Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Gönülden gönüle bir yol vardır görülmez...

Gönülden gönüle bir yol vardır görülmez...
 

Bismillahirrahmanirrahim…

Çocukluğumdan hatırladığım ve her işe başlarken ve rahmetli babaannemin öğüdüdür Besmele çekerek işe başlamak. Buradaki ilk yazım olacak inşallah. Yaşım 32, yaşı belki çok olmayan ama yaşanmışlıklardan ders alan bir birey olarak Blog'daki yolculuğuma başlıyorum. Yapıcı ve öğretici her türlü eleştiriye açığım .

Bugüne kadar hayatımda tanıdığım insanları bazen tahta kapılı taş evlere benzetmişimdir. Taş evin o tahta kapısını çalarsınız ve sahibi olan kişi o kapıyı ya ardına kadar açar, ya  aralar veya hiç açmaz.O kapı açılmadan içerisi hakkında hiçbir yorum yapamazsınız. O evin eşiğinden içeriye adım attığınız an o evin içindeki düzene ve intizama dikkat kesilirsiniz, tanımaya çalışırsınız.

Kimbilir neler duymuştur o taş duvarlar, sessiz çığlıklara şahitlik etmiştir. Nasıl şen kahkahalar çınlamıştır duvarlarında. Kimbilir ne gibi özlemlere, nasıl coşkulu kavuşmalara şahit olmuştur. Hayal kırıklıklarını, umutsuzlukları, sevinçleri ortak edinmiştir kendine, yaşanmışlıklarına…

Kapının önünde beklerken gözlerinizi yumup içeriden gelecek tıkırtıları dinlersiniz mesela . İçinizden bir ses der ki ” Gitme ! Birazdan o kapı açılacak sen sabırla bekle”  İçinizde fısıldayan o sesi dinler ve sabırla beklersiniz. En küçük tıkırtıya kulak kabartarak bir umutla, yılmadan. Ve kapı sessizce açılır ve içeriye buyur eder sizi.

Bazı evlerin kapıları ise  sanki sizin gelmenizi bekliyormuşçasına açılır. Adımınızı attığınız an bir şey  kavrar sizi. Belki önce ürkek yaklaşırsınız ama onlar sıcacık sarar sarmalar benliğinizi. Evin içinde dolaştıkça yaşanmışlıklara da şahit olur insan. Bu çok güçlü bir bağ kurmanızı sağlar evle aranızda.

Bazı evlere sadece uzaktan bakabilirsiniz. O kapının size hiç açılmayacağını düşünerek başka birinin içeriye girmesini içinizi çekerek izlersiniz.

Bazı evlere girmeyi düşünmezken bir bakmışsınız ki içeridesiniz. O tek tek açar odalarının kapılarını size. Hiç zorlanmadan sıkılmadan nefes alırsınız bir köşesinde.

Bazı evler vardır ki onlar kırık, dökük ve yıkıktır. Görünüşlerindeki yıkıklık, eskilik merdivenlerinden tutun kapısına kadar yansır. İçeriye girmeye tereddüt edersiniz ama girdiğiniz an kendinizi bambaşka bir dünya da bulursunuz. Sanki o ev yıllarca sizi beklemiştir. Yaşanmışlıklar dışını eskitse de içini hiç yıpratmamış ve mis gibi çiçek kokuları ve bembeyaz bir aydınlıkla karşılar sizi. Ömrünüz boyunca tatmadığınız huzuru ve mutluluğu yaşarsınız.

Bazı evler vardır ki içeride her türlü yaşam emaresi vardır. Yüzsüzlük edip kapıyı defalarca vurursunuz. Arkadan kilit üstüne kilit vurulduğunu duyarsınız ama mümkün değil açılmaz o evin kapısı. El-insaf der beklersiniz evin taş merdivenine oturarak.

Aslında bahsettiğim bütün evlerin ne zili, ne kapı kolu ne de tokmağı vardır. Bu kapılar ancak içeriden açılır ve onlar gönül kapılarıdır.

Bu yazıyı nasıl sonlandıracağımı düşünürken aklıma  Neşet Ertaş’ ın türküsünden dizeler geldi.

Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez
 Gönülden gönüle gider yar oy yar oy yar oy yar….

İnsan uzaktan bakınca hayatının detaylarını daha bir net yakalıyor,

Gün yüzüne çıkıyor iz bırakanlar..

İz bırakanlarımızın hayatımızda daima olmaları dileğiyle…   

 
Toplam blog
: 146
: 762
Kayıt tarihi
: 02.05.14
 
 

İnsanları ve yaratılmış tüm canlıları severim. Yazmak amatörce de olsa hayatımda bir süredir var...