Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '14

 
Kategori
Deneme
 

Gül kokulu şerbetleri çok özledim!

Küçüklüğümü dair en güzide anılarım arasında hayal meyal da olsa, özellikle bayram, kandil gibi özel zamanlarda ve Anadolu insanının ‘ ağır misafir’ tabir ettiği kırk yılda bir gelen hatırlı bir konuğumuz olduğunda, hatırladığım bir şey var ki "gül kokulu şerbetlerimden buyurun" derdi anacığım. Sorgun'daki dedemin gözü gibi baktığı o küçük bahçesinde çiçeklerin kraliçesi veya milli çiçeğimiz diyebileceğimiz, koyu kırmızı ve pembe "güller " toplanır ve tadı da kokusu da muhteşem olan şerbetler yapılırdı. Bu güzelim güllerden özellikle pembe renkli olanlarından "gül reçeli" de yapılırdı ki bu ev yapımı kokulu reçel tadını, hala hiç unutamam. Ne zaman ki piyasada gül reçelleri yapılmaya başlandı, gazlı içecekler dediğimiz içecekler bayramda seyranda baş ikram(!) oldu, evimizde artık ne gül şerbetleri ne de gül reçelleri yapıldı. Ne yazık ki bu güzel kokulu, sağlıklı geleneksel değerlerimizde azalarak kayboldu.

Gül için çiçeklerin şahıdır demek ve onun biraz da mağrur gösterişli güzelliğinden insanlar çağlar boyu etkilenmiş. Ben kendi adıma gül sevmeyen birine rastlamadım. Bilmem sizler böyle birine tesadüf ettiniz mi? En eski zamanlardan beri gül, duruşuyla, kokusuyla ve hatta çok farklı kullanım alanları ile insanları, en katı kalpli olanları bile etkilemiştir.

Osmanlı imparatorluğundan günümüze kadar olan süreç incelendiğinde, Osmanlı padişahların da güle çok önem verdiklerini hatta "memleketimizin her köşesi gülistanlıklar olsun" şeklinde fermanlar çıkardıklarını ve bu amaçla saray-ı hümayundan zaman zaman, bahçıvanlık yapan kişilerin Anadolu’ya gönderildiklerini görüyoruz. Gül suyu ve Gül yağları imali için gül bahçelerini kurdurmuşlar ve bu alanda istihdam edilmesi için bugün ki tanımla ziraatçı diyebileceğimiz insanlar yetiştirtmişlerdi. 17. yüzyıldan itibaren Edirne'ye bağlı olan Kazanlık, yine imparatorluğa bağlı olan, Zagra ve Filibe gibi yerlerde bir devlet politikası olarak bol miktarda gül bahçeleri yapılmış. Rus savaşları ve Balkan yarımadasındaki yeni oluşumlar şekillenirken Bulgaristan kurulması ve Osmanlının başlattığı gül yetiştiriciliği ön plana çıkmış. Yine bu dönemleri müteakipte de kültürümüzde çok önemli yer tutan gül bahçeleri, Sultan II. Abdülhamit'inde teşvikleri ile Bursa ve Diyarbakır gibi illere bu muhteşem bahçeler kurulmuştur. Teşvik amaçlı gül yağı ticaretinde "Dâhili Gümrük Vergisi" alınmaması ve Ziraatçıların diktiği gül bahçelerinden beş sene müddetçe öşür alınmaması gibi kararlar alınması ne kadar güle önem verdiklerinin bir ispatıdır. Şuan Isparta gülü, Şam gülü, Yağ gülü, Gül-ü Muhammedi gibi kokulu ve renkli güller İslamiyet'inde vazgeçilmez kokularındandır. Mevlitlerde  "Güldanlık"lara konup öyle serpiliverir misafirlerin ellerine gülsuları. Güllaç tatlısı ve reçelini de doyum olmaz hani.

İbni-Sînâ da gülün önemini anlayanlardan. 11. yüzyılda yaşamış ve yazdığı kitaplarla Doğuda ve Batıdaki tıbbı yüzlerce yıl etkilemiş olan İbni Sina öncelikle gülsuyu ve gülyağının kokusunun etkisini yazar; “Hoş kokusundan dolayı ruha hitap eder ve rahatlatma etkisi vardır, bayılmalarda ve hızlı atan kalplerde çok yararlıdır”der. Gülsuyunun hem ruha hem de akla olan etkisini vur­gularken beynin çalışma ve algılama gücüne faydalı olduğunu da belirtir.

Kokulu gül aynı zamanda ciddi bir ilaç olarak da kullanılmaktadır. Günümüzde, gül kokusunun ferahlattığı ve hafızayı kuvvetlendirdiği, serinletici özelliğinden dolayı ateşlenmelerde başa sürülmesi ise sıcaklığın düşmesini sağladığı, gül macununun mide ve karaciğere iyi geldiği ve gül yağının deri hastalık­larında yararlı olduğu bilinmektedir. Senede iki ay açan gü­l toplanıp işleniyor. Taze güllerin damıtılması ile gülsu­yu veya gülyağı elde edilebilir. Taze güllerin şeker veya balla muamelesiyle üretilen gül macun­ları yapılabilir.

Gülgiller (Rosaceae) familyasının Rosa cinsinden güzel kokulu bitki türlerine verilen ad olarak bilinen gülün anavatanı Anadolu, İran ve Çin olarak bilinmektedir, ama tabi ki başka yerlerde de yetişir. Çok güzel ve kıymetli olması nedeni ile park ve bahçelerin süslenmesinde kullanıldığı gibi odaları, balkon ve terasları da süsler.

Ben gül kokulu şerbetleri çok özledim, ya siz? 

 
Toplam blog
: 233
: 209
Kayıt tarihi
: 12.12.13
 
 

Prof. Dr. Hamdi Temel, 1966 yılında Sorgun'da doğdu, İlk ve orta öğretimini Sorgun'da tamamladı v..