Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '07

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Grip aşısı olalım mı?

Grip aşısı olalım mı?
 

Grip, viral bulaşıcı bir enfeksiyondur. Hasta kişilerin bulunduğu ortamda solunum yolu (hapşırma-tıksırma) damlacıklarıyla veya virüs bulaşmış ellerin temasıyla kolaylıkla bulaşabilir. 1-4 günlük kuluçka (bekleme) süresinden sonra kişide <ı>ateş, halsizlik, kırgınlık başta olmak üzere <ı>kuru öksürük, baş ve kas ağrılarına sebep olur.

Bağışıklık sistemi yeterli düzeyde olan bireylerde kendiliğinden bir hafta içinde tedavisiz geçen bu hastalığın ilaçla etkili bir tedavisi yoktur! İlaçlar ancak destek tedavisi dediğimiz, ağrı kesmeye ve ateş düşürmeye yönelik tedavilerdir. Alınan antibiyotiklerin tedaviye yararı olmayacağı gibi ciddi yan etkileri olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır! Bol sıvı tüketimi ve vitamin (özellikle C vitamini) desteği iyileşmeyi hızlandıracaktır. Yatak istirahatini gerektirir.


Etken tespit edilebilirse (ELISA testi ile) etkene yönelik geliştirilen ilaçlarda kullanılabilinir. (Bunlar masraflı biraz)

Tabii böyle kötü bir tecrübe yaşamaktansa önlemimi alıp, korunurum diyorsanız bünyenizi güçlendirecek şekilde beslenebilirsiniz. Biraz da giyiminize dikkat ettiniz mi olay bitmiştir.

- Ancak işi sağlam kazığa bağlayanlardansanız

- 65 yaş ve üzerinde iseniz

- Toplu yaşanılan bir yerde görevliyseniz (yatılı okul, bakımevi...)

- Sürekli akciğer ve kalp hastalığınız varsa (astım ve böbrek hastaları dahil),

- Diyabet (şeker) hastasıysanız,

- Bağışıklık sisteminiz baskılanmışsa (kanser hastaları, HIV=AIDS enfeksiyonu olanlar, organ nakli yapılmış olanlar, steroid ilaç alanlar, kemoterapi ya da radyoterapi uygulananlar),

- Sağlık çalışanıysanız,

- Risk grubu hastaların ev halkı, yakın temasta olduğu kişilerdenseniz,

- 6 ay - 18 yaş arasında olup uzun süreli Aspirin alıyorsanız (Reye Sendromu gelişme riskini azaltmak için),

- Grip mevsiminde hamileliğinin dördüncü ve daha sonraki aylarında iseniz,
aşılanmanız gereklidir.

Gribe karşı aşı, ölü virüslerden hazırlanır. Kol kası içine enjekte edilir. Yılda bir defa yaptırılması yeterli sayılmaktadır. Bilim adamları aşıyı, o sene yaygın olarak görülebileceğini tahmin ettikleri virüsün türlerine göre hazırlarlar. Bir aşı, içinde ilgili virüsün birden çok türünü kapsar. Aslında bir defa aşılanmak o virüs türüne karşı hayat boyu bağışıklanmanız anlamına gelir ancak, virüsler her sene tür çeşitliliğini arttırdığı için, aynı virusun farklı bir türüyle bu sene karşılaşacağınız muhtemel olduğundan her sene aşıyı tekrarlamanız gerekmektedir. Dolayısıyla, aşı yaptırdığınız halde, yaptırmış olduğunuz aşının mahiyetinin dışındaki bir türden dolayı da gribe yakalanabilirsiniz! İşte bu noktada aşının ne kadar yararlı olacağı tartışmaları başlar. Bu konudaki fikirler kişiden kişiye değişeceği için kimse sizi aşıya zorlayamaz, ancak devlette sizin aşınızı karşılamaz!

Aşılandıktan ancak bir iki hafta sonra bağışıklama gerçekleşir. Bu yüzden gribin en yaygın görüldüğü kış aylarından önce (Ekim – Kasım gibi) aşılarınızı yaptırmanız gerekmektedir. Daha öncesinde grip aşısına karşı allerji geçirenler, yumurtaya allerjisi olanlar, hamileliğinin ilk üç ayında olanlar aşı yaptırmamalı! Yüksek ateşli hastalık geçirenler de aşıyı tam olarak iyileştikten sonra yaptırmalıdırlar.

Aşı sonrası nadiren, hafif geçen, nezle benzeri bir tablo oluşabilir. Aşı yerinde kızarıklık ısı artışı, hafif ateş kas ağrıları, kırıklık hissi olabilirse de bir iki günde düzelir.

Aşı uygulanmadan önce doktora danışmakta, çok seyrek olsa da, anafilaksi dediğimiz ölümcül allerjilere müdahale edilebileceğinden, aşıyı bir sağlık kuruluşunda yaptırmakta yarar vardır.

Grip aşısı, grip nedeniyle hastaneye yatmayı %50-60, gribe bağlı yaşlı ölümlerini %80 oranında azaltır. Ancak, koruyuculuğunun sınırları olduğunu baştan belirtmek gerekir. Her şeyden önce, bilim adamları, bir sonraki yılın grip türlerinin tamamını öngörmeyebilirler. Aşı, uygun koşullarda saklanmamış ve nakledilmemiş olabilir. Doğru koşullarda saklanıp uygulanmak şartıyla aşının faydası inkâr edilemez.


Sonuç olarak genel tedbirlere daha fazla dikkat etmeliyiz! Solunum yolu hastalıklarının (grip, nezle, soğuk algınlığı vb) topluma yayılmasında sağlamlardan çok hasta olanların daha dikkatli ve sorumlu davranması gerekir. Hastalar en azından hastalıkları tamamen düzelene kadar başkalarıyla öpüşmemeli, kucaklaşmamalı ve hatta tokalaşmamalıdır (virus yıkanmamış elde de bulunur). Ayrıca yine hastalar ağız ve burunlarıyla temas ettiklerinde, öksürük hapşırık nedeniyle ellerine sekresyonları bulaştığında ellerini yıkamadan başkalarının kullandığı telefon vb gibi ortak gereçlere temas etmemelidirler. Hastalar ilk 3-4 gün zorunlu değilseler sineme, okul, işyeri, metro, otobüs gibi kalabalık ortamlara girmemeli, evlerinde istirahat etmeli, mutlaka gerekiyorsa başkalarına bulaştırmamak için maske ile sokağa çıkmalıdırlar. En etkili korunma hastaların alacağı bu gibi tedbirlerle olur. Sağlıklı kişiler ise sonbahar-kış aylarında uygun giyim ve beslenmeye dikkat etmeli; kalın-yünlü sıcak giysiler giymeli, terli kalmamalı, bol sebze meyve tüketilmeli. Vücut direncini düşüren ve kolayca hasta olmamızı sağlayan etkenlerden uzak durulmalı (aşırı yorgunluk, alkol, sigara, az ve düzensiz uyku, düzensiz ve tek yönlü beslenme)

Bu kadar kolay korunmak varken neden riske girelim?
 
Toplam blog
: 68
: 4699
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

Tıp doktoru ve iki senedir online sağlık danışma hizmeti veren  sitesinin yöneticisiyim. Sık ka..