Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '15

     
    Kategori
    Siyaset
     

    Günah keçisi bürokratlar

    11. muhtarlar klasiğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhtarlara yaptığı konuşması, uluslararası WIN/Gallup şirketinin “Kime güveniyoruz” konulu anket sonuçlarını hatırlatır nitelikteydi. Hatırlayalım, şirketin 60 ülkede yapılan toplamda 61 bin kişinin dahil olduğu anket sonuçlarının Türkiye ayağına göre, halk listenin en başına yüzde 86’lık güven oranı ile öğretmenleri, en altına ise yüzde 17’lik güven oranı ile siyasiler yerleştirdi.

    Erdoğan, içi boşaltılan çözüm sürecine de değindiği konuşmasında “Kamu görevlilerinin gelişmeleri eksik veya yanlış değerlendirilmesinin, bu konuda zafiyete yol açtığı anlaşılıyor.” dedi. Devletin en güvenilir makamı toplum içinde yaşanan bir kriz için sorumluları işaret ediyorsa bu laf arasında söylenmiş bir iddia değildir. Meselenin AK yüzü neyse açıkca gösteren, dolayısıyla bir dizi istifayı beraberinde getirebilecek gerçeklerdir. Fakat beklenildiği üzere, bu açıklama gündeme bomba gibi düşmedi ya da bir dizi istifayı beraberinde getirmedi çünkü bu, çıkmaza giren Erdoğan’ın öteden beri alışageldiğimiz günah keçisi bulma politikasından başka bir şey değil.

    Havuz medyasını arkasına alan Erdoğan, işler yolunda gitmediğinde veya aynı manşetlerden sıkıldığında hem “bizi kandırdılar” edebiyatı yaparak kendini aklıyor hemde bir günah keçisi ortaya çıkararak gündemi değiştiriyor.

    AKP’nin deforme ettiği pörsümüş bürokrasinin temel dinamiğinde ülkeyi tek elde toplamak vardır. Dolayısıyla, hükümetin özenle seçip atadığı bürokratların üstlerine bildirmeden “iş” yapmaya kalkıştığını söylemek akıl tutulmasıdır. Türkiyede hiç olmadığı kadar otokratik bir yönetim var, hiç bir kurum hükümetin bilgisi ve izni dahilinde olmadan bırakın politikalar üretmeyi, tek bir kelâm dahi edemez. Yakın zamanda yayınlanan ve yalanlanmayan, hatta MHP milletvekili Oktay Vural tarafından da doğrulanan haberde “TSK’nın geçen yıl başvuru yaptığı 290 operasyondan sadece 8’ne izin çıktı” ifadesi dikkat çekti. Eğer TSK için bile hâl böyleyse, “Türkiyede bürokratlar kendi politikalarını üretip, hükümetten bağımsız karar alıp uygulamaya koyuyor” derseniz, ikna edici olmanız epeyi zor olur.

    Erdoğan çamurdan çamur atarak kurtulabileceğini düşünüyor. Erdoğan’ın bu arınma sratejisinin, işler yolunda gitmediğinde, partileri tarafından mahkeme önüne çıkarılabilecek AKP “taraftarlarını” hipnozdan uyandırıp uayndırmayacağını ilerleyen günlerde hep beraber göreceğiz.

    AKP alenen terörün Güneydoğu ve Doğu’ya silah zulalamasına, memleketi mayın tarlası haline getirmesine göz yummuştur. Bütün bunlar olurken de, hükümet istediğini zincire vurup toplumdan koparıyor, banka batırıyor, yerli-yabancı sermayeyi kovmakla meşgul oluyor, eleştiri yazısı yazan gazetecilere terörist damgası vurarak göz altına alıyor, şayet canını da sıkan olursa bir zamanların “Ergenokon” u olan şimdinin “Paralel” yaftasıyla toplumu ona  düşman ediyor.

    Muhafazakarların bugün “şeytanlaşmaış zihniyet” diye bahsettiği darbe dönemlerinde dahi kreşler terör polisiyle basılmamış, şirketler ve bankalar maliye cezalarıyla batırılmaya çalışılmamıştır. AK parti tarihe unutulmayacak KARA imzalar atmıştır.

     
    Toplam blog
    : 1
    : 33
    Kayıt tarihi
    : 03.10.15
     
     

    Akademisyen ..