlerini nasıl yaptıklarıydı.  

Benim aldığım kısa notlar şöyle:  

1- UUİ ( Uluslararası Uzay istasyonu) de yaşıyorsan gece ve gündüz olması pek de fark etmez. Aslında sanki gece ve gündüz birbirine karışmıştır.  

2- İstasyon her 90 dakikada bir Dünya'nın etrafında döner ve astronotlar 24 saatlik bir günde 15 kez şafak vaktini yaşarlar.  

3- Yatakta uyumazlar. Küçük uyuma kabinlerinde uyku tulumlarını bir yere bağlayarak uyurlar, yoksa uçabilirler.  

4- Yemek yemek zor olduğu için plastik poşetlerin içine koyulmuş yiyecekleri ve çorbaları pipetle içerler. Katı yemeklerin üzerindeki sosların kapağı açıldığında uçmaması için yapışkan olması gerekir. Kırıntılanan yemekler de havada uçma riski yüzünden tercih edilmez.  

5- Tuvaletler vakumludur. İdrar ise daha sonra içme suyuna dönüştürülür.  

İdrarın geri dönüştürülmesi de ilginç bir konu ancak konuyla ilgili araştırmaları yaptım ve devam da ediyorum.  

İşte aşağıdaki linkte Nasa'da yirmi yıldır çalışan Michael Flynn isimli yaşam destek mühendisi geri dönüşüm sisteminin nasıl yapıldığını anlatıyor. Uzaya su taşımanın maliyetli olduğunu dile getiren Flynn, bu işlem için "forward osmosis" adı verilen bir yöntem üzerinde çalıştıklarını anlatıyor.  

http://zd.net/gSrQi9 

Yeni bir gökyüzü haberinde buluşmak üzere,  

Sound of Serra