Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

Gündem, (artık) çözümdür...

Gündem, (artık) çözümdür...
 

Avrupa Birliği Komisyonu İlerleme Komisyonu’nun hazırladığı resmi rapor açık ve net bir “İtiraf Belgesi” niteliğindedir… Üstelik bu “itiraf”lar, polis işkencesi altında, zorla, şiddet kullanarak alınmış ifadeler de değil… Adamların, kendilerini, şaşılacak derecede rahat hissetmelerinden doğan bir küstahlık ve şımarıklıktır açıkça sergilenen…

Lütfen dikkat buyurun… Türkiye’deki demokrasinin ayıbı olarak seçilen ve örneklenen üç yasa seçilmiştir. Özellikle seçilen bu yasaların varlığı, “ifade özgürlüğü”nü ihlal eden unsurlar olarak ortaya konuyor. Bu yasalar şu suçları düzenliyor: 1.- Halkı Askerlikten Soğutmak, 2.- Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar, 3.- Ve Türk Harflerinin Korunması…

Evet, mesele budur… Avrupa Birliği Türkiye üzerinde yürütülen politikalarını bundan daha açık ve net bir biçimde ortaya koyamazdı; itirafını belgeleyemezdi…

Birinci yasa düzenlemesi, önemli bir süredir boy hedefi haline getirilen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yöneliktir… Amaç, Türk halkı ile ordu arasına nifak sokmaktır… Bu yönde yapılacak yayınların önünü açmaktır. Çünkü, Türk Silahlı Kuvvetleri, emperyalizmin Türkiye üzerindeki niyetleri karşısında en önemli engellerden birisidir…

İkinci yasa, Atatürk’ün şahsında Cumhuriyet devrimleri’ni yıpratmak, korunmasız kılmak ve boy hedefine yerleştirmektir… Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin kazanımlarının, Atatürk İlkeleri biçiminde özetlediğimiz uygarlık hamlesinin ve en önemlisi de, Tam Bağımsızlık idealinin simgesidir… İstenen şey, bu ideale karşı sürdürülen örtülü saldırının önündeki engellerin kaldırılması ve tecavüzün açıktan ve serbest bir biçimde yapılabilmesinin önünün açılmasıdır… Atatürk heykelleri serbestçe taşlanabilecek, gençliğin Atatürk ilkeleri yönünde bilinçlendirilmesi önemli ölçüde önlenmiş olacak ve Cumhuriyet değerlerinin korunması daha da müşkül bir duruma sokulacaktır…

Sonuncu yasa ise, emperyalizmin, egemenliği altına almak istediği ülkelerde öncelikli olarak o ülkenin diline musallat olması yönteminin alelade bir pratiğinden ibarettir… Öncelikle o ülkenin dili yozlaştırılmaya çalışılacaktır. Sonra, o ülke dili içine sözcükler katıştırılacak ve yarı [örneğimizde İngilizce] yarı Türkçe melez bir dil oluşturulacaktır. Sonra, ortaya çıkan bu melez dil, devşirilen genç kuşakların kültürünü melezleştirecektir… Ve sonuç olarak ülkenin diline; yani kültürüne… Ve yani insanına egemen olunacaktır. “Bizler” gibi değil, onlar gibi düşünen insanların bileşkesinde de, onların çıkarlarına hizmet eden bir “sözleşmeli personel” kitlesi yaratılacaktır…

Türk Silahlı Kuvvetleri’ni çökerterek, reel gücü yok edeceksin… Atatürk İlkeleri’ni yok ederek, Cumhuriyet ideolojisini tarumar edeceksin… Ve ülkenin diline egemen olup, kültürüne… Ve yeni insanların beyinlerine ipotek koyacaksın… Senin dışında ama, sana ve senin çıkarlarına hizmet eden bir köleler ordusu yaratacaksın…

Ancak, hayır… Bu oyun çözülmüştür!.. Niyetler belirlenmiş, amaçlar teşhis edilmiştir… Avrupa Birliği İlerleme Komisyonu raporu ile ortaya konan itiraf, belirlenen ve teşhis edilen amaçların sağlamasının yapılması değer ve niteliğindedir… Türkiye halkı problemi, “bir bütün olarak görmüş… Ve parça parça çözecektir…” Emperyalizme göbekten bağlı olmayan herkes ve hatta, sağır Sultan dahi, bu gerçeği görmüş, meseleyi kavramıştır. Bundan sonraki günlerin gündemi, [artık] çözümdür!..

http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler.com/
 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..