Günaydın, Türkiye...

"Çıplak kadın resimlerine karışıyor muyuz!"
…
Başbakanın basına yansıyan sözleri bilinç altının dışavurumudur. Salt yukarıdaki tümceden yola çıkacak olursak bile ülkede egemen olan laik yaşama müdahale kaygılarının yersiz olmadığını görürüz. Gerisi teferruattır!
Psikologlar herhalde şöyle açılımını yaparlardı bu bilinç yansımasını;
“Aslında tasvip etmiyoruz ama ses çıkarmadık!”
“Karışacağımız zamanda gelecek!”
“Karışmak isteriz ama şu an koşullar farklı tutum sergilememizi gerektiriyor!”
“Ayağınızı denk alın!”
…
Eski meclis başkanı televizyonlara yansıyan görüntüde gözyaşlarını saklayamıyor. Ama bu göz yaşları “mutluluğun “ göz yaşları, farklı anlaşılmasın. Türban alanında yapılan yasa değişikliğinin ertesinde adeta kendinden geçercesine…
….
Taha Akyol çağrı yapıyor yazısında. “Cumhurbaşkanı türban yasasını onaylamamalı” diye olabileceklerin endişesini, toplumda zamansız bölünmeyi ertelemek için kalem oynatıyor!
…
Taha Kıvanç kaç gündür Doğan gurubunu açıkça tehdit ediyor!
…
Yarı aydınlar, entel liboşlar ve de seksen yıldır ülkenin ekseninin değiştirilmesine neden olan politikacı kalıntıları ızdıraplarını dile getiriyorlar!
…
Ertuğrul Özkök “aldatıldım.” Diye döşeniyor yazılarını, korkularından söz ediyor…
…
Günaydın demek durumu kurtarır mı bu saatten sonra tartışılır.
…
Sıhhıye Abdi İpekçi meydanında laik, demokratik cumhuriyet’i kaybetme endişesi taşıyanlar “kokoş” olarak aşağılanıyorlar!
…
Cumhurbaşkanına “AÇIM” diye ülkenin gerçek gündemini haykıran kadının ağzı kapatılarak derdest ediliyor!
…
İstanbul’un orta yerinde ölen onlarca işçi umurunda değil iktidarın.
…
Tersanelerde sekiz ayda “iş” kazasına kurban edilen asgari ücretli onlarcası küçük birer haber olarak yer alıyor basınımızda.
…
Ve türbancılar kamusal alanda da “özgürlük” istiyor!
Ve Anadolu şehirlerinden gelen haberlere göre “mahalle baskısından” otellerde bile alkol bulmak olası değil.
Ve şehirlerde kırmızı noktalı eğlence merkezleri veya semtleri “dış mihrakların” projesi.
Ve , ve…
…
Konu “Çıplak kadın resimlerine karışıyor muyuz?” sorusunun bilinç altında düğümleniyor.
İktidarı desteklediği için eleştirilen gazeteci artık “Korkuyorum” diye yazıyorsa…
Günaydın! Ben biliyordum demenin faydası var mı!

***
13/02/2008 Ankara