Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '07

 
Kategori
Dilbilim
 

Hai ben senin çevireceğin söze ne diyeyim!

Hai ben senin çevireceğin söze ne diyeyim!
 

Hai (*) ben senin çevireceğin söze ne diyeyim!

Efendim; Mevlana'nın doğum yıldönümü vesilesiyle, her sene Konya'da anma törenleri yapıldığını bilmeyen yoktur... Bu sene de 800'ncü yılını kutladık. Her sene bir takım aktiviteler ile kutluyoruz. Bu etkinliklere katılan yerli ve yabancı konuklarımız, Mevlana'nın dünya görüşünü anlamaya çalışıyorlar pek tabii ki...Yani olaya; sadece, sema gösterileri olarak bakmak yanlış olur...Konunun, bizim için önemi malumunuz. Yabancı tabir ettiğimiz Dünya insanlarının da, bizim ünlü düşünürümüz Mevlana ile ilgili olarak bilmeleri gerekeni, bizim onlara anlatış yada ifade ediş şeklimiz de çok önemli..!

Nasıl ki; Conficius'u, Socrates'i, Nietzsche'yi, Aristotales'i, Platon'u az biraz bilip, onların toplumlar için söylemiş oldukları, özlü ! sözleri de o derece bilip yerine göre kullanınca;

- Vaaay bilader seni bugün çok konfüçyus görüyorum...Yada,
- Yauuuv hocam, Aristo gibi konuştun yine valla...tarzında, sözleri de onlar için sarfedenler oluyor hani...

Asıl mesele; bunlardan alınan hayat görüşümüdür ? orasını pek bilemiyoruz...
Bu sene ki törenler için de, biraz ders çalışmışız galiba ? Ünlü düşünce adamımızın o meşhur sözü ise, çıkış noktamız olmuş...!

''Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol..! '' nedir anlatmak istediği şey ? Bana göre kısaca; İnsan olarak bulunduğumuz dünya üzerinde, insanlığımızı asla değişime uğratmadan yaşayabilmeye çaba göstermemiz...Bu söz; herkes için, farklı anlamlar yüklenmeye ve bir o kadar da evrenselliğe açıktır...Bu sözü Japonlara anlatmak istersek ne yapmalıyız o zaman ? Tabii ki çevrim yapacağız demek oluyor...Nasıl bir çevrime ihtiyacımız olabilir ? şöyle bir çevrim yaparsak, bu Japon toplumu nasıl bir dünya görüşüne ulaşmaya çalışır acaba ?
'' Olan şeyi gibi olmakla aynı zamanda yada olmak için olduğu gibi olan şeyi olunuz..! ''

Şimdi bu çevrimi Mevlana'ya söyleseydiniz, o da bize aynen şöyle bir sözle cevap verirdi belki de ???

'' Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır...''(Mevlana)

Efendim şimdi burada; '' Şey'' nedir ?, ''Olmak'' ile anlatılmak istenen Şey ise, Shakespeare'in meşhur Othello'sundaki '' Olmak yada olmamak, işte bütün mesele bu...'' olabilir mi ?, biz aslında ne olmak istiyorduk da, ne olmuşuz böyle bilader ? mi demeliyiz acep ???

Ben kendi adıma; böyle bir çevrim ile anlatılmaya çalışılan ''Şey'' den, Hiç bir ''Şey'' anlamadım desem, Japonların teknolojisi bile, anlama kabiliyetlerinin önüne kocaman bir ''Şey'' koyar ki, o ''Şey''e karşı hiç bir ''Şey'' yapamayız sevgili dostlar...

Bu noktada Conficius der ki;
'' Tanrım ! senden başka hiçbir şeyi olmayan ben, sen'den başka her şeyi olanlara acırım...''

Ne diyelim; dünya görüşümüzü, Mevlana'nın yolundan ayırmayalım... Saygılarımla sevgili dostlar.


 
Toplam blog
: 122
: 2970
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

Ankara Doğumluyum... Yazı yazmayı, çizmeyi, okumayı, izlemeyi, dinlemeyi, vb...vb... seviyorum. Bodr..