Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '09

 
Kategori
Deneme
 

Güruh

Kanlı kelimeleri var tarihin, kanlı bezlere sarılıp kundaklara saklanan… Beşikler sallanırken kendini avutan taze gelinlerin kundaklanan bebeklerine sindirilen korkuları var toplumun… Beşik sallayıp ninni çığıran taze gelinlerin sandıklara saklanan duvaklarına işlenen yanlış öğütleri var kocamışların…

Kapanmamış yaralarına silah çatıp genç kurban eden toplumların, koynunda insandan kıymetli belledikleri aymazlıkları, hile hurdaları var…

Kapıların önünü süpürürken süprüntü zihniyet, asıl tozu toprağı genç dimağların alınlarına süpürür, diyen tu kaka edilmeyi yazgı kılıp kendine arkasından teneke çaldırıp el çırptırır…

Baykuş sesini yücelten bilge tırmanırken bir yükseltiyi, akbabalar bilge eksenli kanat çırpmaktadır kabak başının tepesinde…

Gaz lambası loşluğunu ve karneyle alınan tüketim mallarının açlığını bilen bilge, sıska bir kız çocuğunun ağladığı kıstırılmış tekdüzelik odalarını aramaktadır elinde kitapları ve o kitaptan kalkışan zılgıtlarını koca bir insanlığa çekmek için…

Elinde tuttuğu kitapların sayfalarını, kız çocuklarının köşeye kıstırıldığı dipsiz odalara gaz lambasının kalan gazını dökerken tutuşturmak için kullanacak…

İnsan böceğe dönüştürülürken kitaplar çaresiz kanat çırpsınlar sayfa sayfa, hiç olmazsa tutuşturulmaya değer odalarda…

İçlerinde ölüme eşdeğer bilmezliğin ve ayrımında olmazlığın yalnızlıklarıyla büyüyen, büyüdükçe tükenen neslin sığınacak limanlarını topa tutan karartı karşısında hiçbir işe yaramaz sözleri ve beylik kitapları var bellerinde ilericilerin…

Kanlı kelimelerini insanlık ortak belleğinin ne zaman gömecek olsa toprağın altına birileri, her karartı hükümdarlığında bir kez daha hortluyor o, vurdumduymaz gecelerde aniden yataklarına süzülüp girerek…

Yataklarında çırpınarak yastıklarını doğrultup yüzlerini ondan sakınarak yatağın ucuna doğru kaçsalar da o üstlerine pervasızca bir acımasız gerçek olarak çullanır. Onlar çırpındıkça gece vakti kuruyan dudaklarını oynatamadan, kim sefasını sürer onların silik ve korkak yatak üstü kaçışlarının seyrini…

Yataklarında kendilerine karşı bile verecek hesabı olmayan güruh karşısında kelimelerin kanlı elleri ve cümlelerin birileri eliyle dökülen dişleri hala sizin bedeninize saplıyken, kimin uzun tırnakları geçecektir yine aç ve susuz bırakılmış çocukların geleceklerine...

 
Toplam blog
: 55
: 383
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

1975’te Ankara’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri..