Halkın anlayacak yerleri ağrırken; evet mi, hayır mı?

Sabah, Horzum Yaylası dönüşümde anlatılıyordu…

İki gün önce Adana milletvekili Ali Küçükaydın Horzum’a uğramış. Yaylanın en büyük kahvehanesini bir saat için kiralamayı, bedelini de hemen ödemeyi önermişler. Ancak, yerin sahibi on katını bile verseler kiraya vermeyeceğini, söylemiş… Bunun üzerine, yirmi metre ilerideki daha küçük olan bir kahvehaneye yönelmişler milletvekili ile gelenler, orayı kiralamışlar…

Olayı bana anlatan biraz sonra milletvekilinin ‘referandum’ konuşması yapacağı, yaylacılardan ‘evet’ isteyeceği kahvehaneye varmış… Bir de ne görsün? Masalarda ‘oyun’ sürüyor, milletvekilinin dedikleri ‘yaylacıların’ umurunda bile değil! Böyle bir tepki olur mu; olur! Geçen hafta Başbakanın Adana mitingine ‘zorunlu’ olarak katılan belediyecilerden bir kaçından duydum… Kalabalık ‘bir önceki mitinge gelenlerin yarısı kadardı’ dediler… Şunu söyleyebilirim: Bölgemizde AKP gücünü yitiriyor! Evet… (Aslında rengim hayır da; sözün gelişi…) Referandum konusu sokakta konuşulmaya başlanmasına karşın, ‘kafa karışıklığı’ sürüyor… Hükümet, ‘kendi’ yapacaklarının sorumluluğunu yurttaşın üzerine atarken, muhalefet ‘öndelikle’ seçmenin gereksinmeleri üzerinde duruyor! Muhalefet ‘işsizliği’ soruyor; hükümet ‘statükoyu’… Muhalefet ‘yolsuzluğu’ soruyor, hükümet ‘milli iradeyi’… Muhalefet ‘dokunulmazlığı’ soruyor, hükümet ‘demokrasiyi’… Muhalefet ‘terörü’ soruyor, hükümet ‘vesayeti’… Muhalefet ‘çiftçiyi, esnafı’ soruyor, hükümet ‘idamları’… Muhalefet ‘grev hakkını’ soruyor, hükümet ‘özgürlükleri’… Yine evet… (Aslında rengim hayır da; sözün gelişi…) Yurttaş ya muhalefetin sorularını önemseyecek, ya da hükümetin… Şunu da unutmamak gerek ama: Hükümet her zaman bir adım önde.

Devletin kurumlarını önüne alarak, ‘evet’ karşılığında ‘vaatlerde’ bulunmasının ucu açık! Muhalefete de, salt olayları anlatmak kalıyor! Bir ara, komşularımdan biri gelerek ’12 Eylül yasasına evet demek gerekmez mi’ dedi. ‘Gerekir’ dedim. ‘Neden, hayır denilmesini istiyorsun öyleyse’ dedi. Buradan şunu çıkardım: muhalefet demek ki olayları tam anlatamıyor! 12 Eylül sorusunu şöyle yanıtladım: ‘12 Eylül yasasına referandumda bir şey yapan yok ki. 12 Eylül cemaatleri önemsemişti, halkı apolitik yapmıştı, özgürlükleri kısıtlamıştı, gericileğe ödün vermişti, düşüneni cezalandırmıştı, halkı kandırmıştı, insan haklarını yok saymıştı, örgütleşme zorlaştırılmıştı… Hani bunlara bir şey diyen var mı? Yok! Hükümet, iste bunları daha katı durumda uygulayacağı yasalar çıkarmak için referandum yapıyor.’ Komşum biraz durduktan sonra ‘yine kafamı karıştırdın açıkçası, sana inanmaktan başka yapacağım bir şey yok, görüşürüz’ diyerek yanımdan ayrıldı… Şunu çıkarıyorum buradan: Referandum ne denli konuşuluyor olsa da, içinde bulundukları ‘kaos’ nedeniyle halkın ‘anlayacak yerleri’ ağrıyor! Anlayacak yerleri…