- Kategori
- Öykü
Güzel İnsan İsa ÇELİK-4
Tam bir yıl önce aramızdan ayrılıp Hakka yürüyen çok sevdiğimiz komşumuz güzel insan İsa ÇELİK
abimizin hayat öyküsünü sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum.
İsa ÇELİK abimizin anlatılacak bir çok yönü var elbette. Onun bence en önemli özelliklerinden biri de
her konuda bilgi ve tecrübe sahibi olmasıydı. Kendisi iyi bir usta ve iyi bir şoför olmasından dolayı bu
sahada kendisine güveni tam olup, başarılı bir geçmişe sahipti. Yani bu konularda tam anlamıyla söz
sahibi idi.
Bunların dışında da hemen hemen her konuda bilgi sahibi olup, her mesleğin genel özelliklerini bilirdi.
Bu biraz merak ve biraz da kabiliyete bağlıdır. Her ikisi de İsa abide mevcuttu.
Başka mesleklerinde püf noktalarını bilirdi. Buna bir örnek vererek İsa abinin ne derece bilgi ve anlayışa
sahip olduğunu görmeye çalışacağız.
Tanıdığımız stajyer bir öğretmen, dersini dinlemeyen haylaz bir öğrenciyi sınıftan kovar. Öğretmen
öğrenciye der ki, dışarı çık ve dersin sonuna kadar orada bekle. Öğrenci dışarda beklemez, doğruca
çarşı merkezine gider. Orada bir bakkaldan yiyecek canı çeker ve gizlice bir şeyleri alıp kaçmak isterken
yakalanır ve polislere teslim edilir. İlçe çok küçük bir yerleşim yeri olduğundan konu kaymakam bey’e
yansır. Kaymakam hemen okulu arar ve karşısına çıkan nöbetçi öğretmen:Buyurun efendim der… Okul
müdürü o anda okulda olmadığı için nöbetçi öğretmen telefona bakar. Telefonun uçunda Kaymakam
bey var. Kaymakam olayı anlatır ve kızar tabi… Nöbetçi öğretmen aynı zamanda öğrenciyi dersten
dışarı çıkaran kişidir. Tesadüf öğretmen ile Kaymakam önceden tanışıyordu. Öğretmen Kaymakam’a
şöyle der: Kaymakam bey özür dilerim öğrenciyi dışarda beklemesi için çıkarmıştım. Oda bu yanlış
davranışa yöneldi… Kaymakam bey’de öğretmeni tanımıştı. Hocam dedi bir daha böyle bir şey
olmasın… Bu olay, stajyer öğretmen için hayatında büyük bir ders olmuştu.
Bu olayı bir öğretmen olarak İsa abi ile konuşurken,
İsa abinin söylediği şu söz onun ne kadar bilgi ve tecrübe sahibi olduğunu gösteriyordu:” Yaramazlık
yapan öğrenciyi tahtaya kaldırıp, dersin sonuna kadar tek ayak üstünde bekletseydi ya” İşte bu tüm
öğretmenlere iyi bir önek olsun.
İsa abinin bize anlattığı bir çok öykü vardı. Hepimize ders verici özellikte olan anlatımlarını videoya
çekmeye başlamıştık. Maalesef bu çekimleri tamamlayamadık. İsa abinin anlattığı ilgi çekici ve
eğlendirici olanlarından bir iki örnek vermek istiyorum.
Ön Tarafı ve Sürücü Yeri Olmayan Kamyon
Eskiden kamyonla yolcu taşınmaktaydı. O zamanlar yolcu arabası yaygın değildi. Kamyonlarla yolcu
taşınmaktaydı. Sürücü yeri ve ön tarafı olmayan ve terk edilmiş bir kamyon kasası varmış. İki kişi
kamyon kasasının arka kapısını açıyorlar ve oradaki yolculara sesleniyorlar. Birazdan kamyon şu yere
hareket edecek. Hadi vatandaş gel birkaç yolcu aldıktan sonra kalkacak diyerek, kamyonu yolcu ile
dolduruyorlar. Yolcular binerken yol paralarını da veriyorlardı. Son yolcu bindikten sonra kamyonun
kapısını kapatıyorlar. Ve yüksek sesle şoföre bağırıyorlar. Hareket edebilirsin iyi yolculuklar… Aradan az
bir süre geçmişti. Kamyon hareket etmeyince yolcular mırıldanmaya başlıyor. Niye kalkmıyor bu araba?
Ne var acaba? İçlerinden biri aşağıya iniyor şoförü uyarmak için bir de ne görsün, kamyonun önü yok,
şoför yok… Tüm yolcular aldatılmıştı… Böyle bir aldatma nasıl yapılır diye hayretler içinde
gülüşüyorduk, İsa abinin anlatımlarıyla…
Ailenin Mutluluk Sırrı:Karpuz
Mutlu ve huzurlu bir aile reisi arkadaşlarını evine davet eder. Evde ziyafet verilir. Arkadaşları evde
gördükleri huzur ve mutluluğun sebebi nedir, diye sorarlar.
Adam eşine derki , Bir karpuz getir de ikram edelim. Hanım bir karpuz getirir, eşine verir. Adam karpuza
eliyle birkaç kez vurur. Hanımına der ki, bu karpuz iyi değil git başka getir. Hanım karpuzu alır gider ve
arkasından yeni bir karpuz getirir. Adam karpuzu inceler eliyle vurur karpuzu yine beğenmez. Hanımına
karpuzu verir git diğer karpuzlardan getir, der. Hanım hiç bozuntuya vermez gider yeniden bir karpuz
daha getirir. Adam karpuza dokunur şimdi iyi bir karpuz getirdin der, hanımına. Karpuz kesilir ve afiyetçe
yenir. Arkadaşları adama sorar. Hani bize mutluluğun sırrını demedin. Nedir sizi mutlu eden şey?
Ben size bunu gösterdim. Ama siz fark edemediniz. Mutluluğumuzu sağlayan şey karpuzdu. Önce
anlayamamışlardı mutluluğun sebebini…. Adam sırrı açıklayınca herkes anlamıştı sırrı. Meğer evde tek
karpuz vardı. Evin hanımı her sefer gider aynı karpuzu alır getirir. Başka karpuz yok diyerekten
Kocasını rezil etmez. Eşlerin birbirine her zaman değer vermesidir mutluluk kaynağı.
Rahmetli İsa abi eşi Nuriye hanıma bakarak şöyle demişti: Hocam bizim hanımda böyledir…Bizim
huzurumuz Nuriye hanımdır. Ben dışarda gurbetlerde çalışırken. Nuriye hanım evi döndürdü.
Çocuklarımı yetiştirdi. Onların okumalarına sebep oldu. Allah razı olsun ondan, dedi.
Gerçekten çok uyumlu eşlerdi. Allah her ikisinden razı olsun. Tüm aile Cennette buluşur İnşallah.