Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '08

 
Kategori
Haber
 

Yemin ettiniz, unutmayınız...

Yemin ettiniz, unutmayınız...
 

<ı>

Geçenlerde bir “<ı>Hatırlatma notu” yazmıştım Sayın Cumhurbaşkanı’nın dikkatine. Sonra <ı>“Yayına vermekten” her nedense vazgeçtim. Ancak, bu gün yayına vermem gerektiğini ve <ı>“Hatırlatmanın” daha doğru olacağını düşünüyorum.

Anayasamızın <ı>“C. Antiçmesi” başlıklı maddesini hatırlatmak istiyorum. Önce <ı>“Hatırlatmamı” yapayım.

<ı>C. Andiçmesi

<ı>

<ı>MADDE 103. – Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer :

<ı>

<ı>“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

Sayın Cumhurbaşkanı…

TBMM tarafından yukarıdaki metinde belirtilen yemin ederek, yine bu anayasa hükümleri içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin <ı>“Cumhurbaşkanı” sıfatını alarak ve <ı>“Siyasi Partili” kimliğinizi bırakarak göreve başladınız.

Gerçi söz konusu yemini, Allah’ı, dini, imanı ve kitabı karıştırarak ve sonunda da <ı>“Yemin ederim” diye bitirmediniz. Ettiğiniz yemin, sizi seçen ve bu göreve getiren <ı>Anayasa’nın Laiklik ilkesine göre hazırlanmış bir <ı>“antiçme metni” idi, zaten sonu da <ı>“…<ı>Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim…” diye bitiyordu.

Anayasamızın <ı>“Laiklik” ilkesi dikkate alınarak hazırlanan ve TBMM çatısı altında <ı>“…<ı>Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim…” demeniz sizin için bir şey ifade ediyor ve <ı>“Yemin” kapsamında sayılıyorsa… Önünüze gelen ve ettiğiniz yemin veya Anayasadaki ifadesi ile <ı>“antiçme”nin gereği olarak Anayasa değişikliği yapan kanunu <ı>“Veto” etmeniz gerekecektir.

Yok, eğer <ı>“Böyle yemin mi olur, yemin dediğin Allah’ı, dini ve kitabı içine alacak ve sonunda da YEMNİN EDERİM diye bitecek” derseniz ki, diyebilirsiniz dilin kemiği yok, ona da sizin adınıza bir şey diyemeyiz. Sonuçta veto etmeyip imzalayacağınız Anayasa değişikliği kanunu, devletin laiklik ilkesini de ortadan kaldırıyor, siz de <ı>“Kalkmış” şekline göre hareket etmiş olursunuz.

Sayın Cumhurbaşkanı…

Siz, veto etmeyip imzalar ve yasalaşmasına olanak verirseniz, bizler sizin bu kararınızı kabullenir miyiz?

Hayır…

Sayın Başbakan dili sürçerek her ne kadar çarşafın rengini değiştirerek ve gerçek niyetini ortaya koyacak şekilde <ı>“Beyaz çarşafı” belinde <ı>“Kara çarşafı” da kadınların başına geçirmek üzere elinde dolaşıyorsa da, bizler de <ı>”Kefeni belinde” devletimizi, milletimizi, devletimizin şekli ve niteliğini, Atatürk ilkeleri ve devrimlerini koruma yolunda aynen hazırız.

Sayın Cumhurbaşkanı…

Önünüze gelen yasa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasının temel ilkelerine aykırı olması bir tarafa, milleti de bölmeye ve gelecek günlerde kargaşaya, neden olacaktır.

Kendi çapımda <ı>“Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti” ile <ı>“Atatürk ilke ve devrimleri”ni koruma uğrunda <ı>“Kefenini beline dolamış” Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı bir <ı>“Türk” olarak bir kez daha hatırlatmayı görev bildim…

Bilgilerinize arz olunur…

<ı>13 ŞUBAT 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..